On beþ kilodan fazla geldi tartýlan çuval
Cemil hoca dedi ki: »Üç tane patates al!«
»Belki o zaman bulur, adalet tam yerini.«
»Hatýra deðiþmem ben emeðin deðerini.«
Çuvala sokar sokmaz, elini yaþlý adam.
Dedi ki satýcýya: »Bu üçü fazla, haram.«
»Sen çok emek verdin onu ekip sökerken.«
»Yanýnda deðildim ki alýn teri dökerken.«
-Koyun, üç patatesten ne olacak, efendim.
-Bu güzel tavrýnýzý, vallahi çok beðendim.
»Cömertsiniz velakin ben bunlarý alamam.«
»Allah’tan baþkasýna asla borçlu kalaman.«
»Kýzmayýn bana lütfen, prensip meselesi.«
»Olmak istemem þimdi ihsanýn bir kölesi
Satýcý hayran oldu Cemil beyin haline.
Patatesleri koydu, Kamil beyin eline
-Yardým edeyim, dedi satýcý eðilerek
Yaþlý adam reddeti bu teklifi bilerek
Asla minneti yoktu, insanlara zatýnýn
Mimarý kendisiydi þimdiki hayatýnýn
Ardýndan alýverdi sað omzuna çuvalý
Geride yankýlandý hocanýn hoþçakalý
Satýcý baka kaldý, adamýn arkasýndan
Kâðýtla biraz tütün aldý tabakasýndan
Sandalyeye oturdu, sararak siðarayý
Sonra da sayýverdi cebindeki parayý
Tam on beþ lira vardý, günün ilk siftahýnda
Bu yüzden bahtiyardý perþembe sabahýnda
Cemil bey yürüyordu, ortasýnda sokaðýn
Upuzun boyu sanki gölgesiydi bir daðýn
Devi andýrýyordu, omzunda çuvalýyla
Patatesçi oynarken bir karýþ sakalýyla
Önünden geçiyordu gencecik bir simitçi
Açlýktan, kýyým kýyým kýyýlýyordu içi
-Þiþt, simitçi versene tazesinden bir tane.
-Aðbi fýrýndan þimdi çýktý, hepsi þahane.
Kamil bey ücretini uzattý genç adama.
-Bak bu taze deðilse geri veririm ama.
-Ver aðbi, sorun deðil; müþteri nimetimdir.
-Onun memnuniyeti en büyük servetimdir.
»Aferin sana aslaným; biliyorsun iþini.«
»Ayrýca hiç býrakma, ticaretin peþini.«
»Belli, kabiliyet var, cevabýn çok güzeldi.«
»Hýmm.. simitin güzel, tadý da taze geldi.«
-Aðbi deminki adam, var ya yemiþ kafayý.
-Kaybettiðinden beri tek oðlu Mustafa’yý.
-Kedilerle, kuþlarla konuþuyormuþ deli
-Etle yem alýyormuþ kâh peþin kâh vadeli.
Patatesçi düþündü; sonra »Vallahi« dedi,
»Yanýlýyorsun, adam borcunu tam ödedi.«
»Ne fazla ne de eksik, inan kýlý kýrk yardý.«
»Hatta çok veriyorsun, diye beni uyardý.«
»Deli bir insan nasýl bilir kardeþim hakký.«
»Kusura bakma ama; muhteþemdi ahlaký.«
»Hayvan sevmek delilik, sayýlýr mý, sayýlmaz.«
»Mahlukunu sevmekten insan vallahi yýlmaz.«
»Hem Nuh’un gemisinde, bizden çok hayvan vardý.«
»Güvercin, tavuk, kaplan, kaz, koyun, tavþan vardý.«
»Cemil beyi çok sevdim, çünkü o âdil biri.«
»Ayrýca- gördüm-yoktu zerre kadar kibiri.«
»Hayvanlarý sevmesi, bence takdire þayan.«
»Ki takdiri hak eder dünyada her yaþayan.«
»Niye küçümsüyorsun, hayvanla konuþaný.«
»Okudun mu bir defa hikmet dolu Kuran’ý.«
»Bilir misin aceba Süleyman’ý, hüdhüdü.«
»Neydi bir karýncanýn, dostlarýna öðüdü?«
»Onlarla mütemadi, konuþurdu peygamber.«
»Bir karýnca almýþtý birgün þöyle bir haber.«:
»Süleyman’ýn ordusu geliyor…Yuvalara!«
»Fark etmeden basmasýn bari bînevalara.«
»Tebessüm etti hemen, bunu duyan peygamber.«
»Sonra dedi ki: ‘Salih amel için bana ilham ver.’«
»Söyle þimdi bana genç, Süleyman deli miydi?«
»Yoksa Hakkýn katýnda her zaman veli miydi?«
»Kalp gözü açýk olan, anlar lisan-ý hali.«
»Cahaletinden meczub sanar onu ahali.«
»Cemil beye yakýþmaz, deli gömleði, çýkar!«
»Git hak dile adamdan, af için yalvar yakar.«
Delikanlý »Haklýsýn,« dedi, »giderim þimdi.«
-Tüh unuttum adýný aðbi peygamber kimdi?
»Süleyman, yüce ismi geçer Neml sûresinde.«
»Salih kul olmak varmýþ onun mefkûresinde.«
Kamil bey tebessümle þöyle bir baktý gence:
»Gariban Cemil bey de böyle biridir bence.«
»Aldanmamak gerekir bakýp da zahirine.«
»Mevlam deva gizlemiþ, yýlanýn zehirine.«
»Millet ne derse desin; Allah her þeye âgâh.«
»Hakikati bilmeden, yargýlamak çok günâh.«
»Vallahi Cemil beyde acayip bir hâl vardý.«
»Gözlerinde muamma, âlem-i misâl vardý.«
»Yüce Allah bakmaz ki üstündeki kumaþa.«
»Hoþnut olur her þeyi, sevgiyle et temaþa.«
Simitçi genç tepsiyi, kaldýrýrken baþýna.
Dedi ki: »Hýzýr gibi biri çýkmýþ karþýna.«
»Orasýný bilemem ama güzel adamdý.«
»Allah’a ve hukuka imaný inan tamdý.«
-Aðbi, sohbet güzeldi, manalýydý sözlerin.
-Bunu da ayan beyan söylüyordu gözlerin.
-Simitler kurumadan satayým sabah sabah.
-Kamil aðbi hoþça kal; görüþürüz inþallah.
Patatesçi doðruldu: »Hayýrlý iþler, koçum!«
»Affola varsa þayet kabahatim, bir suçum.«
-Estaðfirullah aðbi, tam aksine benim var.
-Ön yargý en fazla da sahibine verir zarar.
-Cemil beyi arayýp bulacaðým mutlaka.
-Özür dileyeceðim, yüzüne baka baka.
»Ýyi yaparsýn hemi, tanýþýrsýn adamla.«
»Ýyiliði yarýda koyma birgün tamamla.«
-Aðbi hayýrlý günler, hayýrlý iþler sana.
-Rabbim nâil eylesin seni lütfu ihsana.
»Hepimizi inþallah, sen de sat simitini.«
»Umarým aþarsýn bu gün kâr limitini.«
Delikanlý ayrýldý, baþýnda bakýr tepsi
Sokakta yankýlandý simitçi geldi sesi
S / ÂYE 24 KASIM 2017 / ESKÝÞEHÝR
Kelime:
Bînevâ: Zavallý, nasibsiz, muhtaç, çaresiz.
Âlem-i misal, her þeyin suret ve hakikatinin geçtiði ve temessül ettiði âlemdir. Tabir-i diðerle; dünya ile ahiret arasýnda bir âlemdir.