Topyekün yüzümüz güneþe dönüktü gökkuþaðýnýn altýndan geçerdi çocuklar gözlerimiz de aydýnlýk sabahlarýn çið zerreleri
aðaç gövdelerine kazýnmýþ isimler eþliðin de hýþýrtýlý bir orman sesiyle söylerdik þiirleri badem çiçeklerine
sularýn sesiyle daha bir uyumluydu sesimiz sevda bir baþka usturuplu dururdu içimizde ýþýldayan o ilk yaz yaðmurlarýyla gülerdik þenlenirdi bahçelerimiz
mavilikler ülkesinden bir ýrmak mütemadiyen bizi bize kavuþturan