Truva çavuş
Gramofondan çýkanlar feryat etti,
kalemi küskün þair dile gelecekti
insafý bulsaydý yolu istikameti.
Eridi enflasyonu düþük birim
banknot gibi. O bir parmak alacaktý
niyeti bozmadan önce belki de;
kabahatý ömründe gizli inceden
öðretmediler hiç Ay’a bakýnca
bir þeylerin yolunda olmadýðýný.
Seziyordu, sevmiyordu çiçekleri
Mudanya’da pazarcýyla kavgasýndan
bu yana bakmadý yüzlerine bir daha,
kokusu gelince özeniyor ürküyordu
gene de gammazlanmakdan, þahidi de yoktu yýllardýr, yalnýzlýðý dýþýnda.
Bedeviler gibi çölden çöle taþýyordu
bedenini su bulmak hayali ile sanki.
Hayvan sevmeyi de unutmuþ;
bir yaðmurlu gece sýrýlsýklam sarhoþ
taksi parasýný barmen kýzýn gülüþüne
kaptýrýnca, eve giderken köpek kaptý
ayaðýndan hengameli alacaktý,
ayak uydurdu Çin malý iþporta
adi plastik leðenlere toptancý olmuþ gibi,
babasý hacý idi az dayaðýný yemedi.
Muhafazakârdý hem seçim olunca
aþaðý mahallede berber yoldaþý vardý
traþý deðil muhabbeti para eden,
Cuma’da görünürlerdi arada.
Lise son solculara ayar çekerdi
prosedür gereði, dini mevcuttu
ezber de olsa. Düþmezdi aðýzdan
küfür sigara, laf atarken caddeden
geçen kýzlara. Eþarplý bacýsý vardý
türbana baðladý. Onun namusu vardý
kendisinin olmasa da.
Ayar kafasý kýzýnca gavura bozuk atar.
Müphem topyekûn; kehanet, cehalet,
rivayet, hýyanet, cinayet!
Salt þövalye hibede; þart altýnda Truva çavuþtu askerde!
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.