bir ev düþünün
gün yüzü görmemiþ
oturulmamýþ yatýlmamýþ
sýrýtýr ve hýrlar kapýlarý
saçaklarýndan damlar
þýp þýp þýp
su
bir ev düþünün
masada daktilo
çoraplar, terlikler
ayný yatak ayný divan ayný yastýk
ýþýksýz merdivenler
puslu düþünceler geçer gramafondan
derbeder gök gürültüleri pencerelerde
dört yönden sarmýþ odayý
kýrýk dökük her þey
sessiz bahçeleri
sonsuz bir ufukla kuþatýlmýþ
her duvarý çatýrdýyor
siyahi gök yýkýlýyor
bir siyah kadýnýn uzun kara saçlarýna
kara bir duvardan aþaðý tepetaklak yuvarlanýyor saatler
kör kuyulara akýyor zaman
*
bir ev düþünün
kadýnýn öte yarýsý
gelincik çiçeði gibi
kýrmýzý renkli
kýrýlmýþ küsmüþ incinmiþ
öyle bir yer
içinde ecnebi adamlar
bosna sürgünü
bir ev düþünün
içinde yeþil seccadeler
tapýnma zamanýnda
gök ile yer arasýnda perdenin inceldikçe inceldiði
ayak altýna serilmiþ
sokaklarýnda günlerce
her köþe baþýnda meleklerin kol gezdiði
özleyen gözlerin
yollarý gözlediði bir ev olsun
her yolu ayrý bir þehre götüren
deniz dalgalarýyla yýkanan
içinde
üç gün üç gece
hikayesini dinlediðim
bulut soluyan
deniz içen
annemin baþörtüsü gibi gök mavisi
bir ev düþünün
rengarenk uçurtmalar uçurduðum
ninnilerle büyüdüðüm
karanlýklar içinden güneþe bakmayý öðrendiðim
hayaller kurduðum
beyaz peynirin
kara zeytinin elimden düþtüðü
bir ev düþünün
cinayetler iþlenirdi her gece
cümle yýldýzlar
sabah nasýl olacak diye beklerdi
yýldýzlar vurulurdu alnýndan
aðýtlar düþerdi sözlere
postallarýn altýnda
aynalar kýrýk
yaðmalanmýþ
tükenmiþ
paramparça
bir yere kývrýlmýþ
aðlardým
gözyaþlarýmý taþýrdým cebimde
bir ev ki
yorgun
kýrgýn
biraz öfkeli
acýklý bir þarký
içli bir þiir
içinde kurumamýþ sevdalar mevcut
her renkte
ruhumda silinmez izler býrakmýþ
redfer