ÖLÜM GERÇEĞİ
Ölüm sonrasýndan söz edince,
Ahiret azabýndan kork denilince,
Bazý yufka akýllýlar derler ki;
“Gidip gören mi var ne belli,
Hani iddianýzýn delili.”?
Aklý baþýnda olanlarý etkilemez belki.
Böyle saçma bir mantýk, gülünç iddialar.
Ya çocuklarýn, zayýf insanlarýn imaný.
Onlara yazýk oluyor, iðfal ediliyorlar.
Ölüm gerçeðini þüpheye yer býrakmadan.
Öðrenip, insanlara anlatmak isterdim.
Çocuk beynimle gözlerine sokarcasýna.
Ýþte ölümün gerçeði, diye bilsem derdim.
Henüz on yaþýma bile basmamýþtým.
Sözde büyüklerim, þaka ile karýþýk;
Ýmanýmý bozmak istemiþlerdi.
Benim yanýmda birbirlerine,
Hani ahiretin delili demiþlerdi.
Kim gidip görmüþte anlatmýþmýþ…
Belki doðruymuþ, belki yalanmýþ…
Ahirete olan inancýmý yitirmemiþtim ya,
O þakayla içime çürük atmýþlardý.
Huzur içindeki kalbimi incitip,
Tatlý aþýma acý katmýþlardý.
RABBÝM;
Gerçeðini göstersen demiþtim.
Nasýl olacaðýný bilememiþtim.
Aradan uzun zaman geçmiþti.
Yaþým yirmi üçlere ermiþti.
“Uyku bir bakýma ölümdür.”
Mealindeki hadisi öðrendim.
Merakýmý büyük ölçüde yendim.
Doðru ya……..
Uykuda insan gerçekten ölüydü….
Beden yaþýyordu ya,
bilinç gömülüydü….
Uyuduðu süre içinde dünyadan bi haberdi,
Yalnýz ve yalnýz Rabbiyle beraberdi.
Ölümü anlamýþtým bu haber bana yetti.
Ölünce, öleceðini zannetmek gafletti.
Rüyalar en güzel delildi ahirete,
Kimin de cehenneme,
kiminde cennete.
Bir gün cuma namazýný huþu ile kýlmýþtým.
Þeytanlarýn her cinsinden Hakk’a sýðýnmýþtým.
RABBÝM o gece çok güzel bir rüya bahþetti.
Ölüm ötesini kabir hayatý vahyetti.
Ölmüþtüm,
yýkamýþlardý,
kefenlenmiþtim.
Musalla taþýndaydým,
sanki dinlenmiþtim.
Namazýmý kýlýyorlardý,
kýrk elli kiþi.
Hepside erkekti,
yoktu içlerinde diþi
.
Tabutumun içinden onlara bakýyordum;
Allah, Allah….
Ölüm denilen þey bumuymuþ?
Ölmemiþtim ki dünyada gibi yaþýyordum.
Hem çevremi görüp durmadayým….
Hem her söyleneni duymadayým.
Üstelik bütün bedenim göz olmuþ…
Hem önümü görüyorum, hem ardýmý;
Hem üst yanýmý, hem altýmý.
Dilersem cesedimle oluyorum,
Dilersem göðü boyluyorum.
Aldýlar naþýmý, kabirime koþtular.
Ardýmca olur olmaz konuþtular.
Ben bakarken mezarýmý biraz daha oydular.
Usulca tutup kara kabrime koydular.
Þimdi ancak kabirin acýk yerinden görüyordum.
Hepsinin seslerini tam olarak duyuyordum.
Biri bir avuç toprak alýp üzerime attý.
O bir avuçla, dünya ýþýðýný bana kapattý.
Artýk zifiri karanlýktaydým ama diriydim.
Bilinçliydim,
nerede olduðunu bilen biriydim.
Üstüme toprak atanlarý seslerinden biliyordum.
Rabbimden gani gani rahmet diliyordum.
Beni gömüyorlardý,
ben onlarý duyuyordum.
Yaþýyordum iþte,
ne ölmüþtüm ne uyuyordum.
Oturup baþucuma Kur-an okudular.
Hüküm Allah’ýn, hüküm Allah’ýn deyip durdular.
Usul usul uzaklaþýp gitti her biri,
Sýnýra kadar iþitildi ayak sesleri.
En arda kalan, duvarý atlayýp çýktý.
Artýk arkadaþým,
zifiri karanlýkta, yalnýzlýktý.
Az sonra,
mezarýmý altý yöne geniþler gördüm;
Rabbime þükür,
gümüþi renkte nûra gömüldüm.
Her yan pür nûr,
nasýl oldu anlamadým.
Iþýðýn kaynaðý nerede aradým bulamadým.
Bembeyazdý florasan ýþýðýna benziyordu…
Ruhuma anlatýlmaz hazlar veriyordu…
Birden, dört duvardan açýldý, dört kapý,
Dört er kiþi bana doðru geldiler…
Her birinin ellerinde siniler…
Sinilerde dolu dolu yemek kabý.
“Hoþ geldin komþu sefâ geldin.
Ölüm nasýl bir þey iþte bildin,
Kadrini bilerek þükrünü eda et.
Çünkü Allah’ýn lütfuna erdin.
Bu tecelli bir dileðin sonucu,
Ölümün gerçeðini keþif idi;
Dünya ile henüz iþin bitmedi.
Vakti gelince iþte böyle ölürsün…
Yaptýklarýný aynen burda görürsün.”
Eþim:
uyan bey,
sabah vakti, dedi.
Seherde inliyordu ezan-ý Muhammedi.
Haydin namaza,
haydin namaza.
Haydin kurtuluþa,
haydin kurtuluþa.
Namaz uykudan hayýrlýdýr.
Allah uludur,
Allah uludur.
Muhammet onun resulü ve kuludur.
Ilgýn -1993
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.