TEKMİL'İ BİRDEN
Ýnsan ne tuhaf bir yataratýlýþa sahiptir ki; sahip olduðu þeyler arttýkça hýrsý da artýyor sanýrým. Belki de en doðru ifade; dünyayý, bitmez tükenmez dertlerinden habersiz yaþayan delilerin mutlu sayýlabileceðidir. Erasmus’ un Deliliðe methiyesi’ ni okumuþtum. Bir yolculuk sohbeti. Belki de gerçekten haklýdýr...
Þimdi kýyas yapmadan, müsadenizle biraz delirmek istiyorum... Çünkü caným çok sýkkýn.
Bu gün; eteðimde ne varsa döktüm ortaya.
Yazýlar, notlar, resimler, tekmili birden…
Benimkisi bir düþ kabarcýðý, bir delilik sendromu…paranoyakça
Bir merhaba uzunluðunda ve daha dün gib herþey…
Ýyi geçmese de;
Hatýrlamanýn bile mutluluk verdiði yýllar…
“Bir varmýþ bir yokmuþ” ya
“Evvel zaman içinde; bir köy de, evin baþýnda
“Armut aðacý armut aðacý
“Baþýmýn tacý” armut aðacý
Kokusu hala burnum da tüter
Dallarý sarkardý; evin penceresinden.
Oynaþýrdý çiçekleri, dans ederdi rüzgar dan.
Çocuktum o zamanlar.
Ne kavgalar ederdi büyükler, onu paylamak için
Mesela komþu geçerken yoldan;
Bir taþ atardý; beþi birden topraða düþerdi.
Bir taþla beþ armut…
Yeme de yanýnda yat derdi Mahmut
Mahmut dedem olurdu benim.
Birini alýrdý, dördü yerde kalýrdý.
Sarýsýný seçerdi;
Dayanýlmazdý tadýna ikisinin.
Biri daha gelirdi, üçü yerde kalýrdý.
Biri daha, biri daha, biri daha…
Ýriceydi tombuldu, toppaþ’dý adý.
Sararýrdý düþerdi topraða
Aslýnda bütün köye yeterdi
Bilemezsiniz; bu armut için;
O çekiþmeler, ne beterdi.
Babam talip hoca; küçücük penceresinden;
Hep onlarý seyrederdi.
Yýllar sonra babam; göçtü topraða.
Armut aðacý da; kocaldý, yaþlandý, durmaz oldu yapraða.
Zaman geçti, yýllar geçti, bir Mart sabahý
Çiçeðinden önce; ben kestim onu;
Tamý tamýna dibinden.
Filizlensin diye; tam da kökünden.
Armut aðacý; yýkýldý düþtü topraða.
Þimdi filizlendi mi bilmem; yeniden yapraða.
Gün yüzüne düþtü anamýn;, soldu yüzler.
Ben sustum, o sustu, sustu yürekler…
Gölgesi yok oldu aðacýn; düþtü topraða.
Anamýn dilinden döküldü bin bir beddua.
Anamýn bedduasýndan üþüdü içim
Oturdum, þavkýný gördüm o, an;
Alnýma düþen; kýzgýn güneþin.
Gül teninden topraða düþtük bir zaman
Üþüdük, titredik, ýsýndýk. Yol eyledik.
Ne han eyledik, ne mal mülk, ne de mekan eyledik.
Aþýna su katmadýk hiç kimsenin, tadýný bozmadýk.
Tavuðuna kýþ da demedik ; az da olsa, çorbalar da tuz olduk.
Ezdik armutlarý, elmalarý, kaynattýk bal eyledik…
Þimdi uzaklar da; mýzrap düþer gönüllere…
Dilim, dilim doðranýr yürekler
Diyar, diyar dolaþtýk; Yorgun düþtü gönüller.
Antalya da Kale içinde çay;
Hadrian kapýsýndan çýkar, Perge de dolaþýrýz
Çubuk belini geçer Burdur’ da kalýrýz
Roma, Yunan ve psid harabeleri
Ýnsuyu maðarasýn da üþürüz biraz.
Ýzmir’ düþer yolumuz.
Efes Bergama; Selçuk’ ta Meryem Ana..
Denizli’de Pamukkale
Aydýn da Piriene,Miletos
Didim de Afrodisias, Apollon tapýnaðý
Datça da Knidos, Bodrum da Halikarnasos
Toros daðlarý, Kaz daðlarý, Yunt daðlarý derken
Mesir þenliðin de buluruz kendimizi…
Spile uzanýrýz gönlümüzce Aðlayan kaya( Niobe) yi aðlatýrýz
Yedi kýzlara düþer yolumuz Sonra Kybele
ve Camiler... Camiler... Sultan Cami, Ulu cami, Hatuniye Cami, Muradiye Cami...
Saymakla bitmez þehzadeler þehri
Manisa Tarzaný’ ný konuþuruz.
Büyük yangýndan sonra Manisa’yý yeþile boðan
Hey benim memlekt’ im, yurdum Türkiye’m…
Þimdi her yer bizim; biz de seniniz
Yaþamak; uzayýp giden uzunca bir yol ya...
Her gün yeni baþlangýçlar, iyimserlikler, kötümserlikler...
Ve yaþamak hiç sonu gelmeyecekmiþ gibi bir serüven...
ve ölüm kim bilir nerde; herhangi bir yer de… mezar taþlarýyla bizi bekler.
Ekrem SAYGI
Mart 2015 Manisa
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.