SELAM SANA İSTANBUL
Selam sana Ýstanbul…
Tan yeri aðaran’ da baþlar sende hayat
Martýlarýn kanatlarýna çarpar doðan güneþ’in
Ýþte geldim mevsimlerden Sonbahar...
Günü yudumlar rýhtýmlarýnda garlarýn’ da
Bir simit, bir poðaça
Tavþankaný bir fincan çay
Siren sesleri bozar sessizliði
Yarým kalýr fincan’da çaylar
Asya’dan, Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya
Dalgalara çarpa çarpa gelir ve gider vapurlar
Al aðalar’ ýn kýrmýzý beyler’ in esirisin
Bundan gayrý köledir, sende insanlar…
Toprak yok olmuþ üstünde
Betonlaþmýþ her köþen
Ataþehir, batar þehir kanal Ýstanbul...
Sürünerek yaþýyor kanalýnda insanlar
Yürüyenler yürümüþ, sürünenler sürgün
Göründüðün gibi deðilsin
Þule bar olsa da her yerimiz
Aslýnda mutlu deðiliz sen ben hiç birimiz...
Yedi tepeli þehirsin sen, incisisin Vatan’ýn
Seni gördüm, Tu’li emelim’ le doldu içim
Gözleri üstündedir senin, bütün dünya alem’ in
Sultanahmet’in, ruku… secde…ve kýyam
Ayasofya mahzun, ben mahzun, sen mahzun
En alta konulmuþ bir baþ; sütun üstüne sütun Sarnýç’ ta hüzün
Sende kalmýþtým misafir kýsa bir zaman
Sene 1974 Gündüzler sýcak, geceleri vururdu ayazýn
Seyreyledim seni gezdim tozdum bir zaman
Beyoðlu’n þule bar
Tarihti Sultanahmet’ in
Hanlar’ ýn, hamamlar’ ýn, camiler’ in, Mescitlerin
Kumkapý baþka alemdi, bar’ dý, saz’ dý, cazdý
Eminönü’de balýk ekmek, bir baþka hazdý
Selam sana Ýstanbul…
Ýlk aþkýný yaþamýþtým sende çocukluðumun
Hani ben köyden inmiþtim ya þehre, köylüydüm iþte ben
Zýpkýn gibi bir genç, fakat utangaç
Hor görmüþtün beni
Belki ben öyle sandým köylü olduðumdan
Parasýz da yaþanýrdý benim köyüm de
Lakin sende; otursan para, kalsan para, yürüsen para
Bir þarký vardý “Para, Para, Para da, para”
Napolyon da böyle söylememis miydi “Para, para, para”
Parasýz yaþanmayacaðýný öðrenmiþtim sende
Ýþte bu yüzden
Bazen hüzne dururdu gözlerim
Aylardan Temmuz
Ben ise terli ve býçkýn
Gencecik delikanlý ve yavuz
Selam sana Ýstanbul…
Topkapý’ya düþerdi yolum.
Sur dipleri, köþe baþlarý, meydanlar,
Avare dolaþan kalabalýklar
Nüfus üç milyon, þaþkýn insanlar
Umutlarýný yerlere seren Ýþportacýlar
Ýðneden ipliðe ne ararsan var
Köþe de kasetçalar,
Ferdi inerdi çeþmeye
"Gelmez olaydým, görmez olaydým"
Ýstanbul seni sevmez olaydým.
Orhan abi batýrýrdý dünya’yý
Nefes, nefes damarlara çekilirdi naðmeleri arabeks’ in
Ve ben simit satardým, su satardým;
Dolaþýrdým köþe bucak
Tombala bile çektirdim köþelerinde; Beyoðlu’nun
Malbora satardým barlarýnda yasak ve kaçak...
Selam sana Ýstanbul..
Kitaplar yazýlmýþtý sana
Vitrin’de görmüþtüm, bilmem hala durur mu?
“Beyoðlu’nda garibanýn otopsisi yapýlmaz”
Otopsi’ si yapýlmaz sende ölümlerin
Göçler gelirdi Anadolu’ dan
Bir gece de konurdu, bir çardak bir oda
Dumanlar yükselirdi basýk bacalarýndan
Ateþler kül olur, kül’ ü soðutur’du yaðan çið
Babalar bulursa iþ, anneler beklerdi aþýný
Çocuklar aðlardý, pantolonsuz ve çorapsýz
Þaplak sesleri gelirdi kalçalarýndan
Nisan güllerince güller açardý yanaklarýndan
Selam sana Ýstanbul…
Sende yaþamadým amma bilirim ben seni
Tutarsýz aþklar, umarsýz yaþamlar sendedir.
Girdap’ ýn da boðulur insanlar çaresiz
Kahýrlar’ la yoðurulmuþ senin hamurun ve ben piþmiþim
Dalsam boðazýna, dokunmaz ki mavi’ n...
Selam sana Ýstanbul…
Yedi tepeli þehirsin sen Nazým’ ýn gülünü býraktýðý
Ve þöyle söyler; ürkek ve sessiz, yutkunarak yudumlar
“Yedi tepeli þehrinde býraktým gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayýp, ne de düþünmek ölümü”
Derken kahrýný dile getiriyordu, sürgündeki Nazým…
Mehmet Akif þöyle anlatýyordu seni, sana döndüðünde
“Birde Ýstanbul’ a geldim ki; bütün çarþý Pazar
Naradan çalkalanýyor öyle ya… hürriyet var”
Ve þöyle bitiriyor sözlerini Akif
“Ötüyor her taþýn üstünde birer dilli düdük,
Dinliyor kaplamýþ etrafýný yüzlerce hödük!
Kim ne söylerse, hemen el vurup alkýþlanacak
Yaþasýn, Kim yaþasýn? Ömrü olan… Þak! Þak! Þak!”
Necip Fazýl baþka söyler seni can özüyle
“Denizle toprak, yalnýz onda ermiþ visale,
Ve kavuþmuþ rüyalar, onda, onda misale”
Orhan Veli bir türkü tutturmuþ
Seni dinliyordu boðaz içinden
“Ýstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalý;
Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;
Yavaþ yavaþ sallanýyor
Yapraklar, aðaçlarda,
Sucularýn hiç durmayan çýngýraklarý;
Ýstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalý”.
Ataol Behramoðlu; çiziyordu seni göðsüne
Sezai Karakoç bir baþka anlatýyordu; mezarlýklarýna bakarak
“Ýstanbul mezarlýklarýný aydýnlatan ayla soludum bölük bölük; ahiretin keskin çizgili özgürlüðünü”
Ne þairler yetiþmiþ sende, ne hayatlar yaþar
Asya’dan doðar güneþ… Avrupa’dan batar…
Ah be Ýstanbul…
Yedi tepeli þehirsin sen
Güneþ ayný an da doðar tepelerinin üstünden
Bir yanýn Avrupa, bir yanýn Asya
Minarelerin süngü gibi uzanýr
Arþý deler ezan seslerin
"Bir yanýndan nur akar, bir yanýndan kir"
Bütün kirlerinin üstüne, savursun beni Ebabil...
Ýstanbul…
Karmaþaný bilirim ben senin
Akþamdan bir im’ di, gök yüzün’de son kuþlar
Geceye salt sessizlik olurdu arka sokaklarýn
Ve yalnýzlýklar baþlardý, yýldýzlarýn altýnda
Sesler yükselirdi, sur diplerinde
Sonra sessizliðe gömülürdün.
Bacaklarýný çekerek karnýna yumulurdu bezgin’ler
Þarap bir yan da, þarapçý bir yanda
Dert tasa biterdi o an senin koynun da
Ýstanbul…
Gelen geldi, giden gitti, unutuldu, geçti hayli zaman
Þimdi kimleri ýslatýyor erkenci yaðmurlarýn
Son bahar’ýn kokusu yayýlýyor her yanýma Aylardan Eylül
"Eylül de gel" demiþti Alpay
Bilmem geçti kaç Eylül…
Bekleþiyor sanýrým ömrüm, belki bir yanýlsamadýr bilinen
En doðruyu aynalar söyler, geldiðimde göz göze
Ýstemesem de kaybolur giderayak silinir izler...
********
Neyleyim Ýstanbul arzu’ hal edeyim
Nefret ediyorum, þu riyakar içli sözlerden
Sürgün düþtük topraða o, sahte yüzlerden
Usulca geldiler soyu tükenmiþ, özü bozuk itler
Biri soysuz, biri ermeni bozmasý, biri devþirme
Biri okudu, biri yazdý iþ baþýna geçtidevlet’ lü beyler
Seyir defterime kýrmýzýlar bulaþtý
Arþivler de kaldý adýmýz, silik ve soluk
Bilmem ki hakkýmýz da þimdi; kimler ne söyler.
Ah be Ýstanbul…
Ýsyanýmdýr kalemimden damlayan
Unutuldu müebbet’ i dostluklarýmýz
Zor nöbetlerini tuttum gece yarýlarýnýn
Namlu’ da kaldý fiþek, tutuldu bilek
Gözlerime bakar oldu eþim, yoldaþým, gardaþým
Maun gözlü çocuklarým
Ekmeðim azalmasýn derdim, sigaram bitmesin
Dualar ettim Rab’ ba bu iþin sonu zalimlikle bitmesin
Gelmese derdim gecelerin sonu; pencerem den bakarak
Fakat…
Ýstemesem de geçiyordu parmaklarýmýn ucundan þafak
Döndüm baktým arkama, ne dost kalmýþ, ne de kuþak
Ýþte o zaman hüzün bastý gönlüme
Topraða gömdüm gözümü hep önüme bakarak…
16.10.2016 Ekrem SAYGI Ýstanbul
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.