Bizim fesli þarlatan, yalanla dolmuþ kafa
Kurtuluþ Savaþý’ný, görmemiþtir bir defa
Yaþamamýþ o devri, görmemiþ acýlarý
Tecavüze uðrayan analarý ve bacýlarý
Mermi yaðmurlarýnda bedeni ýslanmamýþ
Siper çukurunda hiç duvara yaslanmamýþ
Ýçmemiþ sabah akþam üzümsüz hoþaflarý
Bu sebeple ediyor meczup, bu boþ laflarý
Geçmiþi, yaþayanlar çok iyi bilir senden
Tiksinirim, hamasetle gürleyip esenden
»Adalarý vermiþiz,« demek bir hezeyandýr
Ýlber Hocayý dinle, her þey ayan beyandýr
Hadi þimdi git al, bizim Süleyman Þah’ý
Tam o zaman olursun bir cihan padiþahý
Osmanlýlýk oynuyor, baþa geçirmiþ fesi
Susturun lan cehalet kokuyor her nefesi
Tarih hocasý: »cinler«, geldiler programa
Telefon açacaktým, yazýk dedim parama
Bu zatý dinleyen var; hemi de aðzý açýk
Kimisi güneþe, kimisi taþ duvara balçýk
Aralarýnda çok, çok üniversiteli var
Entelini arama binlerce danteli var
Tarih ciddi bir ilim, tarihçi deli olmaz
Sanýrlar ki yalanýn aðýr bedeli olmaz
Binlerce yýl, tarih deðil; kin, nefret öðrendik
Birbirimizden kaçtýk ve tamamen iðrendik
Sövdük biz kemikleri, çoktan çürümüþlere
Teþekkür de etmedik Hakk’a yürümüþlere
Kimine »kafir« dedik, »geberdi« gitti dedik
Vahdet surunda açtýk, gedik üstüne gedik
Vurduk biz merhumlara, kanlý hain yaftasý
Düþmandan zalim çýktý çaðdaþý ve softasý
Tarihten ibret almak daha kârlý sövmekten
Tekerrüre düþmemek ise yeðdir övmekten
Ýyi veya kötüdür; ama tarih bizimdir
Mazi tarihe þahit yaralý bir gazimdir
Dinle onu, bak neler anlatacak, ah neler
Kýyametten farksýzdý, yaþadýðý sahneler
Milletin tarihine kin kusma ve kusturma
Hakikati haykýran yeri, göðü susturma!
Güleceksek beraber gül gibi güleceðiz
Kim bilir bir gün ayný cephede öleceðiz
Destan yazmak çok zordur, yazanlara sordun mu?
Ben, ben ne yaptým? diye bir kez kafa yordun mu?