»Kim gönülden, içten bir hayýr yaparsa þayet
Ben teþekkür ederim.« diyor Sâhibu’l-âyet
Ne güzel Rabb’dýr ki kula teþekkür ediyor
Ama insanlar, O’nun lütfuna küfür ediyor
Zoruma gidiyor Efendim, nasýl gitmesin?
Hallerini bir gör Sen bir ot dahi bitmesin
Zarifsin, çok kibarsýn, kâh çiçeksin, kâh balsýn
Örnek alacaklar, bir tek Seni model alsýn
Hiç önemi kalmadý paranýn, pulun, cismin
Þu dünyadan daha deðerlidir bir tek ismin
Öyle bir kulun var ki Nur demiþler adýna
Ermiþ iþte… nasýl ermiþse aþkýn tadýna
Güzel tecelline beyaz perdedir gözleri
Efendim! Sana kul, köle eyledi sözleri
Hele bir anlatýþý var caným Muhammed’i
Saatlerce konuþtu da usandým demedi
Kapkara gözlerine bayýlýr, hayran olur
Sadece mutluluktan didarý giryan olur
Huzurunda deve cüce oynayanlar çoktur
Ama onun gibi Sana candan tapan yoktur
Dostunu anlatýrken bir gör Nur’u, þaþarsýn
Hakiki iman neymiþ, ihsan neymiþ yaþarsýn
Oturmak için tahta, giymek için de tacý
Ýnsanýn insana kul olmasý çok, çok acý
Benim de onun da eyvallahý yok âleme
Boynumuz, kýldan incedir ilâhî kaleme
Bir þey istemek için, kapýný asla çalmaz
Þükrü býrakýp, dünya malý için alçalmaz
Kâinat ve içindekiler Senin emeðin
Emeðini unutmadýn Mikail meleðin
Ýnsan her yaptýðýný kendi eseri görür
Baþarayý tattýkça, kibirlenerek yürür
Amma Sana gelince tesadüf imiþ her þey
Neyzeni olmayýnca neye yarar dilsiz ney