Ey titrek gölgeler ardýnda
güdüyordu susamýþ kuzularýný
çiçekli baharlarda ýrmak boylarýnda
ve duruyordu kýyýlar boyunca kýrsal
çoban tanrýlarý, panlarýn þen þakrak çaldýklarý
þarkýlarý; rüzðarýn dilinde.
ve görüyordu sularýn halkanýp aktýðýný
þaþýyordu: aklým oklarda donanmýþ
bir tanrýça, göze görünmeden, iniyordu.
sýcak dalgalara ve temizliyordu
elleri kanlý avcýlar, avdan arda kalan
ne varsa kir ve pasaktan
karbeyaz bedenlerini,
eldeðmemiþ ellerini.
yumuþak rüzðarlar çiseleyen yaðmurlar
çiçekleri , çimenleri;
yaþadýklarý ormanlardan faykýndaydý bulutlar
insanoðlunun.
kendilerine yaptýklarý kötülüklerden habersiz
ayýþýðý, seni izlemeye dalmýþ gözlerini ýssýz gecelere çevirmiþ
gittiðin yol boyunca; aydýnlardý yolunu senden habersiz
ve senin içinde kaygýlar büyüdükçe büyüyor
bir çocuk gibi boy atýyor acýlar kök salýyor
her yýl biraz daha büyüdükçe, çoðaldýkça
kirleniyor dünya.
insanoðlu, kaçmak isterken kokuþmuþluktan
kin ve nefretten,
her gün her yýl biraz daha batýyor
daha dibe ve derinlere.
ilkbahar, daha genç yaþýnda acý ve yaþlýlýða
tatmýþ oluyor.
avuçlarýnda sýmsýký tut býrakma
umudunu ey kutsal doða;
senin anakucaðýn bir han kapýsý:
kimler gelir , kimler geçer bu kapýlardan daha kimler?
ve güdemediðimiz aklýmýzýn kuzularý avdýr
þu kainatýn çobanlarýna...
Nurten Ak Aygen
12/11/2016
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.