Salomonun Meyhanesi
Bulutlarýn
anlaþýlmaz homurtusunda
tek bir yýldýzýn bile olmadýðý,
buram buram hasret saçan,
yaðmurlu gecelerden bir gece.
Haþin esen rüzgarýna kapýlan
kuru bir yaprak,
miadý dolan mefta gibiyim.
Mekan salomonun
derme çatma meyhanesi.
Kapý açýldýðý andan itibaren
derinden gelen
keskin anason
ve þarap kokusu
sigara dumanýyla
yalayýp geçer yüzünü.
Kýrýk masa ve sandelyelerde
her zamanki gibi full,
gramofondaki taþ plakta
türk sanat musikisinin
kuþaða hoþ gelen sedasýyla,
sarhoþluðun edasýnda
efkar ve acý sözlerinse
bini bin para.
Kadehler tokuþurturulur,
efkar daðýlýrken
dört bir yana,
beti benzi atan
buruþ buruþ yüzler,
saçlar tarumar,
dudaklarda dökülmek
üzere olan
isyanýn beþ harfi.
Yorgunluktan komaya giren
gözlerde,
bunalým takýlan ruh hali.
Titreyen ellere aldýrýþ etmeden
iki nefes çekilen cigara,
ardýndan
sussuz götürülen bir duble raký.
Þerefe nidalarýnda kalkan
her kadeh sonrasýn
kafalar dahada çakýrkeyf.
Saatler ilerledikçe
isyankarlýðýn yerini,
derin bir piþmanlýkla
derin bir suskunluk alýr.
Salýnarak çýkýþlar baþlar,
kimisi yürümekte zorluk çeker,
bir diðeri destek verir
kaybolurlar gözden.
Acý ve hüzünler ise
þimdilik cebimizde,
amma velakin
bizleri bu hale düþürenlere
sülale boyu sinkaf’lý küfürde
ihmal edilmez..
.....Mete Tekçe.....
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.