Aslýna bakarsak eðer, sahtesi belli, sahtesi mahçup olur. Ne gizlenecek bir kuytu, ne bürünecek bir vücut bulur. Aslýna bakarsak eðer; aslolan hak, geçte olsa yerini bulur..
Fakat; unutmamamýz gereken doðru ve yerinde diye kabul ettiðimiz yaþadýklarýmýzýn da, yaþamamamýz gerekenleri yaþamak zorunda býrakýlmasýna lâl olmamamýz gerektiðini bilmeli ve her ne olursa olsun aslýna bakýp, sahtesine hayat sahnesinde verilmek istenen rolden mahrum etmeliyiz...
Aslýna bakarsak eðer; Olmasý gerektiði gibi sever, dilimizin ucuyla deðil, kimsemiz olacak olan bir yürekte aþk oluruz aslýna bakarsak eðer...
Aslýna bakarsak eðer; Kusurlarý incitici olarak algýlamadan önce, muhakkak bir sebebi olmalý diye düþünüp, kusur sayarak gördüklerimizin, bizim eksikliðimizden kaynaklý yanlýzlýðýndan olduðu gerçeðini kabul edebilir ve belkide gönül koymak yerine gönlünü okþamayý seçebiliriz aslýna bakarsak eðer...
Aslýna bakarsak eðer; Üç günlük dünya sözü, dilimizden duymadan söylediðimiz bir cümle olarak dökülmez. Üç günlük hayatýn her zerresinin, iliklerimize kadar iþlemesi için ne kadar gerekiyorsa eðer, ondan bir fazla kenetlenmeli der ve sýmsýký sarýlýrýz o yüreðin sahibine aslýna bakarsak eðer...
Aslýna bakarsak eðer; Sahtenin bir gülümseme kadar ömrü olduðunu fark eder, gerçeði canýmýzý yaksa dahi, gözümüz anlýk nemlenebilir fakat; gülü seven dikenine katlanýr sözünden baþka bir serzeniþi duyurmaz kimselere aslýna bakarsak eðer...
Aslýna bakarsak eðer; Aslýna inandýðýmýzý, aslý astarý olmayan kurgulardan kurtaracak tek lisan olan sevgi diliyle karþýlar, nemli gözlerini titreyen dudaklarýmýzla okþar, duymasý gereken tek sözün, seni seviyorum birtanem olduðunu meleklerin þahitliðinde kulaðýna fýsýldarýz...