sen, zamansýz kentin, köylü çocuðu, ellerin çapa tutmak istiyor, gözlerin çay toplamak, belki de o yüzden gözlerime bakýþlarýndan bu kadar acýyor içim,
sen, zamansýz kentin köylü çocuðu, sabah erkenden kalkýp, tavuklara yem, ineklere ot vermek varken, ve hava bu kadar latif, rüzgar bu kadar kibar, yaðmur bu kadar þenken, Ýstanbul’a dair þiirler yazmak sana yakýþmýyor...
sen, zamansýz kentin zamansýz adamý, ve köylü çocuðu, sen üzerime að gibi attýðýn sözlerden, ben çýrpýnmaktan, deniz kara kara dalgalanmaktan, ve yaðmur yaðmaktan býkmýyordu ya... diyordum ki; ben bu çaða ait deðilim, sen de bu kente, istediðini giy, istediðini söyle, aðzýn hala köy peyniri kokuyor... Sosyal Medyada Paylaşın:
süreyya Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.