-Bunca yýllýk þarapçýyým, aklým þaþýyor. Bu Türk bu fýçýlarý nereye taþýyor? -Dolu olsa anlarým, ama fýçýlar boþ. Acaba boþ fýçýyla mý oluyor sarhoþ? -Sanmam kendisi Müslüman içmez þarabý. -O zaman niçin alýyor bunca boþ kabý? -Yaa, boþver kazandýðýmýz para ortada! Böyle tatlý kazanç var mý, þu Galata’da? Fýçýlarý üç misline verdik ona bak, Görüyorsun þu Türkler amma da avanak.
R u m e l i h i s a r ý ’ n d a y ý z:
-Beyim, yeni fýçýlar da indi depoya, Daðlar kadar oldu, üstüste koya koya... -Sultanýmýzýn emri, olacak binlerce, Alýmlarý sürdürmeli daha günlerce... Sen aptal rolüne devam et, hiç çaktýrma, Bol para ver, hiçbir boþ fýçýyý kaçýrma...
28 N i s a n 1453, B i z a n s S a r a y ý ’ n d a y ý z:
-Aklýmý oynatacaðým bu nasýl bir iþ? Önceki gece gemiler Haliç’e gelmiþ! Zincir de saðlam, nasýl gelmiþler, çok garip. -Bu sabahki gördüðümüz de çok acaip: Haber geldi, köprü var Haliç üzerinde, Anlamýyoruz, ama aklýmýz yerinde. Adamlarýmla gözlem yaptýrdým etrafta, Binlerce boþ fýçý, üzerlerinde tahta. Asker ve top geçiyor surlarýn dibine, Tanrým, nedir bu baþýmýza gelenler ne? -Bu güne kadar böylesini görmemiþtik, Anlaþýlan artýk Bizans’ýn iþi bitik...
(Ýstanbul:25.05.2005) Sosyal Medyada Paylaşın:
ekremsama Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.