güllerim hoyrat pir sultanlar lal

bekleþir çiçekler
daðlarda nazlý nazlý tüten kekik kokusu
uysal bir serüven zemheri cemresinde
filizlenir dal
kurt kuþ toprak uykuda
kurþun izi derin yaramýn
yüzünde yýllarýn esrikliðinden kalma onurlu bir hüzün
namlusuna güvercin kanadý takmayacak adam
üþüyeceksin kavgalarda
ah çocuðum
nasýl anlatmalý þimdi sana
sülfür kokusundan yükselen isyan þiir ve gözyaþýyla uzaklaþan þehrin öfkesini

apoletlerin gölgesinde güvercinin kanayýþý
çocuklarýn gözlerinde isyan
yýkýlmýþ deðilsin giz duvarlarýnda
soframýzýn ortasýnda
zeytin ve ekmek
bir de umudun türküsü
yoksulluðun derin uykularýný uyumadýn sen
nereden bileceksin bileklerimi karlý doruklar için zincirlediðimi
bilme sen bunu ilk yaz çiçeði
serçeler bir aþkýn dudaðýnda kanayabilir ancak

sürüyor kavgam kav ateþleriyle
gözleri mavi çocuklarýn umudunda
kýzýl mayýslarýn yorgun kýsraklarý
yollarda hoyrat bir hayat
tutuþur yangýnlar kederli hýrçýn hayatýn kývýlcýmlarýnda
tutsak odalarda soðuk kuþlar
tohumlar ektiðimiz zindanda pir sultan lal
yeþerecek umudum türkülerle
güzelleþecek kavgamýz
þiirle türküyle
pir sultan direniþlerinde
bir anne umuda bebeðini emzirirken
seni soluk mavilerle terkedeceðim

güllerim hoyrat dillerim lal
gül kanadý
ozan gül kanadý
söylenmiyor kýrýk türküler artýk sazýmda
güllerim hoyrat pir sultanlar lal
ölümcül bir kimlik hoyrat günlerden
cemrelerden yaðmur düþlü çocuklara arta kalan




Sosyal Medyada Paylaşın: