Bugün Hüzün sokaðýna düþtü yine yolum,
sýk sýk uðramaya baþladým zaten bu sokaða,
müdavimi oldum.
O sokak dev bir mýknatýs,
bacaklarýmda kilolarca demir yüklü sanki,
çekiyor beni her an kendine Hüzün sokaðý.
Hep hüzün sokaðýndayým,
bir gün alkolik olacaðým, korkuyorum.
Bu sokak çok kalabalýk/ belli ki herkes hüzünlü,
lokantalar/ barlar silme dolu,
herkes kapmýþ bir sevgili, doldurmuþlar lokantalarý,barlarý,
Birde Hüzün sokaðýnýn adýna yaraþýr hüzünlü türküleri,
kafamý daðýtýr.
Bir kadeh kesmiyor beni,
unutmak için dertleri, dikiyorum kafaya sayýsýz kadehleri.
Bu nasýl derttir/ kadehler bitiyor unutamýyorum,
bu nasýl yaradýr/ nasýl sevdadýr,
kapanmýyor dert dolu sayfalarým.
Kalmadý gitmediðim doktor/ Lokman hekim,
Doktora derdimi anlattým o benden dertli,
Lokman hekim yok aþk hastalýðýnýn bulunamadý ilacý diyor.
Büyü var diyerek inanmadýðým halde büyücüye gidiyorum,
sende büyü var/ ver para çözeyim diyor sahtekar.
Yok yok iþte yok bir çare,
bu gidiþle Hüzün sokaðýna kuracaðým çadýrýmý,
uzaktan uzaktan dinleyeceðim barlardan gelen ezgileri,
yanýma bir nebze derdimi hafifleten bir kaç þiþe bira,
birazda çerez alacaðým.
Cepte de fazla para yok kahretsin,
Bira beni içecek/ çerezler beni yiyecek,
Gün gelecek bu aþýk Hüzün sokaðýnda ölecek.
Tanýrlar beni bu sokaðýn insanlarý,
eðer ölürsem söyledi zaten,
Heykel týraþ Abidin Heykelimi dikecek...
Kazým Doðan