KÜÇÜK BİR İLÇEDE YAŞARDIK
ÞARKTAKÝ ÇOCUKLUÐUM
Babam memurdu.
Küçük bir ilçede yaþýyorduk,
bahçeliydi evlerimiz.
Annem çamaþýrý leðende yýkardý,
bahçedeki aðaçlara baðlýydý çamaþýr iplerimiz.
Ýhtilaller ve darbelerle
tanýþmýþtýk hepimiz.
Sonra bebelerimiz olmuþtu,
bir çoðu ya Hürriyet ya Adaletti
birde Adnan ve Menderes
Evlerden altýnlar toplatmýþtý;
bilezik, yüzük bir sürü ziynet .
Ha birde saflýðýmýz, samimiyetimiz.
Sonra ismi lazým olmayan kollarda,
parmaklarda görülmüþtü
bu çirkin marifetimiz.
Aydýnlýk için
evlerimizde lüks yanardý.
Elektrik bilmezdik hiç birimiz.
Milletçe de olmasak fakirdik,
borçlu idi devletimiz.
Küçük bir ilçede yaþýyorduk.
Sene bindokuzyüz atmýþ mevsim bahar.
Babam memur
Annem meþhur bir terzi idi o zamanlar.
Hayat mahrumiyet,
Kadýn’ýn çalýþmasý mahcubiyet,
idaremiz mecburiyet.
Annem yemeklerimizi bahçemizde,
taþtan yapýlmýþ ocakta yapardý.
Bulunursa gaz yaðý,
bazen de gaz ocaðýmýzda.
Yoktu sonradan tanýdýðýmýz,
elektrikli ocaðýmýz, tüplü gazýmýz.
Ben küçüktüm ailem küçük çekirdektik hepimiz.
Küçük ilçelerde yaþardýk
Evimiz ya taþtan ya kerpiç olurdu.
Ama sýcacýk ve de samimiydik biz.
Herkesle can gibiydik.
Komþularýmýz vardý:
Tetelerimiz,yengelerimiz,abalarýmýz vardý.
Hacýbabalarýmýz, Hacýannelerimiz
Çok derindi sevgilerimiz.
Mahrumuyduk,
mahrumiyet mi yaþýyorduk,
bilinmez ama çok þirindi evlerimiz.
Odamýzýn tam ortasýnda,
tavanýna asýlý kuruluydu
tahta kenarlý Kumaþ salýncaðýmýz.
Ýçini çok merak ettiðim bebe beþiðimiz.
Sallamam için ucunda uzunca bir urgan asýlýydý,
bebeðimizi içinde yatardý.
Annem bir aðlama duyunca,
hele bir de elinde bir iþ varsa
"Koþ salla." derdi bana.
Çocuk kuvvetimle koþar sallardým,
bir duvardan bir duvara.
Korkudan mý bilinmez, susardý bebek,
Çocuklar böyle büyürdü o yýllarda.
Küçücük bir ilçede yaþýyorduk.
O zamanlar sokaklar da asvalt yoktu,
Topraktý yollarýmýz
Bir kaç mahalle, her yer yemyeþil.
Biz manav bahçývan bilmezdik.
Sebzeyi bahçeden,
meyveyi aðacýndan koparýrdýk
Buzdolaplarý ile tanýþmamýþtýk hiç birimiz,
Aðaç dallarýndaydý meyvelerimiz.
Çiçekler, böceklerdi en çok tanýþým.
Sofralar serilirdi bahçelerimize.
toplanýrdýk sofra çevresine hep birlikte .
Akþam olunca yatsý ezanýna dek,
otururduk bahçelerimizde .
Bizler
Sonbaharda çekilirdik evlerimize.
Annem namazýný Allah aþkýyla kýlardý
kýlýnca da seslenirdi ,
"Kapýmýzda otur kýzým,biri gelirse" diye.
Kapýlarýmýz kapatýlmaz kalýrdý öylece
rüþvetim dua idi dua isterdim bazen de,
oyuncaðýmý güzel yapabileyim diye.
Biz para nedir bilmezdik,
mutlu olmak için hep dualar isterdik.
Öyle mutlu çocukluðumuz vardý ki,
bunu çok geç anladýk.
Küçük bir ilçelerde yaþardýk.
Çok candan arkadaþlarýmýz olurdu,
mutluyduk, hem de çok mutluyduk.
Peynirlerimizi küplere bastýrýp,
Topraða gömerdi ninelerimiz.
Tel dolaplarýmýz vardý, kilerlerimizde.
Sebzelerimiz çürümezdi sararýp solardý
Tandýrlarýmýz vardý,
ekmeklerimizi piþirdiðimiz
ve de saclarýmýz olurdu kilerlerimizde.
.
Hiçbirimizin akrabasý sorgulanmazdý karakollarda.
Tek tük vukuatlarla yüzler kýzarýr, utanýlýrdý.
Suçlu derdik o zamanlar,
Hapishaneler var mýydý bilemem çocuk anýlarýmda.
Ama adýný bile duymazdýk,
sözü geçseydi korkar unutmazdýk; O yýllarda.
Memleketleri sorulmazdý kimseye.
Yoksul aranýr, fakir kolalanýrdý o dönemlerde
Ýnsanlar birbirini severdi.
Kavgayý yalnýz çocuklar ederdi.
Bazen babamdan duyardým
keþif dönüþünde anlatýrdý
"Ýki tarla sahibi kýrgýnmýþ,barýþtýrdýk." diye,
demek ki sýnýr ihlalleri oluyormuþ bazen de.
Biz barýþ dolu dünyada büyüdük hepimiz.
Sene Bindokuzyüz atmýþ
biz çok küçüktük ailemiz çekirdek.
Dünyamýz ayçiçeði çok mutluyduk o zamanlar.
Yaþlanan büyüklerimiz itibar kazanýrdý.
evlerde baþ köþeydi yerleri.
Yoktu huzursuzluk daðýtan huzur evleri.
Hiç duymamýþtýk kanser den ölündüðünü.
Ýnsanlar yaþlýlýktan,
çocuklar çiçekten ölürdü o yýllarda.
Uzun zaman korkarak dokunamadýðým,
koparamadýðým çiçekten.
Gerçeði öðrenince de
kýyýp da yine toplayamadýðý,
o renk renk açan çiçekten.
Biz bir çok ilçelerde yaþadýk.
Samimiydik ,severdik birbirimizi.
Bir yerden diðer yere tayin olup gidince,
tüm ilçe uðurlardý bizi.
Hastalar olurduk aðlamaktan.
Herkesin elinde kendi piþirdiði pastalarý, çörekleri
yolluðumuz olurdu.
Saatlerce yüklenmesi beklenen kamyonlar olmazdý öyle
her evin aynýydý eþyasý;
Bir masa, altý sandalye, bir karyola,iki divan.
Birkaç tahta kutu içinde mutfak eþyasý.
Varsa þayet bir de dikiþ makinesi.
Bir gazocaðý, lüx feneri
kilimlerle baðlanmýþ yatak balyalarý.
Bir büfe,bir radyo en önemlisi.
Ýçi su dolu çiçekle süslü fanusu.
Kimse kimseye özenmezdi.
Yoktu birbirimizden farkýmýz.
Ne amirin ihtiþamý,
ne memurun yoksulluðu söylenmezdi.
Aslolan makama saygý idi.
Herkes samimiydi,
fakat haddini de bilirdi.
Ayrýlýnca býrakýlan dostlarla
yeni görevle baþka ilçelerde,
hasretle buluþulurdu.
Özlemler çoktu, özenilen sadece dostluktu.
Mektuplarla özlemler hafifletilir,
duygular paylaþýlýrdý.
Küçük bir çok ilçelerde yaþadýk.
Hepsi birbirinin aynýydý.
Kýz görmeðe komþularla gidilir,
damat soruþturulmazdý.
Herkes birbirini tanýr, iyi bilirdi.
Düðünler üç gün üç gece sürerdi.
Misafirler paylaþýlýrdý.
.
Bütün beyler beyefendi,
Hanýmlar hanýmefendi idi.
Kýyafetler özenilerek seçilirdi.
Fotür’süs beyefendi göremezdiniz
Ya hanýmefendilerin zerafeti,
þapkalarý,
eldivenlerine inat dantelalarla süslü olurdu.
Konuþmalar seçilir,
konuþulanlar dinlenirdi.
Küçük birçok ilçede yaþamýþtýk.
Birbirimizi hiç ihmal etmemiþtik.
Dostluklar saðlamdý.
Adam gibi adamdý büyüklerimiz .
Sadece bayramlarda deðil,
her günümüzde konuktuk,
bize göre kocaman dünyamýzda.
Küçük bir çok ilçelerde yaþadýk.
Mutlu, mesut
Oldukça sade özentisiz saygýn saadetle
Ve birbirimizi gerçekten iyi bilirdik o yýllarda.
Nuran Benli
(Biraz Öztürk biraz Benli mýsralarýmla.)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.