birinin kulpu kırık üç fincan
günler
erdi bahara
uzaðýz artýk kýþtan
o iç titreten soðuklardan
buyursun gelsin
üç cemre ile çaðrýlan
gelin edasýyla bin bir nazla salýnan
þu bizim meþhur nisan
þairin dediði gibi nisanda
topraða karýþmalý insan
dilin her söylediðine kalp
inanýr mý hiç sanmam
þeftali
aðaçlarýnýn gölgesi
alabildiðine yeþildir þimdi
üstleri de pür çiçek pembe pembe
renklerin gülücüklüsünden
en büyülüsünden
ocaða bir cezve sürsen
þöyle kahvenin tazesinden
isterim o oval gümüþ renkli tepsiden
tepsiye de bir dantel örtü tabi istersen
yemenden gelmiþcesine güzel olur elinden
lokumlarý unutmadým
giderim Eminönü’ ne gül pembesinden
çocukluktan aþina olan þekerlemeciden
alýrým gelirken onlar benden
ve de
dede yadigarý
birinin kulpu kýrýk üç fincan
bilirim sorarsýn biri benim biri senin üçüncüsü kimin
o da kahve muhabbetine hasret kaldýðýmýz dostlar için
soðuyunca telvesini dökeriz þeftali aðaçlarýnýn altýna
kim bilir belki de karýþýverince topraða
kucaklaþýr daldan düþen pembe yapraklarla
ulaþýr kahve kokusu onlara da
bakma adýnýn kara olduðuna
vefalý bir anadýr toprak avuç açar
yaðmur yüklü bulutlara
gel sende der rüzgâra
dilediðince yay havaya
es duyur saða sola
sabah sabah radyoda bir þarký nazire yapar gibi
’senden haber gelmeyince bir kar yaðar ince ince
sevgilim diye her gece karanlýðý sarayým mý’
tly
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.