Seni Özlemek, seni istemek.
Seni özlemek ve seni istemek:
Hayalin gözlerimin önünde kelebek gibi uçuşurken seni özlemek ne demek, seni istemek ne demek sana nasıl anlatsam ki ben?
Ömrümü yoluna merdiven etsem diyorum. Hayatın basamaklarını çıkarken benim ömrümün kademesinde duraklasan, bebekliğimi, çocukluğumu, ergenliğimi seninle yaşarken, genç kızlığımın bütün düşlerini, sevinçlerini ve hüzünlerini sana anlatsam. Yorumlasan o güzel yüreğinde bu duygularımı, bazen huzur, bazen keder biriktirsem sözlerinle ve göz yaşlarımı assam kirpiklerime, sen versen o katrelere idam kararını diyorum.
Sonra yola devam etsen ve gelsen ömrümün en güzel yılları olan 20 ve 30 larına ve o basamaklarda kalsan benimle. O arayı yaşasak sarmaş dolaş. İpek böceği gibi olsam ve açsam kelebek misali, uçsam gözlerinin önünde rengarenk kanatlarımla. Güneşin yansımasında kanatlarımın rengi kamaştırsa gözlerini ve seninle olgunlaşmış olduğumu, senin sabrınla piştiğimi anlatsan bana, Şımarmasam, bencilleşmesem, kaprislerden ve kendini beğenmişlikten uzak olsam.
Bulutlara yükselsem ve nisan yağmuru olup insem yere, en güzel ve en bereketlisinden damlacıklarla yağsam, yağsam yüreğine . Ben senle filizlensem, sen benimle tomurcuklansan. Açsak aynı dalda bir çiçek misali ve yine sen arı olsan uçsan uzaklara gitsen, dolaşıp, yeniden bana dönsen, aradığın tek renk, tek koku bende olsa ve en güzel balı sen yapsan, kanatlarında getirdiğin tozlarla çoğalsam, Yeniden Çoğalma isteğiyle sana boyun eğsem, sana mecbur olduğumu söylesem, iki iken seninle tek olsam, cemre misali düşsen, havama, toprağıma, suyuma. Can versen sensizlikten solmuş ruhuma.
Ömrümün Zirvesi olan yıllarımda senle dalsam mutluluk denizine, vurgun yemiş olsam da sen olsan yanı başımda, senin varlığının huzurunda duymasam hiçbir acıyı sancıyı ve inişe geçerken ellerimden tutanımsın diye umutlansam, dayanağım, güvencem, dinlencem ve eğlencem hep sensin diyebilsem. Düştüğümde kaldıranım, ağladığımda güldürenimsin ve yanımdasın diye şükretsem seni bana bağışlayana ve yollayana. Ömrümün son basamağında başımın ucunda bana dua okuyanım sen olsan, Nihayete erse ömrüm senin son dokunuşlarınla.
İşte, sana olan özlemimi, anlatmış olabilir miyim, can suyum, biriciğim nerelerdesin?
YORUMLAR
İki şeye yuuuuhhhh diyorum:
1- O can suyun her kimse velev ki mezarda olsa bile dirilip de '' Ben geldim, aç kapıyı '' dememişse işte ona.
2- Bu yazıyı sadece üç kişinin görüp, okuyup yorum yapmasına...Yuh yani...Yuuuuhhhh.
Selam ve sevgilerimle
inci*
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
"... can suyum, biriciğim nerelerdesin?" ÇOK BEKLERSİN SEN ONU..:) Hayatını bu bekleyiş içerisinde geçirenler, çok seçici davranarak zaman tüketyorlar. Zamanın tükenip gittiğini fark ettiğinde de, umudlar iyice yitirilmiş oluyor... Eşim sayesinde en azından hayatın bazı dönemlerinde bu birlikteliği yaşamış olmak şansına malik oldum, ama bazı dönemlerine, süregen değil; çünkü, süreklilik olmaz, olamaz. Birbirimize deliler gibi aşık olarak yirmili yaşların başlarında evlendik onunla, CİCİM AYLARI GEÇİRDİK, sonra hayat şartları. Hanım tuz dedikçe ben cız demeğe başladım. Başını sokacak bir ev, araba derken gözlerde para akisleri...Sonra bir dönem daha yaşadık, çocuklar büyüme sürecinde, büyüdükçe onlarla paylaştık güzellikleri, derken bu defa da onların istikbali... Derken bir baktım ihtiyarlayıvermişim, üstelik kendi kendini idame etmekten aciz bir hasta olarak, işte eşimi o anda yanımda görmek kadar mutluluk verici bir şey daha olmuyor; yani BEN BİR KÖTÜ GÜN DOSTUNA SAHİBİM diyebiliyorsun.. HEPSİ BU KADAR; OLABİLECEĞİNİN EN İYİSİ...YANİ zaman zaman sıkıntı olmaması, hep mükemmelliği yaşamam mümkün değil...SAYGILAR
kemnur tarafından 3/6/2012 1:20:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
inci*
Yorumunuza ve içtenliğinize yürekten teşekkürler Kemal bey,
evet işte o dediğiniz. eş Kötü gün ve iyi gün için yemin eden, bir birne her daim elverecek olandır...... hani hasta olunca, bakıma muhtaç olunca ha iyi ki var dememeli, her zaman iyiki o var demeli bence.... saygılarımla..
Ben nesli tükenmiş kelaynak gibiyim sanırım..:)
Sevgili Naz Hanım,
Bu ne mükemmel, ne harika bir yazı. Bir seven kadının, en içten duygularını, en yüce dileklerini, tüm açıklığı ve samimiyeti ile yazıya sıvamışsınız. Ben , erkek olarak ,beni böylesine sevebilecek bir kadın hayal bile edemem. Eski aşklarım ne kadar uğraşsalar , bu seven kadına, yakın bile olmazlardı. Ama bir de, erkek tarafından bakalım; Yahu, beni böyle sevecek bir kadın , beni kendisine esir etmez mi? Kendimi iki kol ve iki bacak tarafından sarılmış, kıpırdayamaz , sadece İskender Kebap, yemek zorunda kalmış gibi görmez miyim ?
Ya bu sevgiye , tam karşılık verebilecek gücü, nasıl sürekli zirvede tutabilirim? Bu denli seven bir kadının, sevgi sonrası yıkılışı da, hiç güzel seyredilecek manzara olmaz. Hatta günah olur.
Gel, bu sadece harflerde kalsın. Kadınlar , anlattığın güzellikte sevemiyor artık. Ya da, bu sevgiyi hak edecek ,adam gibi adam bulamıyorlar.
Çok, ama çok güzel, yazmışsınız. Sakın, o bendim demeyin.
Teşekkürler.Saygılar Naz Hanım.
inci*
Hayal ya bunlar bol keseden atılıyor... Saygımla beyefendi. Ve teşekkürler