- 1437 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DÜŞMAN SEVDİM YARIM KALMIŞ ROMAN
Adım aylin köçük bir köyde dogdu dört erkek kardeşin bir tek kız kardeşti yaşından görkemli gösterdigi için dördüncü sınıftan alındı güzeldi onüç yaşında oldugu halde bir çok çevre köyden isteyeni vardı her kızı isteyen kızın babasının gözünü bir kat daha yükseklere taşıdı aradan üç ay gibi bir süre geçti komşumuzdan osman amca dedigimiz bir gün babama yurt dışından yeni gelen zengin bir aile var onun bir oglu var size gelmek istiyorlar ama kızı ver gelince zenginler şöyle böyle aradan iki gün geçmeden akşam altı sıraları üç kişi gelir anne baba ve damat olacak şahıs üzerlerinde yabancı gibi duran elbiseleri ve birde kapıda göründüler bunlar gelmede önce babamda anlamsız bir telaş baba ve anneme üzerinize düzgün bişeyler giyin yurt dışından misafirler var dedi annem kim miş onlar şu yazın iş güç telaşasında desede babam o kadar hevesliki neyse düzgün bişeyler giydim annem zavallısı bu elbisyeyi giyme kızım görende seni onsekizlik sanıyor derdi bene dünyadan habersiz çay kahve telaşındayım yalnız bakışlar o kadar üzerimdeki bildigim her şeyi yanlış yapıyorum babamın bana kızgın bakışları temamen ismimi unutturuyor sonuç beni istemeye gelmişler o kaar hazırlıklıki herşey düşünülmüş ilk gedikleri halde parmagımıza yüzük takıldı belliki pazarlık önceden görülümüş özüldüm ertesi sabah saat dokuzda geldiler bir dizi altın on beş bilezik takıldı çeşmeye suya gidiyorum alyınları elbisemin içine saklıyorum bilerzikleri kollarımın içine çok utanıyorum ahallemden en çok kendi yaşımdaki arkadaşlarımdangünler haftaları haftalar ayları derken üç ay oldu dügün zamanı bu araa damat beyler çok zengin ama kaynagını babam sorma geregi duymuyor bense on üç yaşımdayım tek korkkum annemden ayrı bir yerde yaşamak derken dügün günü geldi her şey abartılı çift davul zurna arabalar kiralanmış ankaradan buraya en az otuz kırk tane kısaca gösteriş has sefada herkes bizi konuşuyor şöyle zengin yere gitti böyle zengin yere bir ben bu ilginin dışındayım evlendim aradan üç ay oldu olmadı galeri turizim şirketi döviz birosu bnlerin yüzdeligi eşimin babasına ait soy isileri yazılı iş yerlerinde evet para bol madalyonun diger yüzünü görmek için fazla zaman geçmedi eşim kumarbaz kıralı sabahları gelir mafyalar kara para derken birgün gecenin bir yarısında ist bir yerinde buldum kendimi eşim artık burda yaşamamız gerektigini söyledi bir sabah eşim yine eve geldiginde köşenin başında siyah bir arabada üç kişi gördümve bunu eşime söyledigimde arkadaşlarım diye geçştirdi aradan 2 ay geçti bizim mahallede bir erken vakit hareketli olur iş saati birde ögle yakın ev hanımlarının kalktıgı saat on gibi haretli olur bir sabah yine eşimi işe gönderdim tekrar uyudum kalktıgımda saat on sırasıydı evde ekmegin olmadıgını farkettim bakkala gitmek için evden çıktım bakkal bir alt sokakta idi sagın başıda tam yürüyordum bir beyaz şahin bir araba yanımda durdu çinde bir anlık baktıgım kadarıyla arkada üç öndede siyah takımlı birini gördüm
ARKASI YARIN
Biranda kendimi arabanın içinde buldum ve önde oturan siyah takımlı kişiden kocan olacak p.k. benim çeklerimi ödesin birde dua et seni kurtardım diye bagırıyordu avazım çıktıgı kadar bagırdım ama kimse duymad sesimi sabah on buçuk gibiydi ne kadar gittik bilmiyorum saat dört olmuştu iki tarafı yüksek tepelerle kaplı sanki bir dagın içerisiydi koca bir çiftlik büyük bir meydan yüksek duvarlarla örülmüş içerisinde üç tane en biri üç katlı digeri iki dideri tek katlı bir yere geldik uzun bir ahır hayvanların kaldıgı çiftligin içinde en az otuz kişi var neyse bunları sonunda gördüm gel gelim çiftlige geldik çift kapılı dev gibi bir avlu gördüm içeri girer girmez beni arabadan çıkardı lar o kadar bagırmaktan aglamaktan dermanım kesilmiş gözümü açamaz hale geldim avluda bulunan balyalanım ekinlerin sapından oluşan hayvanların yedigi balyalar uzandım gerisini hatırlamıyorum orda ne kadar kaldıgımı orda çalışanlardan bir bayan benim içeri gelmemi söyledi ve ona beni bırakın gideyim diye bagırdım o sırada o siyah takımlı dedigim kişi bagırarak geldi seni öyle bir hale getirimki her parçan ayrı bir şehirde bulunur beni delirtme diye bagırdı beni almaya genel abla yapar kardeşim dedi yavaşça o sırada çaresizce gittim bir odaya ve ayakta duramıyorum ve gözlerim görmüyor artık nereye bıraksalar orda kalıyorum yine tam dalışken yemek geli yemegi getirenin başına çaldım tap kapıdan bakarken yine o karşıma çıktı adını dahi bilmedigim siyah takımlı
ARKASI YARIN
Yüzüme bakarak seni öyle bir hale getiririmki her parçan ayrı bir şehirden çıkar
korktum tek bildim eşim seni buldugunda nereye kaçacaksın ş ile başlayan cümle çıktı biranda ve gitti çiftlikte en az yirmi kişi vardı çalışan ve içlerinden biri akıllı olmamı ve bu adamın söyledigi her şeyi yapma gücü oldunu söyledi
belki halıydı on senedir burdayım demesinde haklı oldugunu gösteriyordu aradan saatler geçti o kadar yorgunum ki gözlerimi açamıyorum üzerim toz toprak içinde yerlerde süründüm kurtulmak için tek derdim uyumak tap kafamı koyuyorum bir talimat ellerine bir kat bikama takımı efendim çok kötü gözüküyormuşum banyo yapıp şu kıyafetleri giyecekmişim ne kaar bagırsam çagırsamde faydası yok tamam dedim aynen uyguladım aradan yarım saat geçti geçmedi ordaki hizmetlilerden biri çay ve kek getirdi ve arkasından o bey geldi tepside iki servis vardı hizmetli çıktı çayları bir masaya koydu ve çay içelim senle dedi bende siz ne utanmaz insansınız başkasının eşini buraya kapatarak ne yapmaya çalışıyorsunuz dememle agır bir tokatla kendimi yerde buldum ve kanlar içinde beni kaldırdı kanlarım yıkandı karşıma otr dedi oturdum ama suratımı bir tarafını hissetmedim o derece çay döktü birinci bardagı içtim ama nasıl içtim ne içtim bilmiyorum aradan biraz zaman geçti ve bana ben evliyim üç tane çocugum var 52 yaşındayım dedi bende senin eşinede yaparlar birgün bu yaptıgını dedim o arada sinirlendi
ben senin eşin gibi şerefsizlik yaparsam yapsınlar dedi
cvp vermedim çok korkunuç gözüküyordu
senin eşin benim verdigim çeklerle karı kız peşinde yedi aptal hale onu savunuyorsun ben seni altı aydır takip ediyorum bugün burda olmasaydın senide bırakacak eve bir tür borçlular gelecekti dedi
Yalansın dedim ve yine tokat attı
derken beni sevdigini söyledi senin eşim olmanı istiyorum dedi ben bu söyledigin asla olamaz seni ellerimle bogarım dedim
Güldü zaman gelecek bana aşık olacaksın dedi
çok şaşırdım bu kadar büyük bir düşmanıma nasıl aşık olurum
derken bu arda ismi takma isim verelim turan olsun
bu adam çiftlikte dört tane ev ver üş katlı iki katlı uzun bir ahır ve her tür hayvan var çalışanlar her nedense ben herkesten ayrı iki gözlü bir odada kilitli ordaki bir tane çalşan yemek getiriyor o kadar
bu turan uyuzu hergün bir kıyafet alıyor zorla giymemi istiyor hayır dersem dayak yiyorum öyle günler aylar derken tam bir ay oldu düşündüm kötü davranarak bir yere varaıyacagım birgün kahvaltı yapıyoruz pazar günü ben sizin ailenizi tanımak istiyorum dedim
anlattı biz on kardeşiz birtane kız kardeşim far fıransada digerleri burda beraberiz dedi
tamam dedim tanışalım tek derdim babasından yardım istemek bir şartla dedi şu gözleriyin moru getsin öyle ilaç aldı dayak izleri silindi akşam oldu elimden tuttu onlara eşim oldugunu söyleyeceksin yoksa buraya döndügümde hiç hoş olmaz dedi tamam dedim akşam oldu onlara söylemiş beni kimse görmedi ailesinden
neyse gittik eve bir girdim insan dolu en az onbeş erkek bi kadar kadın şok oldum nereye geldim diye şaşırdım
dizilmişler yer minderleri git ellerini öp abilerimin ve babamın dedi çok acayipti korktum tam
babasının elini öptüm gözlerim öyle akıyorki durduramıyorum ve çokta korkuyorum döver diye neyse işte şunlarda yengeleri annem felan
bir köşede annem yaşlarında esmer klolu bir abla vardı masum garip yanıda üç tane çocuk biri 12 dideri 8 kçügüde 3 veya 4 yaşlarına felan işte bana dönüp bak bu eşim bunlar çocuklarım eşine gel sende hoş geldin de dedi kadın geldi gözler dolu dolu öyle bir sarıldıki
ben tutamadım agladım kendimi oda agladı tap o sırada yanıma yaklaştı sag ayagıma öyle bastıki zannettim ayadım koptu vuramazdı babası vardı ama vurmaktan neter etti
Yemek yenilecekti herkes bir sofra kurma hazırlıgında tam o sırada benim yaşlarımda bir genç girdi garip bir şekilde bana baktı ve abi bu güzelde kim dedi yüksek sesle
ve abisi aynen şöyle
ULAN DANGALAK YENGEN OLACAK
Çocuk aniden yete egildi hiç bir şey söylemedi yine abisi hoş geldin yok dedi çocuk yavaşça geldi hoş geldiniz dedi
sanki yaşamıyordu tıpkı benim gibi bu arada benim gözler bir türlü kurumuyor devamlı
akıyor derken sabah oldu öyle yogunki altına bir cip sabah çıkıp akşam geliyor birgün tam camın önündeyim birde baktım o çocuk cama yaklaştım
neden burdasın sizle konuşmak için dedi ben de beni burdan kurtarın diye yalvardım tamam dedi
ARKASI YARIN
YORUMLAR
Yürek burkan acı hikayenizi okudum ama çok üzüldüm.Yıllar önceydi ortaokulda okuduğum yıllarda Kemalittin Tuğcu'nun çok sayıda eserini okudum ve günlerce tesirinden kurtulamazdım.Hep böyle acı olayları yazardı.O yıllardan kalan bir duygu ki böyle bir hikaye asla olsun istemiyorum.Çünkü beni çok üzüyor.Kaleme aldığınız bu olay yazısıda beni yürekten yaraladı ve üzdü.Allah böyle insanları nasıl bilirse öyle yapsın diyorum.Elinize ve kaleminize sağlık.