“ Gece yatakta, Önder hâlen basılacak romanının heyecanını yaşıyor, hiç tanımadığı insanların kitabını alıp, okuduklarını ve kendisini nasıl da tebrik ettiğini hayal ediyordu. İşin garip tarafı, bu romanı eşi hiç okumamıştı. Aslında kendisi okutmamıştı ona. Kırgınlığı vardı. Hiçbir yazısını artık okutmayacağına kendi kendine söz vermişti. “

Bu paragraf, site dostlarımdan Sevgili Mustafa Sakarya’ nın, yeni piyasaya çıkan, ilk hikaye kitabı olan “ Bir Yazarın Dramı “ ‘ndan bir bölümdü.

Sevgili Mustafa’ nın kitabının çıktığını öğrenmiş ve büyük bir sabırsızlıkla okumayı istiyordum. Kargo ile kitap bana geldiğinde ; büyük bir heyecanla paketi açtım. En değer verdiğim şey, hayattaki ilklerdir. Benim olması veya olmaması, bu heyecanımı hiç etkilemez. Sonuçta, heyecanla başlanılan ve emek verilen ne olursa olsun, nazarımda pırlantadan daha değerlidir.

Paketi açtığımda, heyecanım daha da artmış ve bir an önce okumak için sabırsızlanmaya başlamıştım. İşlerimi bitirdikten sonra, kalan çok az vaktimi de kitabı okumaya ayırdım.

Okudukça, beni içine çekti. Eve gideceğim için mecburen ara verdim. Çantama koyduğum eseri, evde bütün işlerimi bitirdikten sonra elime aldım ve tekrar okumaya başladım. Saat 24.00 olduğu halde, ben hala kitabı elimden bırakamamıştım.

Yazarı en içten duygularımla tebrik etmek istiyorum öncelikle. Sonra da elimden geldiğince, dilimin döndüğünce tahlilini paylaşacağım sizlerle.

Kitabın, başlarında yer alan ilk öyküdeki bir bölümü paylaştım. O bölümle bile sanat için gönül verenlerin, bu uğurda, zorluklar karşısında, fedâkarca savaş verdiklerini ve en nihayetinde, bir yazılı eser ortaya çıkardıklarında da, yine mücadeleye devam ettiklerini anlıyoruz. Üstelik, bir yazar veya şair, yazdıklarında; kendi yaşamından örnekler aldığı ya da kurgu sonucu ortaya çıkardığı yazıları, şiirlerin açıklamasını yapmak zorunda kalışını da gözler önüne seriyor.

Kitabın sayfalarında biraz daha ilerlediğimde, hüzünlenerek gözlerim doldu. Biraz daha gidince de bu kez yaşamdan örneklerle dolu hikayeler çıktı karşıma. Okurken o kadar kaptırmışım ki kendimi, bir anda kahkahamla kendime geldim.

Bütün hikayelerin ortak noktası da, içinde bulunan, sayısını bile bilemediğim mesajların varlığıydı. Yazar bu manada çok zengin bir yüreğe sahip. En önemlisi de, insâni değerlere önem verdiği, yazdığı cümlelerden anlaşılıyor. Eminim dostlar, siz de okurken, benim gibi sayfaların arasında kaybolacaksınız. Bu kitapta, kendimden çok şey buldum. Kendimi sorguladım. Düşündürdü, üzdü ve güldürdü. Bütün bunları bir arada bulmak ise beni çok memnun etti.

Kitabı bitirir bitirmez de, kendisine bilgi vermeden önce bu yazıyı sizinle paylaşmak istedim. Sevgili yazarım, yolun da, bahtın da açık olsun. Çok güzel günler seni bekliyor. Eminim bundan.

Okumanızı şiddetle tavsiye ederim dostlar ! Her şey edebiyat için.