5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
68
Okunma

Not: Yazı alıntıdır
Cehalet her dönemde akıl almaz cinayetlere sebeb olmuştur, bir örneği de 1600 yıl önce işlenmiş.
Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir;
"İffetsiz" ve "günahkâr" olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde "öfkeli" bir güruh tarafından linç edilir.
Taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan kadın;
🔸 Matematikçi,
🔸 Gökbilimci,
🔸 Flozof, Hypatia’dır.
Büyük İskender’in,
M.Ö. 332 yılında kurduğu İskenderiye, yüzyıllarca barış içinde yaşadı...
M.Ö. 30’larda Roma’nın hâkimiyetine geçen kentte barış ortamı M.S. 300’lerde bitti...
🔹 Limanları,
🔹 Bilginleri,
🔹 Kültür merkezi,
🔹 Dev kütüphanesi,
🔹 Üniversitesiyle,
İskenderiye o dönem ticaretin ve aydınlanmanın merkeziydi.
Başında ünlü matematikçi Theon’un bulunduğu okulda kızı Hypatia da matematik, felsefe ve astronomi dersleri veriyor;
📌 Platon,
📌 Aristo,
📌 Oklid’in,
Fikirlerini tartışmaya açtığı bu dersler dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerle dolup taşıyordu…
Kentin dokusu Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesinin ardından hızla değişti.
İktidara egemen olan Hıristiyanlar, Pagan ve Yahudiler başta olmak üzere farklı inançlara sahip kim varsa hedef aldı.
Kentte ardı ardına cinayetler işlenirken Hypatia çalışmalarını aralıksız sürdürdü.
Her gün,
bir çember çizerek;
🌈 Dünyanın,
🌈 Güneşin,
🌈 Gezegenlerin,
Hareketlerini,
yeniden hesap ediyor...
Öğrencilerine;
-- “Bizi birleştiren şeyler ayıranlardan daha fazla;
İnsanlar eşittir, kardeştir.”
Fikrini söylüyordu...
İskenderiye Üniversitesi’ni inançsızlığın merkezi olarak gören Hıristiyanlar, Serapis tapınağı, müze ve dev kütüphanenin yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu.
☄Kitapların parçalandığı,
☄Heykellerin yıkıldığı,
☄İnsanların öldürüldüğü,
Kanlı saldırıda yüzyılların bilimsel birikimi de yok edildi.
En sevdiğini; babasını da kaybeden Hypatia, artık yapayalnızdı…
Ancak,
babasına söz verdiği gibi gerçeği aramaktan asla vazgeçmedi...
Hypatia;
“Dünya hareket ederken daire mi çiziyor, elips mi, yoksa güneş dönüyor da dünya yerinde mi duruyor”
Diye düşünürken;
Kötülük,
yerinde durmuyor, örgütleniyordu…
İskenderiye Patrikhanesi’nin ise,
o bilimsel çalışmalarını sürdürürken Hypatia’ya duyduğu kin her geçen gün daha da artıyordu...
Eski öğrencisi olan kent valisinin onun tesirinde olduğunu ve bu sayede farklı inançların korunduğunu düşünüyordu...
Hypatia’nın öldürülmesi için tezgâh kuruldu...
Başpiskopas Kril’in talimatıyla papaz pazar ayininde bir konuşma yaptı; kadının toplumda olması gerektiği yeri tanımladı önce;
Asla bir erkekle,
eşit olamayacağını...
Erkeğe,
akıl veremeyeceğini...
Kıyafetinden hareketine kadar dikkat edeceğini anlattı uzun uzun...
Ardından Hypatia’yı hedef göstererek İskederiye’de haddini aşmış bir kadının yaşadığını, büyücü, günahkâr bir şeytan olduğunu söyledi...
Kalabalık soluğu Hypatia’nın kapısında aldı.
Önce,
saçından sürüklediler...
Haypatia’yı çırılçıplak soyup en acı şekilde nasıl ölebileceğini tartıştılar.
Biri;
-- “Taşlayalım.”
Diğeri;
-- “Derisini yüzelim” dedi,
Öteki;
-- "Ateşe verelim" dedi.
Karar veremediler,
sırayla hepsini yaptılar...
Tarihte bilinen ilk,
kadın matematikçi olan Hypatia’nın yazdığı kitaplar kütüphane saldırısında yok edildi...
Feminist sanata da konu olan Hypatia hakkında çok sayıda roman, oyun ve şiir yazıldı…
Hypatia’yı “Bağnazlığın masum bir kurbanı” diye tarif eden Voltaire, öldürülmesini ise;
"Sorgulama özgürlüğünün yok ediliş simgesi" olarak görmüştür.
📚📚📚📚📚📚
S O N U Ç
Derler ki;
Hypatia’nın katli sadece bir bilim insanın ölümü değil, daha fazlasıdır.
Aydınlıkla karanlığın savaşında bir dönemeç kabul edilir...
Hypatia’nın,
insanlığa büyük bir dersi daha vardır;
Tüm karanlığa inat, "Göğe bakalım…"*
📚📚📚📚📚📚
Hayırlı sabahlar 🌺
5.0
100% (5)