0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
96
Okunma
Kur’an’ın Işığında İlm-i Nücûm (Astronomi): İslam Alimlerinin Gök Bilimine Desteği
İslam medeniyetinde İlm-i Nücûm (Yıldız İlmi) terimi, modern karşılığıyla astroloji ve astronomi ayrımına tabi tutulmuştur. Erken dönemden itibaren büyük İslam alimleri, Kur’an’daki açık teşvikler doğrultusunda, yıldızların incelenmesine büyük bir önem vermiş, bu faaliyeti "faydalı ilim" kapsamında değerlendirmiştir.
Kur’an’da Gök Cisimlerinin Önemi: İlmî İncelemeye Davet
Kur’an-ı Kerim, gökyüzüne ve yıldızlara defalarca yemin ederek (kasem) dikkat çekmekle kalmaz, onların işlevlerini anlatarak kulluk bilinciyle gözlem yapmaya davet eder. Bu ayetler, İslam alimleri tarafından bilimsel araştırmayı meşrulaştıran en temel deliller olarak kabul edilmiştir:
1. Yön Bulma ve Düzen İşareti
Kur’an, yıldızların en temel işlevini insanlara karada ve denizde yol göstermek olarak tanımlar.
Ayet: "Karanın ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için yıldızları sizin için var eden O’dur. Gerçekten bilen bir toplum için ayetleri (delilleri) ayrıntılı olarak açıkladık." (En’âm Suresi, 6:97)
Alimlerin Yorumu: Bu ayet, yıldızların konumlarını, hareketlerini ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen matematiksel ve gözlemsel astronomi (rasat) ilminin zorunluluğunu ve meşruiyetini ortaya koyar. Yön bulma, ancak hassas gözlem ve hesaplama ile mümkündür.
2. Takvim ve Zaman Tespiti
Yıldızlar ve gök cisimleri, namaz vakitlerinin, orucun ve Hac gibi ibadetlerin zamanlarının doğru tespiti için hayati öneme sahiptir.
Ayet: "Güneşi bir ışık (ziya), Ay’ı da bir nur yapan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona menziller (yörüngeler) takdir eden O’dur..." (Yunus Suresi, 10:5)
Alimlerin Yorumu: İslam alimleri, zamanı doğru hesaplamak için ’İlm-i Hey’et’ (Kozmografya/Matematiksel Astronomi) ilmini öğrenmeyi ’farz-ı kifâye’ (bir grup Müslümanın yapması gereken görev) olarak görmüştür.
3. Allah’ın Kudretine Ulaşma Yolu
Kur’an, insanları "bakmaya" ve "düşünmeye" sevk eder. Yıldızların muhteşem düzeni, müminleri Allah’ın mutlak kudretine ve ilmine ulaştıran bir tefekkür (derin düşünce) kapısıdır.
Ayet: "De ki: ’Göklerde ve yerde ne var, bakın!’..." (Yunus Suresi, 10:101)
İslam Bilim Tarihinde Yıldız İlmi’ne Sıcak Bakış
Emeviler ve özellikle Abbasiler döneminde İslam dünyası, yıldız ilmi (astronomi) alanında altın çağını yaşamıştır. Alimler, Kur’an’ın bu teşvikini pratiğe dökmüştür:
El-Harezmî, El-Battânî, Birûnî: Bu büyük matematikçiler ve coğrafyacılar aynı zamanda çağının en büyük astronomları idi. Onlar, gök cisimlerinin hareketlerini inceleyerek hem İslami takvimi hassaslaştırdılar hem de Batı bilim dünyasına aktarılacak devasa eserler yazdılar.
Medreseler ve Rasathaneler: İslam şehirlerinde kurulan büyük rasathaneler (gözlemevleri) (örneğin Meraga ve Semerkant Rasathaneleri), ilim hareketinin somut göstergesidir. Bu kurumlar, sadece gözlem yapmakla kalmamış, aynı zamanda genç alimlerin yetiştirildiği bilim akademileri olarak işlev görmüştür.
Faydacı Yaklaşım: İslam alimleri, "tâsirât" (yıldızların yeryüzünü etkilediği inancı) içeren falcı astrolojiyi reddederken, yıldızların yerini ve hareketini inceleyen "ilm-i hey’et"i (matematiksel astronomi) savunmuşlardır. Onlara göre gök cisimleri, Allah’ın yarattığı düzeni gösteren saatlerdir, kaderi belirleyen güçler değil.
Sonuç: Kur’an’daki Destek ve Faydalı İlim
Özetle, İslam alimlerinin büyük çoğunluğu, Kur’an’ın açıkça yön bulma, zaman tespiti ve Allah’ın kudretini anlama amacıyla yıldızlara yaptığı atıfları, astrolojiye değil, astronomiye bir destek olarak yorumlamıştır.
Yıldız ilminin faydalı (ilmî) kısmı, insanın yeryüzündeki hayatını kolaylaştıran, ibadetlerini doğru kılmasını sağlayan ve en önemlisi tefekkür yoluyla inancını derinleştiren bir bilim dalı olarak kabul edilmiş ve böylece Kur’an’daki kozmik ayetler, bilimsel araştırmanın meşruiyet zemini haline gelmiştir.
Hüseyin TURHAL
5.0
100% (2)