0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
142
Okunma
Pazar sabahıydı. Dışarıda hava bulutluydu ama yağmur yoktu. Olsaydı belki biraz rahatlayacaktım, çünkü yağmurun sesi insana kendini unutturur.
Ev sessizdi. Ne radyo açıktı ne televizyon.
Sadece eski saat tıkırdıyordu; sanki zaman bile isteksizdi ilerlemeye.
Kahve yaptım, sonra fark ettim ki iki kişilik yapmışım.
Oysa yıllardır bu evde tek başımaydım.
Alışkanlıklar, insandan daha uzun yaşar bazen.
Bir sandalyeyi çekip karşıma koydum, ama oturacak kimse yoktu.
Bardakların içindeki yansımalara baktım, kendimi tanıyamadım.
Can sıkıntısı mıydı bu?
Yoksa içimde biriken sessizlik mi, bilemedim.
Ama o sabah içimde bir şey kıpırdadı;
sanki uzun süredir unuttuğum bir şey beni çağırıyor.
Dolabın en üst rafında eski bir kutu vardı.
Üzerinde “karışık” yazıyordu.
Tozunu üfledim, kapağını kaldırdım.
İçinden mektuplar, birkaç solmuş fotoğraf ve bir bilet parçası çıktı.
Bir anda yıllar önceki ben karşımda duruyordu.
Bir fotoğrafta gülüyordum — oysa şimdi o gülüşün nereye gittiğini hatırlamıyordum.
Bir mektup vardı, kendi el yazımla yazılmış.
Altına “kendime” diye not düşmüşüm.
Okumaya başladım:
“Bir gün canın sıkılırsa, bu satırları aç.
Hayat bazen sessizliğe benzer, ama sessizlikte bile umut vardır.
Unutma, yalnız kaldığın gün, aslında kendine en yakın olduğun gündür.”
Gözlerim doldu.
Demek ki bir zamanlar, gelecekteki halimi teselli edecek kadar umutluymuşum.
Mektubu kutuya geri koyarken fark ettim
yalnızlığım yeni değildi, yıllar önce başlamış bir dostluktu aslında.
O kutunun içinden geçmişim değil, ben çıktım.
Tozlu anıların arasında kendimi bulmuştum.
Kahvemi yeniden ısıttım.
Camdan dışarı baktım;
bir çocuk sokakta yağmur damlalarını yakalamaya çalışıyordu.
Gülümsedim.
Yağmur sonunda başlamıştı.
Birden içimde bir huzur belirdi.
Hiçbir şey değişmemişti aslında;
aynı ev, aynı sandalye, aynı sessizlik.
Ama ben değişmiştim.
Anladım ki yalnızlık, insanın kendine küsmemesi gereken bir halmiş.
Eskileri karıştırmak, bazen geçmişi değil, içini toplamakmış.
O gün, kendimle barıştım.
Ve dedim ki:
“Artık biri bana ‘nerelisin?’ diye sorsa,
bir şehir değil, bir hal söylerim.”
Bir yudum kahve aldım, gözlerimi kapadım.
“Yalnızlıktanım…”
Kamil Erbil
5.0
100% (1)