2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
156
Okunma

"Unutmayın her toplum, geçmişiyle kurduğu bağ kadar güçlüdür.
Kelimeler, o bağın görünmeyen damarlarıdır, bir milletin hafızası, sesi, ruhu onların içindedir. Fakat zamanla kelimeler anlamını yitirir, sesler değişir, değerler bulanıklaşır. İşte tam da o an, insan kendi dilinde bile yabancılaşmaya başlar işte bu satırlarda o yabancılaşmanın sessiz tanıklığıdır".
Uzun zamandır düşünüyorum da… Biz kimiz kimleriz gerçekten? Bu toprakların sesini, nefesini, kelimelerini ne kadar tanıyoruz? Dilimizin köklerine inmeden, o kelimelerin ruhunu anlamadan geçmişimizi bilebilir miyiz? Yoksa bize ait olanı birer birer elimizden alırlarken biz sadece seyirci mi kaldık?
Bugün herkesin dilinde aynı söz var, “Saygı.” Oysa saygı, saygınlığın gölgesidir. Kişisel tercihlere saygı başka, düşünceye saygı bambaşka bir şeydir. Düşünce, bir insanın iç evrenidir, inançla, duyguyla, yaşanmışlıkla yoğruludur. Ona sınır çizmek de, kutsamak da beyhudedir. Asıl olan, onaylamasak bile bu onun düşüncesidir diyebilmektir. Çünkü hoşgörünün temeli budur, aksi halde gerçeklik yerini sahte bir kabule bırakır.
Atalarımızdan miras kalan o sade, öz, kimseyi incitmeyen yaşam anlayışı bir zamanlar bizi bir arada tutardı. Şimdi ise her köşede farklı bir dille, farklı bir yorumla parçalanıyor. Herkes kendi penceresinden konuşuyor ama kimse ortak bir manzara göremiyor. Oysa bir arada durmamızı sağlayan şey, tam da o ortak manzaraydı.
Ne garip değil mi? Aynı dili konuşuyoruz ama birbirimizi anlamıyoruz. Sokakta başka bir ses, okulda başka, medyada bambaşka... Dilin parçalanmasıyla birlikte düşünce de bölünüyor. Oysa eskiden, bir “hal ederiz” sözüyle içimiz rahatlar, bir “takılma oralara” sözüyle yükümüz hafiflerdi. Her kelime bir teselli, bir bağ gibiydi aramızda. Şimdi ise kelimeler bile ayrıştı.
Kimileri ortak değerlerimizi kendi çıkarı için sahipleniyor, kimileri onları küçümsüyor. Bizse arada, sessizce kaybolan anlamların peşindeyiz. Oysa hala geç değil. Yeter ki yeniden özümüze dönelim. Kelimelerimizi yeniden bulalım, onlara hak ettikleri değeri verelim. Çünkü bir milleti yaşatan, toprağından çok dilidir. Ve dilini yitiren, aslında kendini yitirir.
"Belki de yeniden başlamanın yolu, en eski kelimelerimizi hatırlamaktan geçiyordur “Arkadaş, yoldaş, hal ederiz…”
Çünkü bazen bir milletin dirilişi, bir tek kelimenin kalbinde gizlidir".
*
Mehmet Demir
21121