1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
175
Okunma

Şairin yaşı olur şiir dilinin değil. Şair şiir dilini oluştururken kelime kadrosunu deneysel aşamada geçirip şiirinde fazlalıkları törpülüyerek oluşturur. Bu şairlerin söz varlığı ve imgelem dünyası eserlerinin bileşkesinde ortaya çıkar bu bileşkenin yapısında şairin dünyayı algılanmasından yaratmış olduğu uzamın etkisi büyüktür. Bu uzamın oluşumu şair poetik yarılmalardan geçerek yapacaktır. Şiir dünyasının içerisinde bu dönüşümü yaşamayan şairin varlığı söz konusu bile değildir. Şair biçem oluşturken geleneğe yaslanmak ve akabinde hızla kopmak serüvenini yaşayarak kendine ait uzamda bir söz varlığı, imge, simge dünyası oluşturarak yoluna devam edecektir. Necatigil’in burçlarından geçerek, asıl olan “ şiir burcuna ‘’ ulaşacaktır. Bu bağlamda Osman Erkan şiirine bakıp şairin, poetik yarılmalarını izini sürmeye çalışacağız. Şairin şiirinde yaslandığı deneysel çabasının izini elimizde bulunan üç kitabı bağlamında kaleme alacağız. Osman Erkan şiirlerinin geldiği noktanın “ Turgut Uyar’ın ; “ Kendi adıma beni yazdığım şiiri yazmaya iten neden çevremin değiştiğini görmemdi. ’’ sözüyle açıklamak kolaycılık olmasa gerekir. Şairin 1970 sonrasında Çukurova’ya gelmesi onun şiir yaşamında Uyar’ın yaşadığı etkinin sizlerini sürmemizi sağlayacaktır. Doğduğu ve ilk gençlik dönemini yaşadığı şehrin feodal düzenini arkasında bırakmış Adana ve şiire sığınmıştır. Bu sığınmanın dönemi şairin hemen kağıda ve kaleme sarıldığı dönemler olmasa da, çünkü şair verimlerini 2000’li yıllarda vermeye başlamıştır. Şair gurbet burcuna çıkmadan, gurbette şiire sığınarak bir lirik ezginin ve/veya sızının peşine düşmüştür.
Osman Erkan şiirinin merkezinde toplumsal bir söz damarı var mı ? bu damarın beslendiği yer hüzün mü ? “ acıyı bal eyleyen ” söylemle benzerliği var mı ? sorularıyla dar bölge de şiirsel paslaşmalar yaparak dört kitap bir şair üzerinden sav sözlerimizi temelendirip Osman Erkan şiirsel uzamını ki, Alptuğ Topaktaş, evreni diyor çözümleyerek Alptuğ Topaktaş’ın sorduğu soruların varsa izini sürmeye çalışacağız. Osman Erkan’da hüzün, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in acısı ; Osman Erkan’da şeker , Hasan Hüseyin Korkmazgil’in balı’na denk düşer bu bir tercih değil, aynı temanın izini sürmektir. ’’ Acıyı bal eylemektir. ” Osman Erkan’a şiir nedir diye sorsalar muhtemelen vereceği cevap belli “ Şiir diltozu’dur. ” duygu, düşünce, anlam şiirin dille yapılan birşey olması sebebiyle tartışılan bir üçlü olagelmiştir. Dili başkalaştırma çabası içinde yer alan bir şiir olan Osman Erkan şiirlerinin özellikle “ Diltozu ’’ adlı kitabında şiir dili üzerinde yaratmış olduğu baskının sonucu olarak şiirlerini bir mendil gibi kendi üstüne kapanma çabasına dönüşmüştür. Bu katlamada şiirleri açımlamak ve katların izlerinin üzerinden gitmek Osman Erkan’ın şiir izleğini, şiir şiir sökmek demektir. Osman Erkan türetmeci bir şiir diliyle poetikasını oluşturmaktadır. Diltozu ve Anlayan anladı adlı şiir kitapları bunun seçkilerini içeren şiirlerden oluşmaktadır. Osman Erkan, “ Eğri Oturan ” adlı 2017 yılının sonlarına doğru okurla buluşan kitabında aynı poetik duruşu, dil üzerinde yapmış olduğu oyunculuğunu devam ettirdiği görülmektedir. Osman Erkan’ın ilk kitap macerası 1995’li yıllarda, “ Beni nereye sakladın ” adlı yok kitabıyla olur kitabın oylumunu folklorik temelli şiirler oluşturur. Burada Cemal Süreya’yı anmadan geçmeyelim “ Folklor şiire düşmandır. ” Başlıkta dört kitap dememize gelince, şairin poetik yarılma ve dil üzerinde bir takım türetmece yaklaşımlar sergilemeye başladığı özellikle, Diltozu ve Anlayan anladı, Eğri oturan, adlı kitapları ve ilk basımı ceylan yayınlarından 2004 yıllında yapılan, daha sonra 2 basımı 2014 yılında favori yayıncılıktan çıkan “ Bende hüzün şeker nasıl öyle ” adlı kitaplarını çözümleme kapsamına almamızdandır. Şairin 46 yaşından sonra yerel imkanları kullanarak “ Eyo ” diye sesini çıkartmaya çalıştığı ilk kitabını, yok kitap saymamız bundandır. Asıl dönüşümü, ikinci kitabı olan “ Bende hüzün şeker nasıl öyle “ adlı kitabıyla, yom sanat’a eklemlendiği dönemde, Cuma Duymaz ve Ersun Çıplak ile tanışması sonrasında yapacak ve şairliğini ve şiirlerini sigaya çekecektir. Bu çevresel dönüşüm şairin izleğinde ve söyleminde öğrenerek çoğaltma değişikliğine gidecektir. Osman Erkan şiirlerinde kullandığı dil ile yapay bir bellek oluşturup dilin çağrışımsal işlevini kullanarak okurunda görüntüler oluşturmaya çalışmaktadır. Okurun, belleğinde yer alan söz varlığıyla, Osman Erkan’ın sözvarlığı arasında çatışma yaşatmaktadır. Bu da şiirde anlamsızlık ya da anlam sorununu ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu sorun kadim bir sorun ve/ya soru olarak güncelliğini sürdürmektedir. Mesele deneysel şiire geldiğinde olay daha karmaşık hâle dönüşecektir.
Osman Erkan şiirinde, neolojizm örneklerine rastlanmakta olup, özellikle Diltozu, Anlayan anladı ve Eğri oturan adlı kitaplarında, neolojizm etkisi görülmektedir. Osman Erkan neolojizm tıbbi anlamda şizofreni hastalarında görülen, düzensiz düşünceyi yansıtan konuşma bozukluğu şeklinde değil, bizzat sağlıklı bir şairin bilinçli tercihi olarak kullanmaktadır. Bu yaptığı işlemin neolojizm olduğu tarafımızca vurgulanmaktadır. Ersun Çıplak tarafından Kök Şiir’in 1.sayısında 2018 ‘’ Osman Erkan Şiirinde Yakın Sessel Çağrışım ve Bozulan Sözdizimi ’’ başlıklı yazının omurgasınıda bu neolojizm ve çağrışım bağlamı oluşturmaktadır. ‘’ Erkan, genellikle kapalı bir söylem, daha doğrusu açık metinle ortaya koyuyor kendini. Bu nedenle okuyanlar daha çok onun şiirlerindeki parcacıklara gönderme yapıyor. Bu durum onun şiirlerinin bütün olarak değil de dize/ler şeklinde alımlandığını gösteriyor ‘’ savıyla yazımızın yaklaşımını doğrular nitelikte tesbit yapmaktadır. Osman Erkan şiirinin toplamında, ‘’Anlayan Anladı’’ kitabının şiirleri içerisinde kutsal söylemler bağlamından kopararak kıssalara kendi şiir söyleminde yer vererek dönüşüme uğrattığı görülmektedir. İbrahim peygamber bir koyun tüccarı oluveriyor birden. Bu da Osman Erkan Urfa kalesi etrafında dolaştığı gençlik günlerinin kulak çınlaması olarak, şiirsel dönüşüme uğrayarak şiirinde yer buluyor. Bu parodi riskli olsa da Erkan şiirlerin anlam dünyasında kendisine yer buluyor.
Osman Erkan, Kök Şiir 2.sayı 2018 yayımlanan ‘’PAPİ PAPİ’’ adı şiiri şairin neolojizm ve çağrışım, bozulan söz dizimi örneklerini içermeye devam etmektedir. ‘’.. şair bozucu çopur sözcülerin tılsımlı gövdesi ‘’
…
‘’kokunu yum, bırakma papi ‘’ vb. girişi niteliğinde yazımız Osman Erkan şiirinin temel yaklaşımını içermekte olup, yazımızı inceleme oylumuna dönüştüğünde örnekçe verilerek muhtevası geliştirilecek olup, yazımınızın devamı sağlanacaktır. Osman Erkan şiiri, Ersun Çıplak demesiyle etraflı bir incelemeyi gerektirmektir.
Rerefanslar:
1) Osman Erkan (2009) Diltozu.Karahan/Karayazı Kitaplığı:Adana
2) Osman Erkan (2013) Anlayan Anladı.Şiirden Yayınları:İstanbul
3) Bende Hüzün Şeker Nasıl Öyle (2014)
2. basım (Favori Yayınları :İstanbul)
4) Osman Erkan (2017) Eğri Oturan.Heteropya Yayınları.Konya
5) Kök Şiir Sayı:1 Ocak-Şubat Mart -2018
6) Kök Şiir Say: 2 Nisan-Mayıs-Haziran -2018
...
Mühür İki Aylık Şiir Ve Edebiyat Dergisi
5.0
100% (2)