0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
115
Okunma

Ortaokul yıllarıydı...okuldan eve geldim...o gün evde kimse yoktu...kenarları trabazanlı ahşap merdivenlerden üs kata çıktım...adım attıkça gıcırdıyan tahtalardan ilerliyerek bahçeye bakan cama yöneldim.Hava kopkoyu bulutlarla kaplı ve içimde tarif edilmez bir sıkıntı,sanki birşeyler olacak...gayriihtiyari bunu belirgin bir şekilde hissediyorsun...camdan dışarıyı seyrediyorum...
kenarda kocaman bir dut ağacı ve dibinde eşinen birsürü kuşlar...birden bire. büyük bir panikle hızla uşuştular... bir kaç saniye geçmeden kağgir evimiz kocaman kocaman çatırtılarla başladı sallanmıya
yer, terinden oynuyordu sanki. Koşmak doğru değildir ama,ben, hızlı adımlarla merdivenleri bir çırpıda uşarcasına inip dışarıya fırladım...karşımız dut bahçesiydi. Kabaran toz bulutları arasında bir kenara çöktüm.. dut ağaçları iki tarafa hızla yatıp yatıp kalkıyordu...
Depremlerden bir kaç saniye önce, yüksek frekanslı, ultra seslerin yayılıp, insanı b,r şekilde etkilediğni, mesleğim gereği yaptığım deneylerden sonra daha iyi anladım...
Eski model Grunsig 5001 model televizyonları osilatör bobini ayarlanabilen , nüvesi olan bir bobin olup, 15625hz. üretiyordu...bu nüve çevrildiğinde alçalıp yükseliyordu bu trekans... Televizyonun normal çalışma pozisyonunda iken,televizyonun arkasundan içine yaklaştıtdığında , bu yüksek frekanslı sesi dıyamıyordun ama, kafan, kulakların aşırı derecedi ve rahatsız edici bir radyasyonla etkileniyordu... fakat kulak yapımız gereği sesi dıyamıyorduk.. ’Elektronikle uğranları saöları
bu senepten dolayı genellikle döküktür’’ .nüveyle oynıyarak frekansısını düşür düğümde,duyulmıyan sesler ;
zıızzzzzıızzzzzzzzzz...şeklinde duyulmıya başlıyordu... tekrar yükseltildiğinde ses yine duyulmaz oluyordu; ama insan beynini tırmalaycı şekilde etkiliyordı...
Bazı hayvanların duyma frekansındaki farklılık da bu şekilde kendini gösteriyordu...
..., kalın sağlıcakla...
]