0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
235
Okunma
Aşağıda okuyacağınız bu sallamasyon hikâye, başka bir platformdaki arkadaşım tarafından verilen alttaki kelimelerden yola çıkarak, biraz kafa dağıtalım diye oluşturulmuştur. Hikayede geçen kişi ve kuruluşların uzaktan yakından gerçekle alakası yoktur:)
SariTuvaletTerligi
GurşitAğa
FasulyeTohumu
SüslüÇanta
BarKodu
HaşlanmışPatates
HüzünlüKavanoz
KahveKokusu
KıyıdakiTekne
MektupKutusu
KırıkVazo
YırtıkZarf
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Gümbürrrrrrrrr!!!!
Duyduğu bu ürkünç sesle zelzele oluyor diye korku ve telaşla kan ter içinde yatağından fırlayan GurşitAğa: "Tüübe bismillaa! Aayırdır inşallaa! Nooluyoo ülen büüle!" Diye pencereye gitmişmiş. Bakmış ki bütün ahali sokakta panik halinde bir öteye bir beriye koşuyor, merakla koştura koştura gitmiş imişşş yanlarınaaa...
"Aayırdır be aaa! Nöörünüz, nooldu büüle be kızancıklaa?" (Kendisi Tekirdağ civarının meşhur emektar baş pehlivanı olmaktadır) Diye seslene seslene, deli dana gibi etrafa koşanların peşinden seslenirken, bütün ahali zınk diye birden bire oldukları yerde durmasın mıymışşş!
O yeri yerinden sallayan, o zelzele yaratan, o dehşetengiz çanak-çömlek patlama sesinin paniğini unutup, şaşkın şaşkın GurşitAğa’ya bakmaya başlamasınlar mıymış imiş.
Önce bir sessizlik olmuş doğal olarak.
Peşinden de bütün ahali bir yandan parmakla GurşitAğa’yı gösterip, bir yandan göbeklerini hoplata hoplata kahkahalarla gülmeye başlamışlar imişş. (Bak sen şu boyu possu devrilmeyesice GurşitAğa’yı bilmezlereee baakk!).
"Ne gulüyoonuz bre gapçıkaazlılaa, açcıkta bi’şee mi gordünüz? Cık cık cıkkk! Tübe estağfirullaa" Diye bağırmışmış.
Sonra karşısındaki vitrin camına bir bakmış ki:
O da ne!
O panikle ayağına SariTuvaletTerligi’ni geçirip, daha bir gün önce aldığı ve Barkodu’nu kopartmadığı Noel Baba desenli, kırmızı, paçalı don ve atletle çıkmasınmıymış imiş meğer sokağaaa... (Abb boooo!)
Onlar da bir şey miymiş!
Meğer; SariTuvaletTerligi’nin içine giydiği pembe çorapların tekinden koca tırnağıyla baş parmağı görünmüyor muymuş... (Bak sen şu işeee imiş!)
Önce panikle edep yerlerini kapatmaya çalışmış bakmış olmuyor: O sinir, o panik ve dahi o utançla önünde durdukları KahveKokusu kafedeki masadan eline geçen vazoyu KıyıdakiTekne’ye fırlatmasın mıymış GurşitAğa. (Amani iinnn...)
Vazo da şangırrrr diye kırılmasın mıymış imişmış. (Oy oy oy oyyy!)
Ortalık buz kesmesin miymiş imiş... (Tüh tüh tühhhh!)
KahveKokusu kafesinin sahibesi bayan SüslüÇanta çok üzülmüş buna ve "Beni bak GurşitAğa beni bak! Gari de bakem gim temir ediediverecek indi bu dede yaadigeri KırıkVazo’yu he, heç utenmen arlenmen yoğ mu senin a GurşitAğa? De bene bakem kim temir ediediverecek?" Diye söylenmiş. Gözünden de birkaç damla yaş süzülmüş ümüüüşş...
Tabii bayan SüslüÇanta (ki kendisi gençken çantacılık yaparmış, şimdi bir yandan kafe işletirken öte yandan süslü kokanalık yapmakla meşgul) ağlayınca, bayan HüzünlüKavanoz durur mu? (Cevap veriyorum: e adı üstünde o bir HüzünlüKavanoz! Pek tabii ki durmaz).
Hatta o kadar üzülmüş ki bir yandan ağlayıp, bir yandan da belediye başkanına hitaben bir şikayet mektubu yazarak koşa koşa MektupKutusu’na atmışmış.
Bunu gören GurşitAğa daha da hiddetlenmiş imiş. Gidip mektubu MektupKutusu’dan alıp yırtarak: "Bir daha yaparsan aha şu vazoyu kırdığım gibi senin de kavanozunu kırarım bak haaa!" Dercesine bakarak bayan HüzünlüKavanoz’a uzatmış.
İyice hüzünlenen bayan HüzünlüKavanoz (kendisi meşhur Kavanozzadelerden Teodor Efendi’nin torunu olmaktadır ve kendisi mübadele zamanında isim değiştirip ülkede kalmıştır): "A aaa üstüme iyilik saalik! Çok ayip ama! Olmoor efendim olmoor, hiç yakişik almoor, hem neden, nasiil yaparsiniz boyle bişiciği? Ben ne yapayim bu YırtıkZarf’ı şimdi kujum?" Demiş.
Durumun iyice kontrolden çıktığını gören ahali, GurşitAğa ve bayan HüzünlüKavanoz ile bayan SüslüÇanta’ya HaşlanmışPatates ısmarlamışlar.
Çünkü bu kasabada her derde deva olarak HaşlanmışPatates yenirmiş. Hatta her yıl kutlanan HaşlanmışPatates bayramları bile varmışmış imişmişşş...
HaşlanmışPatates’i yiyen GurşitAğa ve bayan HüzünlüKavanoz ile bayan SüslüÇanta hemen o anda sakinleşmişler ve SariTuvaletTerligi’yle Barkodu üstünde Noel Baba desenli, kırmızı, paçalı donlu ve atletli GurşitAğa’ya bakıp bakıp gülmüşler. Tabi ahali durur mu? Durmaz ve onlar da güler... (E yani kim olsa güler!)
Ama bu sefer en çok gülen pembe çoraptan görünen baş parmağını aşağı yukarı oynatan GurşitAğa olmuş.
Nedennn?
Çünkülümmm HaşlanmışPatates yemişler... (HaşlanmışPatates’i yemeyen de ne bileyim yani!)
Ve ertesi gün FasulyeTohumu Ekme Festivali’nde buluşmak üzere yüzlerinde tebessümle vedalaşmışlarrrr...
Herkes kendi işinin başına dönerken, bizim GurşitAğa:
"Gırılanlaa arrr damir olu damir oluuu
Yırr tı lannlarr yabışırr elbettee
Yabışııırrr elbettteee
Yeter ki galpler bi’ossunn
Yeter ki galpler bi’ossunn
Yeter ki AaşlanmışBadadis suğumasınn
Yeter ki AaşlanmışBadadis suğu maaasıınnn"
Diye milli türkülerini söyleye söyleye önce KıyıdakiTekne’ye gidip, vazodan hasar gören yeri tamir etmiş, peşinden KırıkVazo’yu ve YırtıkZarf’ı yapıştırmak üzere yanına almışmış ımış.
Gah türkü söylemiş gah SariTuvaletTerligi’den sırıtan parmağına bakıp bakıp hahahaaa diye gülerek evine doğru yürüyormuş umuş muşşş...
...