9
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
334
Okunma


Ayetler Arasında Bir Yolculuk: Mücadele Ruhu ve Kâinatın Sessiz Şahitleri
Yazar: Murat Kerem
“O müminler, kendilerine tevdi edilen her türlü emaneti korur ve verdikleri sözleri tastamam yerine getirirler.”
(Mü’minûn, 23/8) [1]
İnsan, dünya toprağına ekilen bir tohum gibidir. Nasıl ki bir tohum toprağa, suya ve ışığa muhtaçsa; iman tohumu da ancak toprağa benzer salih amellerle, su hükmündeki Kur’an ilmi ve tefekkürle, ışık ve hava hükmündeki manevî atmosferle gelişir ve yeşerir. Bu maddî ve manevî şartlar oluştuğunda, kalpteki iman tohumu boy verir, filizlenir ve semaya doğru yükselir. Rabbimiz’in “İman edenler, iman etsinler.” (Nisâ, 4/136) [2] buyruğu da bu gelişime, bu içsel yolculuğa dikkat çeker.
Kur’ân’da mücadele ruhu, sadece bir direnme hâli değil; aynı zamanda bir dirilme, ayağa kalkma, kendini ve hakikati bulma yolculuğudur.
İnsanın mücadele ruhunu diri tutan iki ana kaynak vardır:
• İlahi Kelâm: Kur’an’ın ayetleri,
• İlahi Kudret: Kâinattaki kevnî ayetler.
Kur’an Ayetleriyle Ruhun Dirilişi
Kur’an, insanı en temel hakikatlerle yüzleştirir. Tevhid, adalet, sabır, cihad, emanete riayet gibi kavramlar, mücadele ruhunun esas dayanaklarıdır. Bu ruh, Mekke’nin zindanlarında Bilâl’in “Ehad” diye inlemesiyle hayat bulur. Bu ruh, Uhud’un yamaçlarında kanayan yüreklerde Rabbe teslimiyetle dirilir.
Kur’an, hem bir davettir hem de bir hatırlatmadır:
“Allah, iman edenlerin velisidir; onları karanlıklardan nura çıkarır.”
(Bakara, 2/257) [3]
Bu nur, müminin yüreğinde mücadele ateşini tutuşturur. Her bir ayet, yeryüzünde adaletin, rahmetin, hakikatin hâkim olması için bir çağrıdır.
Kâinat Ayetleriyle Gönlün Tefekkürü
Yeryüzünde her ağaç, her yaprak, her hayvan, her yağmur damlası aslında bir ayettir. Kur’an, insana sadece kendisini değil, dış dünyayı da okumasını emreder:
“Onlara hem afakta (kâinatta), hem de kendi nefislerinde ayetlerimizi göstereceğiz.”
(Fussilet, 41/53) [4]
Toprağa atılan bir tohum, karanlıkta filizlenir. Görünmez bir gayretle gökyüzüne doğru yürür. Gökten yağan yağmur onu besler, güneş ısıtır. Sonra o, meyve verir, başka tohumlar üretir, bir ömre bereket katar.
Bu süreç, insanın mücadelesine benzer. Kalbine düşen bir iman tohumu, sabır ve gayretle büyütülür. Dualarla, ilimle, ibadetle beslenir. Engeller karşısında yılmaz, eğilmez. Her düşüş, yeni bir kalkış olur. Her yara, yeni bir şifa kapısı…
Ağaç Gibi Mücadele Edenler
“Onlar, filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler.”
(Fetih, 48/29) [5]
Bu benzetme sadece estetik bir tabir değildir; bir mücadele metaforudur. Mümin, toprağa kök salar; zorluklara karşı dirençlidir. Rüzgârla eğilir ama kırılmaz. Her baharda yeniden yeşerir.
Resûlullah (sav) buyurmuştur ki:
“Mümin, hurma ağacına benzer; yaprağı hiç dökülmez.”
(Buhârî, Tefsîr, 5/2) [6]
Tarihin önüne çıkardığı nice büyük şahsiyet bu ruhla yetişmiştir. Halid bin Velid’in kılıcını bırakmadan ölümle yüzleşmesi, mücadele ruhunun ete kemiğe bürünmüş hâlidir. O, yatağında ölmekten hicap eden bir yüreğin sahibidir. Çünkü onun gözünde ölmek bile mücadele içinde, meydanda olmalıydı [7].
İnsan, İki Kitabı Okumalıdır
İnsan, sadece Kur’an’ı değil; Kur’an’ın işaret ettiği kâinat kitabını da okumalıdır: ağaçları, yıldızları, hayvanları, iklimleri, mevsimleri… Çünkü her şey Allah’ın “kün” (ol) emrinden doğmuştur. Bu sebeple her biri, mücadelenin bir başka dildeki tercümesidir.
Kur’an ayetleriyle dirilen ruh, kevnî ayetlerle huzur bulur. O zaman insan, hem Allah’a giden yolu hem de bu dünyada iz bırakacak hakikatleri bulur.
Tohumdan Meyveye, Mücadeleden Vuslata
İnsan, bu dünyaya geliş gayesini unutmadan, her ânı mücadeleyle geçirmelidir. Bu mücadele; nefsiyle, cehaletle, zulümle, tembellikle olur. Mücadele ruhu, insanı Allah’a yaklaştıran bir seyr-i sülûktur. Kur’an’ın ve kâinatın ayetleri, bu yolda ona kılavuzluk eder.
Zira hakikat yolculuğu, “kökünü sağlam yere salmış ve dalları göğe uzanmış bir ağaç gibi” (İbrahim, 14/24) [8] olan kullarla tamamlanır. Mücadele ruhu, bu ağacın can suyudur.
Kaynaklar
[1] Kur’an-ı Kerim, Mü’minûn Suresi, 23/8
[2] Kur’an-ı Kerim, Nisâ Suresi, 4/136
[3] Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi, 2/257
[4] Kur’an-ı Kerim, Fussilet Suresi, 41/53
[5] Kur’an-ı Kerim, Fetih Suresi, 48/29
[6] Buhârî, Sahih, Tefsîr, 5/2
[7] İbn Hişâm, Sîretü’n-Nebeviyye; İbn Sa’d, Tabakât; M. Asım Köksal, İslam Tarihi, “Hz. Halid bin Velid” bölümü
[8] Kur’an-ı Kerim, İbrahim Suresi, 14/24
5.0
100% (6)