Benim buluşuma göre bütün insani kötülükler, insanların bir arada sessizce oturamamalarından kaynaklanmaktadır. moliere
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
TİLHABEŞLİ FİLOZOF

Sermayeyi İlahlaştıran Düzen Kapitalizm

Yorum

Sermayeyi İlahlaştıran Düzen Kapitalizm

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

201

Okunma

Sermayeyi İlahlaştıran Düzen Kapitalizm

Sermayeyi İlahlaştıran Düzen Kapitalizm

İnsanlık, çağlar boyunca farklı putların etrafında dönüp dolaştı. Kimi zaman taştan yapılmış heykellere, kimi zaman gökten indiği sanılan mitlere, kimi zaman da kendi aklını tanrılaştırarak kurduğu ideolojilere secde etti. Bugün ise en büyük put, en gaddar tanrı, en sahte kurtarıcı, sermayedir. Kapitalizm; sermayeyi öpüp başının üstüne koyan, parayı ilah edinen, Allah’ı unutan bir sistemdir.

Kur’an’ın sert ikazı kulaklarımızda çınlar:

“Onlar Allah’ı unuttular, Allah da onlara kendilerini unutturdu.”
İşte bu çağın özeti budur. İnsan kendini kaybetmiş, ruhunu unutmuş, varlığını maddeye hapsetmiştir.
1. Sermayenin Tanrısı
Kapitalizm insanlığa bir hayat biçimi sunmaz; ona bir ibadet biçimi dayatır. Sabah işe gitmek, akşam eve dönmek, hafta sonu alışveriş yapmak, reklamlara secde etmek, markalara tapmak… Bunların hepsi farkında olmadan yapılan birer ibadettir. İnsan, cüzdanını kıble bellemiş, kredi kartını tesbih saymış, banka hesabını güvence zannetmiştir.

Bugünün insanı, paranın gücüyle ölçülür. Birinin itibarı, kaç metrekare evde oturduğuyla, kaç model arabaya bindiğiyle, hangi markayı giydiğiyle, hangi restoranda yemek yediğiyle belirlenir. İnsanın ruhu, kalbi, vicdanı değil; borsadaki değeri dikkate alınır.

Ama bu, yeni bir şey değildir. Eski çağlarda insanlar altın ve gümüşü put haline getiriyorlardı. Bugün ise bu put, daha sofistike hale geldi: kapitalizm.

2. Allah’ı Unutmanın Cezası, Kendini Unutmak
Allah’ı unutan toplumlar, kendi hakikatlerini de kaybeder. Bu unutma, sadece dilde değil; yaşamın tüm damarlarına işlemiş bir unutmadır. İnsanın yaratılış gayesini, emaneti, imtihanı, sorumluluğu hatırlamaması; onu hayvanî bir yaşam tarzına indirger.

Bugün insan kendini tüketim nesnesi olarak görür hale gelmiştir. Bir genç, sosyal medyada beğeni uğruna kendini teşhir eder. Bir işçi, kölelik düzenine mahkûm olur ama bunu normal sayar. Bir aile, evini “daha çok borç, daha çok tüketim” uğruna dağıtır. Bir çocuk, doğmadan önce bile reklam kampanyalarının hedef kitlesine dönüşür.

Allah’ı unutan insan, kendini unutur.
Kendisini unutan insan, başkasını da unutur.
Ve böylece toplum, vicdansız bir yığın haline gelir.
3. Modern Putlar ve Tüketim Tapınakları
Bugün putların adresi değişti: AVM’ler.
Koca koca camiler, insanı Rabbine çağırırken; AVM’ler insanı “sonsuz alışveriş” ibadetine çağırır. AVM’lerde ışıklar hiç sönmez, tıpkı putperest tapınaklarda olduğu gibi. İçeri giren insan, zaman duygusunu kaybeder. Günahı da, sevabı da unutur. Sadece tüketim kalır.
Reklamlar, modern dünyanın ezanıdır. Her gün beş vakit değil, bin vakit insanın kulağına fısıldarlar:
“Al, daha çok al, kendini mutlu et.”
Ama o mutluluk hiçbir zaman gelmez. Çünkü tüketimle doyurulmaya çalışılan şey, ruhun açlığıdır. Ruh, sadece Allah ile doyar.
Markalar, insanın yeni putlarıdır. Bir tişörtün üzerinde yazan logo, sahibine itibar kazandırır sanılır. Oysa gerçekte insanı köleleştiren zincirlerden başka bir şey değildir.

4. Soysuz Eşkıya Düzeni, Cennet Vadeden Cehennem
Kapitalizm, kendini hep özgürlük ve refah dini gibi tanıttı. “Daha çok kazan, daha çok tüket, daha mutlu ol” vaadiyle ortaya çıktı. Ama sonuç tam tersi oldu: İnsan daha çok borçlandı, daha çok yoruldu, daha çok yalnızlaştı.

İşçiler, emeğinin karşılığını alamazken; patronlar milyar dolarlarla oynuyor. Çocuklar daha küçük yaşta işçileştirilirken; bazıları köpeklerine bile lüks hayat yaşatıyor. Afrika’da açlıktan insanlar ölürken; Avrupa’da milyonlarca ton gıda çöpe gidiyor. Bu nasıl bir cennet vaadidir?

Kapitalizmin cenneti, sadece bir avuç azınlığın elindedir.
Çoğunluk için ise dünya, koca bir cehennemdir.
5. Günümüzden Çarpıcı Örnekler
Borç Batağı: İnsanlar ev almak için kırk yıl çalışıyor, bankaların kölesi oluyor. Evin değil, borcun sahibi oluyorlar.

İşçi Sömürüsü: Günde on iki saat çalışan işçiler, üç kuruşa razı olurken; patronlar tek gecede servet katlıyor.

Doğanın Talanı: Kapitalizm, hırsıyla ormanları yok ediyor, suları zehirliyor, havayı kirletiyor. İnsan kendi nefesini tüketiyor farkında olmadan.

Dijital Kölelik: Telefonlar, bilgisayarlar, sosyal medya… İnsan bir ekranın esiri olmuş. Parmak hareketleriyle özgürleştiğini sanırken; aslında algoritmaların kölesi oluyor.

Yalnızlaşma: Komşuluk bitmiş, aile dağılmış, dostluk sanal ortama sıkışmış. İnsan, kalabalıklar içinde yapayalnız.

Bütün bunların ortak noktası: Allah’ı unutarak kurulan bir dünya düzeni.

6. Unutulan Büyük Gün
Kur’an’ın bir başka ikazı gelir:
“Onlar önlerinde gördüklerine inandılar da, arkalarındaki büyük günü unuttular.”
İnsan, önündeki maaşa, arabaya, eve, mevkiye inanıyor. Ama arkada onu bekleyen büyük günü unutuyor. O gün, herkesin yaptığı zerre kadar hayrın da, şerrin de karşılığını alacağı gündür. O gün, kimseye torpil işlemeyecek. Ne sermaye kurtaracak, ne marka, ne reklam, ne mevki…

Kapitalizm, insana bir illüzyon sunuyor: “Dünyada cennetini kurabilirsin.”
Ama o büyük gün geldiğinde, insan şunu anlayacak: Dünyada kurduğu cennet, aslında kendi eliyle hazırladığı cehennemden başka bir şey değilmiş.
7. Gerçek Kurtuluşun Yolu
Bu kısır döngüyü kırmanın tek yolu var: Allah’a dönüş.
Kapitalizmin putlarını yıkmak, sermayeyi tahtından indirmek, parayı araç kılmak… İnsan, yaratılış amacına dönmedikçe kurtulamaz.
Gerçek kurtuluş; adalet merkezli, kul hakkına riayet eden, insanı insan olduğu için değerli gören bir düzenle mümkündür. İnsan, ruhunu Allah’a bağladığında özgürleşir. Paranın kölesi olmaktan kurtulur.

Ey İnsanlık!
Bugün sermayenin putuna secde eden sizler, yarın mezara girdiğinizde tek başınıza kalacaksınız. Yanınızda banka hesaplarınız, lüks evleriniz, arabalarınız, markalarınız olmayacak. Yanınıza sadece amel defteriniz gelecek.
Ey insanlık!
Allah’ı unutan sizler, kendinizi kaybettiniz. Kendinizi kaybeden sizler, ruhunuzu sattınız. Ruhunu satan sizler, dünyayı cehenneme çevirdiniz.
Ama hâlâ vakit var.
Putları yıkın. Sermayeyi ilah olmaktan çıkarın. Kapitalizmin köleliğinden kurtulun.
Allah’a dönün. Adalete dönün. Merhamete dönün.
Unutmayın!
O büyük gün geldiğinde, kimseyi kimse kurtaramayacak.
Herkes, yaptığı zerre kadar hayır ve şerrin hesabını verecek.
Ve o gün, gerçek cennetle gerçek cehennem ortaya çıkacak.

Erol Kekeç/03.07.2025/Sancaktepe/İST

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sermayeyi ilahlaştıran düzen kapitalizm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sermayeyi ilahlaştıran düzen kapitalizm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sermayeyi İlahlaştıran Düzen Kapitalizm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL