2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
425
Okunma
Nasıl Bilirdiniz?
Ölümün olmadığı bir yer aradım…
Bir saç teli düştü yüzüme.
Hayat, bize en çok kayıplarla konuşmayı öğretiyor.
Oysa insan kaybettiğinde anlıyor aslında var olmanın kıymetini. Her giden, ardında doldurulamaz bir boşluk bırakıyor; bize ise sadece sabırla susmak ve anılarla yaşamayı öğrenmek kalıyor.
Öleni iyi anmak önemlidir. Çünkü ölüm, aslında ardında kalanlara büyük bir emanettir. İyi bilmek, iyi anmak, onun ardında bıraktığı güzellikleri çoğaltmaktır. Bizler, bir dal misali, köklerimizde kalan son umut damlasını korumak için toprağa sığınmak isteriz. Ama umut olmasa, dünya çekilir gibi değil…
“Hızla geçiyor” dediğimiz zamanlar var ya; işte o zamanlarda bile, saniyelerin nasıl ağırlaştığını, bir türlü akmadığını görüyoruz. Hayat, doğumla başlayan ve sadece tek yönlü ilerleyen bir yolculuk. Bu yolculukta yanımıza eşlik eden insanlar oluyor. Kimisi kısa süre kalıyor, kimisi yıllarca bizimle yürüyor. Her biri bizden bir şey alıyor, bize bir şey bırakıyor. Ve biz, dönüp ardımıza baktığımızda, kimlerin gelip kimlerin geçtiğini, geriye ne bıraktıklarını düşünüyoruz.
Yakınlarda bir dostumuzu daha sonsuzluğa uğurladık. “Nasıl bilirdiniz?” sorusuna cevabımız tek bir cümleydi: Hayatını onuruyla yaşamış, görevlerini layıkıyla yerine getirmiş, şerefli bir Türk askeriydi. Otuz yıllık hayat arkadaşına sadık bir eş, çocuklarına şefkatli bir baba, bizlere vefalı bir dost oldu. İnsan, dostunu anlatırken kelimelerle yarışamaz; çünkü dostluk kelimelerden daha derindir. O, bizden önce gitti. Ondan önce gidenlere kavuştu. Ruhu şad, makamı ali olsun.Biz iyi bilirdik..
Ve işte tam da burada bir gerçeği hatırlatmak gerek…
Cemaatin karşısında “Nasıl bilirdiniz?” denildiğinde, ardınızda sadece kuru bir “İyi bilirdik” kalmasın. Amasız, fakatsiz; “Onuruyla yaşayıp gitti” densin. Çünkü hiç kimse bu yolculuğa çıkarken ne etiketini, ne saltanatını, ne de hırkasını götürüyor. İşte bu yüzden “Nasıl bilirdiniz?” sorusunu, bu yolculuğu tamamlamadan önce kendinize sorun.
Ve şimdi kelimeler yetmiyor. İçimizdeki acıyı tarif etmeye, boşluğu doldurmaya yetmiyor hiçbir cümle. Hayat, ne kadar çok söz söylesek de suskunlukla sınar bizi.
O kadar çok kelime konuşabilirken, bazı anlar da vardır ki konuşmayı unutursun;
Sadece yutkunursun, hıçkıra hıçkıra yutkunursun.
5.0
100% (1)