Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Rû //
Rû //

Can'ım Tenimden Ayrıldı İnceleme Yazısı

Yorum

Can'ım Tenimden Ayrıldı İnceleme Yazısı

16

Yorum

42

Beğeni

0,0

Puan

1727

Okunma

Okuduğunuz yazı 18.7.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Can'ım Tenimden Ayrıldı İnceleme Yazısı

Can'ım Tenimden Ayrıldı İnceleme Yazısı

Ares Kitap tarafından ikinci baskısı yayımlanan “Can’ım Tenimden Ayrıldı,” adlı eser, iki yüz sayfadan oluşmaktadır. Yazar ve şair, Ali Haydar Koyun’un altıncı kitabıdır.

Kitapta kırk beş anlatı vardır. Metinler genel yapı itibariyle birkaç sayfadan oluşmuştur. Her bölümün başlangıç sayfasında okuru anlatıya hazırlayan lirik geçişler bulunur. Bu geçişler anlatının duygusal eşiğini belirlerken aynı zamanda epigraf işlevi görür.

Kitabın içeriğine dair bölümde yazar, eseri kaleme alma gerekçesini açıklamaktadır. Geride yazılı bir eser bırakmamış olsa da can dostum dediği Yücel Doğanşahin’in yazılmaya değer bir hayat sürdüğünü vurgular. Bu kitabı yirmi altı yıllık hatıraların vefa nişanesi olarak okura sunar.


Bir kayıp üzerinden duygu paylaşımının yapıldığı metinlerde yazar, süslü anlatımlardan kaçınmıştır. Okurla sohbet ediyormuş gibi kurduğu içten dil sayesinde kitabı herkesin kolayca anlayabileceği ve içselleştirebileceği bir zemine taşımıştır. Ancak bu sadelik anlatımın şiirsel yönünü gölgede bırakmamıştır. Bazı cümleler şiirsel mısralar inceliğinde sayfalara süzülmüştür. Yalınlık içinde derinlik barındıran bu üslup, esere duygusal bir zarafet kazandırmıştır.


Yürüme engelli Yücel Doğanşahin’in hayatına adanan Can’ım Tenimden Ayrıldı adlı eser biyografik ve tanıklık temelli bir kitaptır. İçerikte; anılar, mektuplar, günlükler, dost duygular adı altında yapılan yorumlar ve taziye mesajları yer almaktadır. Acı, burukluk, boşluk, çaresizlik, dostluk, düşler, fedakârlık, karanlık, ölüm, özlem, sancı, sevgi, sonbahar, vicdan, yara, yas gibi temalar işlenerek, yer yer Ali Tura, Ahmet Arif, Benjamin Franklin, Cemal Süreya, Charles Bukowski, Konfüçyus, Mevlâna, Osho, Paul Carson, Publilius Cyrus, Şükrü Erbaş, Tuncel Kurtiz, Yusuf Hayaloğlu gibi yazar- şair ve düşünürlerden yapılan alıntılar ve şiirsel pasajlarla desteklenmiştir.


Ali Haydar Koyun ve Yücel Doğanşahin’in yolları Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinde kesişmiş, bu karşılaşma zamanla güçlü bir dostluğa dönüşmüştür. Eserde ön plana çıkan temel duygu, yazar ile Yücel Doğanşahin arasında kurulan “kan bağı değil can bağı” şeklinde tarif edilen samimi bağdır. Bu güçlü bağın izleri eserin her bir başlığında ve anlatısında kendini hissettirir.


İki dostun yalnızca ortak çalışmalarda değil, günlük hayatın her anında birbirlerine eşlik ettikleri görülür. “Onunla birlikte tıpkı etle tırnak gibiydik, cansız bedene hayat veren birer ruh...” diye bahseder yazar. Deprem, hastalık, aile kayıpları gibi pek çok zorluğu birlikte yaşayan ikili, özellikle engellilikle ilişkili sıkıntılar üzerinden birbirlerine destek ve çalışmalarıyla topluma örnek olmuşlardır. Yücel Doğanşahin’in Ankara’da yaşarken, Malatya’nın suyuna duyduğu özlem, vefatından sonra Ali Haydar Koyun’un suyu mezara götürmesiyle sembolik biçimde karşılık bulur. Bu zarif düşünce aralarındaki dostluğun ne denli sahici ve derin duygularla örülü olduğunu ortaya koyar.


Yücel Doğanşahin’in covid-19 hastalığı nedeniyle Malatya’dan ayrılıp Ankara’daki ailesinin yanına taşınması ve kısa süre sonra vefat etmesi, yazarın içinde derin bir boşluk yaratmıştır. Kayıp sonrası yaşanan boşluk, yazarın neredeyse her satırına sinmiştir. Bu yas, alışılmış bir anlatının ötesine geçerek zamanla içe dönen bir teselli arayışına dönüşmüştür. “Candan Ötem” adlı metinde ruhu huzura kavuşan, yazarın kaleminden yaşayanı teselli eder. Acı çeken geride kalmışken; sükunetle konuşan, yaşamayan olur. Yazı, kurgusal bir “ben” üzerinden duyguları tersten akıtır, bu lirik akış anlatının en güçlü yanlarından biridir.


Metin, ilk cümlesinden son cümlesine kadar ölüm sonrası bir farkındalık ve sevgiyle açılır,

“Ne olursun artık üzülme, gözyaşlarını akıtıp durma. Sen dünyada ağladıkça ben de burada üzülüp duruyorum” Bu anlatı, ölümden sonra kurulmuş hayalî bir bağla, yaşayanın acısını dindirme çabasıdır.


“Bugün fani dünyadan ve senden ayrılmamın üzerinden kırk gün geçti.”

Bu ifade, hem İslami kültürdeki kırkıncı gün vurgusuna bir gönderme yapar, hem de ölümden sonra da süren dostluk bağının sürekliliğine işaret eder. Yazar, bu veda mektubunda, ölen kişinin hayattayken hissettiklerini, yaşadıklarını, umutlarını ve vedaya dair son sözlerini dile getirirken, aslında yaşayanın ruhundaki boşluğu sözle doldurmaya çalışır.


Kitapta yer alan ve Yücel Doğanşahin’in bizzat kaleme aldığı iki bölümlük mektup, yalnızca bireysel bir yaşam öyküsünü değil, aynı zamanda engellilikle mücadele eden bir bireyin eğitim sistemine ve topluma dair sarsıcı tanıklığını içerir. Ortopedik engeli sebebiyle idare tarafından söylenen “okula gelmeyin, sen sakatsın, okumasan da olur” gibi söylemlerin yarattığı derin kırılma, engelli bireylerin maruz kaldığı yapısal dışlanmayı açıkça gözler önüne serer. Bu dışlanma çocuğun zihninde “toplum beni kabul etmiyor” algısı yaratır. Bu düşünceyle içine kapanır, sosyal hayattan uzaklaşır ve kendini eve hapseder. Doğanşahin’in yıllar süren emekleme hayatı sonrasında ise hastane süreçleri ve sonunda attığı ilk adımlar, bir umut ve direnç öyküsüne dönüşür. Mektubun sonunda yazım hataları için özür dilemesi, aslında sistemin ona tanımadığı eğitim hakkına karşı duyduğu içsel kırgınlığı da yansıtır.


Yazar, Yücel Doğanşahin’in yaşamına dokunmuş kişilerin tanıklıklarına kitapta bolca yer verir. Onun ardında bıraktığı insani mirası çok sesli bir biçimde okura hissettirir. Bu tanıklıklardan biri de Gülümser Ovagül’e aittir. Doğanşahin’i “kırmızı ojeli kadın!” olarak anan Ovagül, onun zarafeti, renkli kişiliği ve çevresinde bıraktığı pozitif etkiyi içten bir dille aktarır.


Eserin son bölümlerinde yer verilen taziye mesajları, Doğanşahin’in çevresinde bıraktığı manevi etkiyi açık biçimde ortaya koyar. Okuyucuların ve dostlarının yazara ilettiği satırlarda; onun kişilik özellikleri yanında, toplumla kurduğu ilişkideki derinlik ve sorumluluk bilinciyle de anıldığı görülür.


Ayrıca, Cumhuriyet değerlerine bağlılığı ve Atatürk ilke ve devrimleriyle kurduğu bilinç, yaşamını şekillendiren temel taşlardan biri olmuştur. Bu yönüyle de hem özel çevresinde hem de kamusal alanda örnek alınan bir birey olarak hatırlanmaktadır. Yazar, bu yorum ve mesajları doğrudan okura aktarırken, yaslı bir vedayla yüreklere kazınan bir değerin izlerini de kalıcı bir belgeye dönüştürür.



Not: Kitabın yazarı Ali Haydar Koyun, ortopedik engeli yüzünden eğitim hakkından mahrum bırakılan Yücel Doğanşahin’in anısını yaşatmak amacıyla, eserin gelirini ihtiyaç sahibi okullara kütüphane kurulması ve engellilere yönelik sosyal sorumluluk projelerinde kullanılmak üzere bağışlayacağını bildirmiştir.

EbRuAsya//







Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Can'ım tenimden ayrıldı inceleme yazısı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Can'ım tenimden ayrıldı inceleme yazısı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Can'ım Tenimden Ayrıldı İnceleme Yazısı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
19.7.2025 22:42:53
Çok etkilendim, zamanımızda böylesi içten dostluklara ne çok ihtiyacımız var.
Her birimiz böyle projelere destek verecek olursak ne kadar güçlü bir aile ortaya çıkar.
Kitabın temini kitapçılardan mı online siteler üzerinden mi öğrenmek istedim.
Sevgiler
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn, @sulecannn
19.7.2025 21:48:00
Merhaba yeniden sevgili Ebru. Yazını az önce okumak nasip oldu. Her satırıyla okuyucunun yüreğine öyle işlenmiş ki duygulanmamak imkansız. Kan bağını geride bırakan öyle can bağları var ki bir tez konusu olsaydı ' bağ ' sayfalarca anlatım isterdi. Etrafına ilgili olman, ilim ve kültürel faaliyetlerin için ayrıca tebrik ediyorum. Ali Haydar hocamızı tanımıyorum ama kendisini de böylesine derinlikli, insancıl, sevgi, şefkat barındıran anlatıları kitabında cem ettiği için tebrik etmek istiyorum. Asıl engel insanların kazanımları yerine kayıplarına odaklanmaktır. Ve bu çok küçükken akran zorbalığı şeklinde tezahür ediyor çocuklarda. Ve dışlamak, ötekileştirmek oluyor bu yolculuğun sonu. Ebeveynlerde iş başlayıp bitiyor. Bilinç sahibi olmaz ve bilinçlendirmezsek bu kısır döngü sürecek maalesef. Merhum Yücel Doğanşahin' e Allah rahmet eylesin. Bu güçlü bağ sayesinde bize unuttuğumuz değerleri hatırlattınız. Selamlar, sevgiler.❤️🌾🌞🤲🌼
çiftçi
çiftçi, @ciftci1
19.7.2025 18:26:24
Çok özel bir kitabı çok güzel özetlemişsiniz.
Sakatlık, sadece bedenseldir. Zihinsel ve beyinsel sakatlık, özürlü olmaktan daha beterdir.
Allah kimseyi zihinsel özürlü yapmasın.
Hiç hatasız bir üslup ve imla ile yazılmış bir tanıtım.
Bunun için de ayrıca EBRU Hanımı içtenlikle kutluyorum.
Saygı ve selamlarımla.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
19.7.2025 12:24:05
Çok hassas bir dil ile yazılmış yetenekli birisi olduğunuzu çalışmalarınızdan anlıyoruz nice güzel ve anlamlı çalışmalarınızda buluşmak üzere saygıyla kalın sağlıcakla kalın kutluyorum
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
19.7.2025 12:02:58
Yazmak bir yeti işiyse,
Yazılanların ruhuna girebilmekte
Bir ustalık, bir yetenek işidir.
Tebrikler HAS BACIM.
ademtok
ademtok, @ademtok
19.7.2025 09:34:44
Tebrikler Ebru. Her zamanki gibi satırların ruhuna inmiş ve neredeyse yazarı olmuşsun. Elbette ki bütünleşmek , hissetmek , o hikayelerin gözcüsü olabilmek bir meziyet ve incelik gerektirir. Çok başarılı buldum. Kendimden de bir parça bulduğum için kitabı en kısa sürede temin edeceğim.
Ayrıca yazarın sosyal sorumluluk projesini canıgönülden destekliyor ve saygıyla selamlıyorum.
neneh.
neneh., @neneh-
19.7.2025 08:25:09
Ne güzel bir vesile ne güzel bir imza.Muhteşem bir yazı.Duyarlılığınıza hayranız.Vefalı yüreğinize bin selam .Kutluyorum başarıyı hak eden yetkin kaleminizi.İyi ki varsınız Sağlıcakla.Saygıyla.
Uğur Deneri, @ugurdeneri
19.7.2025 06:26:02
Ruhu bizimle
Süphan
Süphan , @suphan
19.7.2025 06:11:48
Her yazdığın yazıyı o kadar itina göstererek, ince eleyip sık dokuyarak yazıyorsun ki. Bu incelemeyi dün okuduğumda çok beğenmiştim. Güne gelmesine çok sevindim.
Tebrik ediyorum sevgili Ebru

Sevgiyle
mnea
mnea, @mnea
19.7.2025 04:45:53
çok güzel ve anlamlı bir anlatım, teşekkür ederim sevgili Ebru

tebrik ederim
sevgilerimle

Larmina.
Larmina., @larmina-
19.7.2025 01:58:15


Tebrik ederim sevgili ebru
🤍Sevgiler
Noah
Noah, @noah
19.7.2025 01:13:24
Bir insan, kan bağı olmayan bir başka insana “Sen benim anamsın, babamsın, kardeşimsin, arkadaşımsın, dostumsun, yoldaşımsın, derttaşımsın, kaderdaşımsın.” diyebilir mi?

Can bağı ile birbirine bağlı olanlar der…

İşte onunla aramızdaki bağın adıydı can bağı…

Başladık bile okumaya sevgiyle kalın.
/ yüRekTen
/ yüRekTen, @-yurekten
19.7.2025 00:00:53


içimde bir fısıltı
içimde bir gülümseme

ırmak yatağını buldu


Aren-
Aren-, @aren-
18.7.2025 23:03:18
Güne gelir diye Umut ediyorum.
Kitabı okumuş kadar olduk kaleminizden. Verdiğiniz emeğe sağlık Ebru Hocam...

Yer yer düşündüren yerlerin varlığına mı şükretsem yoksa toplumumuzun okumuş cahillerine mi üzülsem bilemedim!

Selam dua ve saygıyla...
Tekrardan ''Emeğinize ve kaleminize sağlık...''
alihaydarkoyun
alihaydarkoyun, @alihaydarkoyun
18.7.2025 18:52:20
Değerli yazar ve şair dostum, yüreği gibi kalemi de güzel olan Ebru Asya;

Can dostum, rahmetli Yücel Doğanşahin’in aziz hatırasına ithafen kaleme aldığım Can’ım Tenimden Ayrıldı adlı kitabımla ilgili, duygu yüklü ve bir o kadar da derinlikli bir inceleme yazısı kaleme almış.

Onun satırlarında yalnızca bir kitap değerlendirmesi değil; aynı zamanda dostluğa, vefaya ve edebiyata olan içten bağlılığın izlerini de görmek mümkün. Ebru Asya’nın kaleminden dökülen her kelime, yüreğinin inceliğini ve samimiyetini yansıtıyor.

Böylesine anlamlı bir yazıyı kaleme alarak hem bana hem de bu eserin oluşmasına vesile olan kadim dostum Yücel’e duyduğu gönül selâmını ifade ettiği için kendisine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

İnanıyorum ki, edebiyatın ve dostluğun yüreklerde bıraktığı iz, zamanla silinmeyecek kadar güçlüdür. Tıpkı Ebru Asya’nın bu ince ve zarif davranışında olduğu gibi...

Kendisini sevgiyle, saygıyla ve dostça selamlıyorum.

Kalemi daim, ilhamı bol olsun…
C.Mıhcı
C.Mıhcı, @c-mihci
18.7.2025 18:01:35
Anlatı için teşekkürler;kaleminize,emeğinize sağlık Ebru hanım,

Sevgiyle kalın.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL