1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
308
Okunma

Istırabın kaynağını düşünürken Eckhart Tolle gelir hep aklıma.
"Huzursuzluk,endişe,kaygı,gerilim,stres -korkunun her çeşidi- çok fazla GELECEK yetersiz ŞİMDİ’dir.
Suçluluk ,pişmanlık,öfke,üzgünlük,,bıkkınlık,ve kırgınlığın her türü,çok fazla GEÇMİŞ,yetersiz ŞİMDİ’dir."
Dikkatimizi şimdide tutmak duygusallığın davranışlarımıza yön vermesine engel olur.Çünkü ŞİMDİ’de sorun yoktur.Mesela sabah çayınızı yudumlarken aslında o anda hiçbir sorununuz yoktur.Zihin projeksiyonları sizi ya geleceğe taşıyarak ya da geçmişe sabitleyerek zaman ve mekan kayması yaşatır ve gerçeği çarpıtır.
Az sonra trafikte yaşayacaklarınızı,geç kaldığınızda patronun suratını,toplantıda alınacak kararların etkilerini,dönüş trafiğini,hatta daha evden çıkmadan eve döndüğünüzdeki sorunları düşünüp enerjinizi peşinen tüketirsiniz.Oysa o andaki olan şey sıcacık dumanı üstünde bir bardak çaydır.O ana dikkatimizi demirlemede duyuları kullanabiliriz.Mesela çay bardağına dokununca hissettiğim sıcaklık,çayın rengi,çay kaşığının bardağa değdiğinde çıkardığı ses,mis gibi bergamot kokusu ve ağzımda bıraktığı kekremsi tat...
Duyusal algılar dışında,dikkati aldığımız nefesin solunum yolundaki hareketini takip ederek ve nefese odaklanarak da zihinsel düşünce sürecini kesintiye uğratabilir,şimdiyi yakalayabiliriz.
Stres,kaygı,üzüntü vs negatif duygularla fazlaca mesai yapmış biri olarak onların içimdeki görünümlerini fark edebiliyorum.Gün içinde sık sık içimi yokluyorum."Şu anda ne hissediyorum?" diye çok sorarım kendime.
Huzur,kaygı,bıkkınlık,pişmanlık,kıskançlık,öfke,komplex...Hangisi? Bütün negatif duygular gerçeğe direnmekten kaynaklanıyor, gerçeği kabullenememekten.
Direnç iki katmanlı sanki;
1.katman hissettiğim duygunun verdiği acı.İkinci katman ise o duygunun içimdeki varlığına izin vermemekten kaynaklanan acı.
Çoğu kez o duyguyu içimizde misafir gibi ağırlamak bile ikinci katmanın oluşmasını engelliyor ve duyguyu serbest bırakıyor.
Beklentisizlik de gelecek kaygısını azaltan bir etkendir.
Nedenleri ,nasılları anlamaya ,bilmeye çalışmaktan vazgeçmek,zihni devreden çıkarmanın bir başka yoludur.
Önemli bir sorunla ilgili kaygı anlarında ne yapacağımızı bilemeyiz.Ne yapacağımı bilememek konusunda rahat olabilirsem görüşüm netleşir ve kolayca çözüm üretebilirim.Sınırlı benlik ve zihin kapasitemle çareler aramak yerine benden daha büyük bir bilincin içinde eririm.
"Bilmiyorum ifadesi muazzam bir olasılıktır."
O zaman zihnin bıraktığı boşluktan ilahi bilincin ışığı sızar içeri.
Geçmiş ve gelecek düşüncesi hakikatle aramızdaki perdeyi kalınlaştırıyor çünkü.Güneş içimize ulaşamıyor.
Bir koruma mekanizması olarak tasarlanmış zihin bilincimizin kontrolünü ele geçirince geriye insanoğlunun delirmiş yıpranmış egosu kalıyor.
Savaşlar, yıkımlar,bencillikler ve dünyanın şimdiki acımasız hali kalıyor. Bireysel ve kollektif acılar diyarına dönüşüyor yeryüzü...Hepimize dar geliyor güzelim dünya.
Kendimizle, yaratılmışlarla ve yaradanla bağımız inceliyor.
Bir gün hatırlamak dileğiyle; Neden burda olduğumuzu , "zaman" diye bir kavram olmadığını ve aslında ŞİMDİnin dışında bir var oluş alanı bulunmadığını...
5.0
100% (2)