1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma
Yüklenemeyen Kalplerin Hikâyesi
Aşk bir zamanlar başlardı.
Bir gülüşle, bir suskunlukla, bir “merhaba”yla.
Şimdi ise hep başlamak üzere.
Yani: loading…
Her şey bir beklenti hâline dönüştü.
Göz göze gelmiyoruz artık çevrim içi oluyoruz.
Kalp, kendi yükünü taşıyamazken,
bir başkasının ilgisine bağlanıyor… ama kablosuz, güvensiz ve kesintili.
Aşk eskiden bir bakışla yanardı,
şimdi bir “story’e bakıp bakmamakla” yanıyor.
Zaten kimse tam olarak yanmak da istemiyor,
çünkü aşk dediğimiz şey artık bir risk, bir konfor kaybı gibi görülüyor.
“Aşk”a girilen parolalar unutuldu
Sadakat: modası geçmiş bir kelime.
Derinlik: yorgunluk sebebi.
Emek: fazlalık.
Herkes “gerçek aşk”ı aradığını söylüyor.
Ama o aşk biraz zaman istediğinde,
biraz sabır, biraz özveri talep ettiğinde:
bağlantı hatası.
İnsanlar ilişkilerde karşısındakini değil,
karşısındakinin onlara ne hissettirdiğini seviyor.
Yani “senin kendin” değil, “benim üzerimdeki etkinsin” aşkın nesnesi.
Bu yüzden biri değiştiğinde aşk da bitiyor.
Çünkü sevgi artık insanı değil, hissiyatı kovalıyor.
Herkes hazır sanıyor kendini
Ama aslında kimse hazır değil.
Ne bağ kurmaya, ne sorumluluk almaya,
ne de gerçekten kalmaya.
Bugünün ilişkileri “deneme sürümü” gibi yaşanıyor:
Zaman dolunca siliniyor.
Bağ kurmak yerine kaçış yolları düşünülüyor.
Ayrılık, sevgi kadar doğal karşılanıyor bazen daha bile kolay.
Ve aşk hâlâ yükleniyor.
Bitmeyecek gibi, tamamlanamayacak kadar hep başta.
%47’de kalmış bir güncelleme gibi.
Ne silinebiliyor, ne yenileniyor.
Ama bazıları var…
Gözlerini kaldırmadan sevebilen,
Birlikte susabilen, birlikte üşüyebilen,
Sabırla, utanarak seven.
Onlar için aşk, hâlâ “yüklenmeye değer” bir şey.
Onlar için aşk, ekranı kapatınca bile bitmeyen bir şey.
Belki de sorun aşkta değil.
Belki sorun, bizlerin bağlantısında.
Belki kalbimiz Wi-Fi’ye değil,
bir elde tutulmaya ihtiyaç duyuyor hâlâ.
Ama kimse elini uzatmıyor artık.
Çünkü herkes meşgul.
Beklemekle, karşılaştırmakla, kaçmakla.
Ve aşk hâlâ…
loading…
5.0
100% (3)