Dostluk, toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir nedenden birdenbire kırılır ve bir daha kullanılamaz. cicero
Oktay Güvener
Oktay Güvener

Karikatür Üzerine Kafa Yormak

Yorum

Karikatür Üzerine Kafa Yormak

( 12 kişi )

6

Yorum

21

Beğeni

4,7

Puan

583

Okunma

Karikatür Üzerine Kafa Yormak

Son günlerde Türkiye’de yaşanan karikatür olayı, sadece basit bir ifade özgürlüğü tartışması ya da dini değerlerle alay etme olayı değil aynı zamanda toplumsal fay hatlarını harekete geçirme potansiyeli taşıyan bir provokasyon girişimidir.

Karikatürde dinî değerlerin hedef alınması, bir grubun kutsallarının aşağılanması ve bunun "mizah" adı altında sunulması, basit bir olay olarak görülmemelidir. Müslüman toplumların peygamber sevgisi bellidir. Bu tür kara mizah olaylarına İslam ülkelerinin gösterdiği tepki ortada iken bunu bilinçli bir yara kaşıma olayı olarak görmek gerekir.

Bu olay, zamanlaması itibariyle de son derece düşündürücüdür. Madımak Otelinde ölenlerin yıldönümüne günler kala ve Aşure Günü’nün yaklaşmakta olduğu bir atmosferde bu türden bir karikatürün yayınlanması, tarihsel travmaları tetiklemek, mezhep ve inanç temelli ayrışmaları yeniden körüklemek isteyen bir aklın ürünü olduğu izlenimini vermektedir.

İfade özgürlüğü demokrasilerin temelidir; ancak bu özgürlük, başkasının kutsalına hakaret etme hakkını doğurmaz. Dinlere, inançlara ve inançsızlara eşit mesafede durmak; modern bir toplumun olmazsa olmazıdır. Batı’da yıllardır yaşanan Hz. Muhammed (sav) karikatürleri üzerinden çıkan krizlerin Türkiye’ye taşınmak istenmesi, dikkatle analiz edilmelidir. Çünkü bu tarz eylemler, salt bir hiciv değil, çoğu zaman sosyal fay hatlarına bilinçli olarak yerleştirilmiş fitil işlevi görür.

Karikatür krizinin tam da toplumun dini duygularının yüksek olduğu bir döneme denk getirilmesi, bir tür mühendislik izlenimi veriyor. Tıpkı 1993’te Madımak’ta yaşandığı gibi, küçük bir kıvılcımın büyük bir yangına dönüşmesi için uygun zemin hazırlayabilecek bir eylem.

Bu nedenle mesele sadece bir karikatür meselesi değil; aynı zamanda ülkenin iç huzurunu hedef alan daha büyük bir senaryonun parçası olma ihtimali de bulunmaktadır. Özellikle ülkemizde silahların bırakılması üzerine yürütülen görüşmelerin son noktaya gelmesi, ülkede iç huzurun sağlanması için en uygun adımların atıldığı bir dönemde her kesime büyük bir sorumluluk düştüğünü unutmamak gerekmektedir.

Bu noktada en büyük görev, hem medya organlarına hem de toplumun kanaat önderlerine düşüyor. Her eleştiriyi ifade özgürlüğü ambalajına sarmak ne kadar yanlışsa, her tepkiyi öfkeye dönüştürmek de o kadar zararlıdır.

Sağduyu, böylesi dönemlerde en etkili tepki verme biçimidir. Çünkü hedef, toplumun birbiriyle çatışmasıdır. Ve bu hedefe ulaşmanın en kolay yolu, kutsalları aşağılamaktır.

Türkiye’nin geçmişinde çok acı olaylar yaşandı. Madımak, Maraş, Çorum… Her biri, mezhebi veya etnik farkları kullanarak toplumun birliğini parçalamaya çalışanların izlerini taşıyor. Bugün karikatür üzerinden yürütülmek istenen tartışmanın da aynı damardan beslendiğini unutmamak gerekiyor.

Bu ülke, farklı inançların ve yaşam biçimlerinin birlikte var olduğu bir medeniyet coğrafyasıdır. Bu birlikteliğe yapılan her saldırı, hepimizin ortak vicdanına yapılmış bir saldırıdır.

Dolayısıyla yapılması gereken şey; ayrışmak değil, ortak değerlerde buluşmaktır. Aslında adımızda soyadımız da TÜRKİYE. Çünkü bizim gidebileceğimiz başka bir ülke yok.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (12)

5.0

92% (11)

1.0

8% (1)

Karikatür üzerine kafa yormak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Karikatür üzerine kafa yormak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Karikatür Üzerine Kafa Yormak yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Yekta Attila
Yekta Attila, @yekta-attila
5.7.2025 19:04:45
Popülizmi, halkın anlayacağı, kendine yakın bulacağı, sempatiyle karşılayacağı söz ve eylemlere denir, şeklinde de tanımlayabiliriz...
Sanat söz konusu olduğunda ise işin rengi çok değişir ve sanat bu noktada bir yol ayrımına gelmiş olur...
Herkesin anlayacağı ve olumlu bulacağı bir söz ve eylem sanatı yozlaştıracağı, halkın beğeni seviyesini düşüreceği gibi sanatçının ustalığına bağlı olarak sanatı seçkinleştirdiği kadar halkın beğeni seviyesini de yükseltebilir...
Yani, sanat/sanatçı 'bıçak sırtı' bir durumda olduğunu bilir ve söz ve eylemini buna göre 'dizayn' etmek zorunda olduğu hususunda uyanıklığının yegane zemini olduğunu idrak eder en başta...
Söz konusu karikatür dikkat, rikkat ve ferasetten uzak bir üslupla popülizmin olumsuz yanından hareket etmiş, halkın beğeni seviyesini yükseltme amacı gütmeden 'saldırgan bir siyaseti' 'savunan bir siyaset' ile aynı kefeye koyma gafletine düşmüş, emperyalist barbarlığın imajını bilinçlere yanlış bir biçimde sunmuş, sanki mesele din farkından kaynaklanıyormuş gibi bir bilinç yetersizliğini beslemeye gitmiş...
Tabii, bunu yaparken de simgesel iki ismi kullanarak düştüğü gafleti tamamlamış...
[Ne yazık ki mizah anlayışımızın bu popülist tarafı herhalde en çok kendi emeğini zayi ediyor... Yıllar önce yine burada (Edebiyat Defteri) karşılaştığım bir karikatürü eleştirmiş, verilen emeği düşündüğümde hiç de gülünç bulmadığımı yazmıştım... O karikatürde, kadınlar hamamına erekte olmuş ve bir demet yapılmış penisler atılıyor ve kadının biri bağırıyordu: "Kaçııınnn!... Hamama 'malafat kokteyl' atmışlaaarrr!...]
Peki, gösterilen tepkiler?...
Başta siyasetin vereceği tepkiye göre sonra hukukun nasıl devreye gireceğini popülizm yapan karikatürcülerin hesaba katmamaış olması meselenin dramatik boyutu...

Yazınızı böyle yorumladım. Bu imkan için teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Belinay21
Belinay21, @belinay21
5.7.2025 12:54:14
5 puan verdi
Hocam çok güzel tespitler kaleminiz kavi olsun
Etkili Yorum
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
5.7.2025 12:10:23
5 puan verdi
Bu deneme, karikatürün sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda toplumsal fay hatlarını tetikleyebilecek bir araç olarak nasıl kullanılabileceğini sorgulayan güçlü bir metin. Yazar, ifade özgürlüğü ile kutsal değerlere saygı arasındaki hassas dengeyi vurgularken, özellikle Türkiye’nin tarihsel travmalarına ve toplumsal kırılganlıklarına dikkat çekiyor. Tebrik ediyorum üstadım.
Salih2144
Salih2144, @salih2144
5.7.2025 10:10:28
5 puan verdi
Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Rabbim birliğimizi dirliğimizi bozmasın. Tebrikler hocam.
Gülistan2533
Gülistan2533, @gulistan2533
5.7.2025 09:47:13
5 puan verdi
Olayları faklı açıdan bakıldığında dediklerinize katılmamak mümkün değil tebrik ediyorum çok güzel bir yazı olmuş
Etkili Yorum
serdarascioglu
serdarascioglu, @serdarascioglu
5.7.2025 08:32:46
5 puan verdi
DİLİNE , GÖNLÜNE SAĞLIK... GÜZEL BİR YAZI VE ELEŞTİRİSEL BİR MANTIK..TEŞEKKÜRLER .
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL