2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
118
Okunma
İnsan her zaman konuşmaz hatta bilir ki çoğu zaman, en derin duygular sessizlikte şekillenirler. Herkesin sesi vardır ama herkesin sustuğu bir iç yeri de olur ve orada sözcükler değil, daha çok bakışlar konuşur. Gözlerin taşıdığı anlamı dudaklar çoğu zaman taşıyamaz.
Bazı şeyler yaşanır ama anlatılmaz, bazı duygular büyür ama dile gelmez bu, bir eksiklik değil, bir varoluş biçimidir.
Çünkü anlatmaya çalıştığın anda eksilir, açıklamaya çalıştığın anda yabancılaşırsın onun için bazen sadece yaşamak gerekir sessizce, karşılıksız, hatta hiç görünmeden.
İnsanın en çok yorulduğu yer genellikle kendi kalbidir, dışarının kalabalığı bir yere kadar yorucudur ama içteki kalabalık
o çok daha fazladır. İnsan kendi düşüncelerinin içinden çıkamadığın da, en basit sıradan an bile ağır gelir, birinin sessizce buradayım demesi, bu yüzden çok büyük bir şeydir. Bunu söylemeden söyleyenler vardır, bir bakışla, bir varlıkla, bir yoklukla anlatanlar.
Hayat çoğu zaman büyük anlardan ibaret değildir ,aksine en sıradan görünen zamanlarda yaşanır en büyük dönüşümler. Bir pencere kenarında, bir durakta, bir gece lambasının altında o anlarda insan, ne kadar susuyorsa o kadar derinleşir. Ve ne kadar derinleşiyorsa, bir o kadar başkalaşır.
Bazı insanlar konuşarak değil, durarak, susarak, bakarak anlam verir hayatına bilir ki bazı bağlar kelimelerle değil, zamanla kurulur. Her şeyin açık olması gerekmez, bilinmemesi gereken şeyler vardır. Onlar anlatılmasa da birlikte taşınabilecek ortak acılar, geçmişler ve onlardan kalan korkular. Bazen bir yükü hafifletmek için anlatmak değil, birlikte taşımak yeterlidir.
Birlikte susmak, çoğu zaman birlikte gülmekten daha güçlü bir bağ kurar, çünkü sessizliğe katlanmak önce samimiyet ister. ve konuşacak bir çok şey varken hiç konuşmamak, güven gerektirir. Ve herkesin içinde bir noktada, biriyle sadece bakışarak anlaşma hayali vardır, insan anlamaktan çok hissedilmek ister. Çünkü anlaşılmak bazen yetmez onun için hissedilmek, sezilmek gerektiğine inanır.
Zaman geçer, insanlar değişir, kelimeler unutulur ama bir sessizlik hali varsa iki insan arasında, kolay kolay silinmez. Çünkü bazı sessizlikler, birlikte kurulur ve o sessizlik bozulmasın diye bazen hiç kimse konuşmaz. İşte o zaman, ilişki bir tanım olmaktan çıkar, bir varlık biçimine dönüşür.
Her insan bir noktada sessizliğin kenarında durur ve içinden geçenleri bilmediği birine bakar acaba o da ben gibi mi hissediyor der. Ve çoğu zaman, hiçbir yanıt alamaz ama bazen o sessizlikte bir şey kıpırdar. Çok küçük bir şey. Bir rüzgar, bir çiçek, bir bakış...
Ve orada, tam orada, hayat yeniden başlar.
Dışarının gürültüsü susar. İçin biraz hafifler.
Çünkü biri, hiçbir şey demeden,
anlamıştır.
Mehmet Demir
29623