Dostluk, toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir nedenden birdenbire kırılır ve bir daha kullanılamaz. cicero
Tigem0663
Tigem0663

Ak saçlı ak sakallı insanlar

Yorum

Ak saçlı ak sakallı insanlar

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

84

Okunma

Ak saçlı ak sakallı insanlar

Ak saçlı ak sakallı insanlar


Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla...”

(Haşr, 59/10)


Bismillahirrahmanirrahim diyerek güne kalkan Zeynep Cevher okuduğu Kuraan sayfasını huşu ve tevazu ile çevirdi duasına Zeynep teyzenin torunları amin  diyerek ses verdiler artık 80 lerine varan Zeynep Teyze eheytttt tam bir osmanlı muhterem kadınıydı ak saçlı ihtiyar Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla...”diyerek yerinden doğruldu elinde 99 luk tesbih Osmanlı sıkma kehribar değirmenci Ali ağanın ilk ve son göz ağrısı idi Teyzem in ufak ufak gözlerine yaş doldu o beyimdi ağam paşamdı dedi sevdim dedi beni kocatsada dokunmatik telefonunu çıkarttı nasırlı parmaklarını ekranda gezdirerek Ali dayının şöyle pala bıyıklı bir resmini gösterdi eskiler emektardı alınteri ile üretirdi kızım dedi tam 40 yıl ikimiz birlikte değirmende un öğüttük yufka ekmek yaptık al buyur diyerek önüme şöyle birinci sınıf bir organik Kars balı buyur ye diyerek ikram etti nenem sabah sporunu hiç ihmal etmez namaz ile abdest ile spor yapardı 80 yaşında olmasına rağmen koca karı değil ak saçlı bilgeydi tandır ekmeği yufka ekmeği yapardı değirmende bu değirmen koca yadigarı bey yadigarı ölene kadar inşAllah burdayım diyerek besmele ile tesbihatına devam etti Allah kabul etsin Amin nenem


Bismillahirrahmanirrahim Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selâm verin...(Nûr, 24/61)

Zeynep Nine evladım dedi biz köyde hasadı toplar hasadı ilçede toplarız dedi bu dünya mutlaka ahiretin tarlasıdır güler yüz ve tebessüm edenler mutlaka o kaçılmaz göçüş ve kavuşma vakti mutlaka mükafatını toplar dedi elindeki o el emeği tandır ekmeklerini o güzel mis kokulu yufka ekmeğini azık torbasına koyarak yolun güzelliğini seyrede seyrede o önde ben arkada ilçeye doğru yürümeye başladı Yörük ihsan oturmuş yörüklere çizme hazırlıyor al buyur nenem kaçak Ceylanpınar çayı diyerek Zeynep Efe harflerini üzerine işlediği Yörük çizmesini ak saçlı ninemize hediye etti belliki ninemizin seveni çoktu ilçede nenem şöyle anlatırdı o sevgideki manayı evlat insanlar cennet cehennem için yol yürürler oysaki yolun lezzetini sadece Allah rızası için yol yürüyenler kazanır öyle değil mi Yörük ihsan ihsan efe o beyaz ve ak bıyıklarını burdu ah nenem ahh insanlar unuttu hürmeti saygıyı ve el öpmeyi çekici vurdu çizmeye son çizme ustası o kalmıştı ilçede tesbihi çevirdi bak dedi seher kızım insanın özü çalışmaktır oturmakla iş yürümez insan yaşlanır eseri kalır vakit kıymetlidir diyerek besmele ile işe başladı ve ziftah sizden bereket bizden diyerek bir Yörük çizmeside bize hediye etti ne kadar kıymetli idi bir zamanlar el emeği ile üretilip gönülden dökülen ter ile size hediye edilenler


bir topluluk Allah’ın evleri (mescitlerden) bir evde toplanır, llah’ın Kitabı’nı okur, aralarında (âyetleri) müzakere ederlerse kalpleri huzur (sekînet) bulur.

Hz Muhammed Riyazus salihin

Seher gazeteyi eline alınca 85 lik Elif
Nine nin 3.sayfada haberini gördü neden diye sordu oysaki her insan içinde bir sır saklar ve insanları tanımaya uğraşma kızım çünkü hiç bir insanı tanıyamazsın bazen tanıdım dersin işte o zaman yanılırsın en yakınım dediğin insan bazen en uzak insan çıkar sana dedi Efe ihsan tüm ilçe kendisini asıp intihar ederek hayattan kurtuluş yönünü tercih eden elif Nine için toplandılar hep birlikte mahalle insanı bu ak saçlı nine için toplandı Zeynep Nine kocasını kaybedince Allah bana bakar ben Allaha desede o evladı olmamasının acısını içine gömmüş şükür onun devlet ve rahimine diyerek  keşke üzerime toprak atacak bir kızım oğlum olsaydı desede son sözleri dünyadan bir şey anlamadım diyordu anlayan beri gelsin bie de anlatsın diyordu ona hastalıklar şifasız çileler çok ağır gelmişti insana çay içecek bir dost her zaman lazımdı o ise yalnızlık ve bunalımla yalnızlık naçar iştir deyip komşularını gönderdikten sonra tavana kendini asmayı tercih etti buda bir göç ve hicret olur diyerek mahallenin koca bilgesini Kuraan okuyarak Allahın ayetlerini okuyarak inşAllah dünyada huzur bulmadı ahirette güzel bir yerde konaklar ve huzur bulur diyerek Cenabı Hakka yolcu ettiler


Yolculuk bir çeşit eziyettir. Sizi, (vaktinde) yiyip içmekten ve uyumaktan alıkoyar. biriniz yolculuğa çıktığında işini bitirir bitirmez evine dönmekte acele etsin.


Hz Muhammed

Her insan bir yolcudur kızım dedi elinde bastonu ile Zeynep Nine elinde kıymalı börekleri azık torbasına doldurdu bazı yerlerde bu böreklere beribak derler kızım seher demeyi unutmadı ninem hadi azığımızı toplayalım onları ikram edelim insanlara bak kızım her insanın bir azık torbası vardır o azık torbasını açtığın vakit insana besin olacak senin verdiklerin lezzetlendirecek diyerek o önde ben arkada ilçemizin ilk öğretim okuluna gittik çantayı açtık her öğrenciye bir lokma ikram etmeyi unutmadı okulun adı recep dayı ilköğretim okulu idi her şehrin her insanın bir hikayesi vardır peki bu okulun hikayesi nedir diye sordu seher öğretmen bu okulda derse başlayacaktı yarın ve ilk önce bu okulda kendisine yol gösterecek insanları iyi tanımalıydı bak bu Recep dayı öyle insandırki kızım o asıl öğrencilerini emeklilikten sonra yetiştirdi insanın ismi ondan sonrada yaşar ve onun hasene hazinesini arttırır  bir evladı vatan için canını infak etti o ise emeklilikten sonrada öğrenci yetiştirdi yaşanmayan gençleşen bir insandı 86 yaşında dahi o hikmetli kitapları okurdu uzun müddet ilim için ailesinden ayrı kalsada büyüttüğü beslediği insanlar onu hiç unutmadı sende onun yolunu takip edecek o engelli yolda tüm dikenleri kaldıracaksın gınalı guzum dedi Zeynep Nine eyvallah dedim



Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın...

(Mâide, 5/6)

Seher Yaşar ın bu ilk atanma yeriydi köyün ilk öğretmeni idi sabah ezan okunduğu vakit Bismillahirrahmanirrahim dedi ve uyandı işte bu söz yaptığı işe iman edenlere ve yolun sonunu Cenabı Hakkın rızasında arayanlara büyük bir muvaffakiyet başarı anahtarıydı bisikletine binen kapı kapı dolaşan seher öğretmenin ilk işi öğrencilerini davet etmekti her kapıya uğruyor her zili çağırıyor her vakit kolaylığa başarıya ulaşmak için yüzünü abdest suyu ile yıkıyor her önüne seccade serende Allah Teala onu görüyor onunla konuşuyor gibi idi onun şahidi mutlaka Resûlullah idi ve ona şöyle sesleniyordu abdest suyu ile yıkanın tazelenin temizlenin o abdest suyu kıyamet vakti sizler ışıldar parıldar ve günahlar abdest suyu ile dökülür kasabanın en güzel çömlekçi dükkanına uğrayan çömlekçi salih amcanın o el emeği ile alınteri ile sınıfın en güzel yerine gibi bir ülke idi Seher öğretmen ne güzel bir ülke hangi şehre uğrasan değdiğini kıymetlendiren insanlar zanaatkârlar işte Anadolunun kaybolan bir köyünde kaybolan insanları anlatacaktı çocuklarına
Haydi Besmele her işi kolay eder bu kelime diyerek sınıftan ilk adımını attı


Bir köyde veya kırda üç kişi bir arada bulunur da namazlarını cemaatle kılmazlarsa, şeytan mutlaka onlara musallat olur. Öyleyse cemaat olun. Zira sürüden ayrılan koyunu kurt yer.

Hz Muhammed

Cafer Amca küçük kızını okula göndermek için sabah namazında kalktı bismillah dedi ilçedeki deprem esnasında enkaz altından kazıyarak kendi tırnakları ile kazıyarak ulaşmak istemişti çocuklarına ancak her insanın mutlaka zor bir sınav anı vardır mutlaka Maraşta Vanda İstanbulda yaşanan depremler zorluk anı değilmiydi hemde ne güzel bir sınav bu sınav en ağırıydı her şey sınav vaktinde belli olur dedi şöyle kendi yetiştirdiği karakovan ballarını ekmeğin arasına yerleştirdi iki evladını şehit vermişti o deprem anında bir küçük torunu kalmıştı ona yadigar işte o deprem anları öyledirki en ağır sınavlardandır kimisi abdestle yıkanır kimisinin şehadet sözü yarım kalır öyle depremler vardırki çakalı kurdu o vakit belli olur kuzuyu sürüden ayırır depremler çatılar yıkılır ve insan zorluk anında tekrar birbirine tutulursa cemaat olur seher öğretmen dedi Cafer Amca Cafer Amca gönül ehliydi balcılıkla geçimini sağlar elbisesiz o yetiştirdiği arıların içine girer es selamı aleyküm diyerek peteğin içine eline sokar her babayiğit yapamazdı bunu ancak selam bir duaydı kurşuna kalkıp selam versen o kurşun yönünü terse çevirir sana dokunmadı muhakkak torununu giydirdi Cafer Amca ve tebessüm ile okulun ilk günü için seher hocaya emanet etti


Şunu bilin ki, Allah’ın vereceğinin bedeli pahalıdır. Yine bilin ki Allah’ın vereceği bedel cennettir.

Hz Muhammed

Bir köy ve ilçe her zaman dünyanın aynasıdır Seher hocam dedi Zerafet Teyze tek tek üç çocuğunun vefatını görmüştü bir zamanlar yukarı mahlenin en güzel kızı kimler kimler istememiştiki onu ayağı çıplaklar cebinde para yoklar o ise mahlenin en gönlü zengin fakat derdi çok insanını bulmuştu eee ne demiş Efendimiz Sav bir hurma tanesi sizi ateşten korur yapılan amellerin ücreti cennet ile değil seni rıza makamına ulaştırdıktan sonra ne fark eder diyerek bir elinde kitap diğer elinde oklava ilk önce yufka ekmeğini çevirdi diğer elinde martin edeni okumaya devam etti evlat dedi koca Rahmeti en büyük Rahman olana kavuştu çocukları temizliğe giderek büyüttü elinde 99 luk kehribar tesbihi çevirdi yufkanın içine kara kovan balı sürdü mis gibi alınteri kokuyordu 2 çocuğunu astımdan kaybetmişti bilge kadın bir nine bir torun gocaman evde yalnız çekilir dert değil desede şu minik bebenin Nine deyip tebessüm ile elimi öpmesi en büyük zenginliktir dedi ve seher öğretmen ile minik emanet bisiklete binerek mahlenin kahvenin önünden geçiyorlardı Mahalle erkekleri bisiklet süren kızlara bakarak abovvv bakın kızlar bisiklet sürüyor çarpılacağız diyorlardı
Koca Nine ise minik torunu ve seher Hoca için Kuraan okumaya devam ediyordu


Beş vakit namaz, birinizin kapısı önünde akan ve içinde her gün beş defa yıkandığı suyu bol bir nehir gibidir, Allah, beş vakit namaz sayesinde günahları siler,

Hz Muhammed

Seher hoca kendisine aval aval bakan manadan gönülden bihaber elindeki iskambil kağıdını kızgınlık ile vuran kahve cemaatinin insanlarına şöyle seslendi Ey kahve cemaatinin cemaat olmayı beceremeyen insanları bakıyorumki ilk yaratıldığınız o kabil in kötü ahlâkı üzerindesiniz kızların bisiklet sürüp okula gitmeleri sizin hala bir yerlerinize batıyor kalkın silkinin ve kendinize gelin okullarda mescitler gibi ilim nehridir o namazı sadece seccade üstünde kılmayın dedi dede ihsan fesupunAllah HasbinAllah de hadi git kızım şeytanımı taşlama diyerek eline bastonunu aldı Ya Hak ya namıssız diyerek şöyle bir imansızca vurduki Seher kıza sonrada de siktir gavur kız diyerek şeytanıma mani olma deyyus diyerek kahve taburesini çekti ve okeyde taş çalmaya devam etti seher kız her işi Allaha havale etti kendini Cenabı Hakka teslim eyledi bazı insanlar nehirleri kirleten bir zihniyete sahiptir beş vakit abdest alsalar o su onlardan haya eder yalnız onlar haya etmez diyerek çocuklarına öğrencilerine baktı küçük Ali öğretmeninin elini tuttu hocam gidelim okulumuza tek bir çocuğun gülüşü size sevap hazinesi yeter ve ilim rahmet kapısının en büyük anahtarıdır diyordu


kim güzelce abdest aldıktan sonra hutbeyi sessizce dinlerse günahları silinir kim Hutbeyi dinlemeyip mesciddeki taşlarla oynamak gibi gereksiz bir işle meşgul olursa, vaktini boşa geçirmiş olur.

Hz Muhammed

Her ilçe her aile vede her insan mutlaka dünyaya açılan kapıdır Seher Kızım dedi okulun ilk gününü iple çeken Zeynep Nine sadakasını arttırmak için ellerinde pişiler el hüneri alınteri ile her yedirdiğimiz içerdiğimizin ücretini mutlaka Allah Teala verir diyerek gönül hazinesi ile çocukları tebessüm ettirdi seher öğretmenin yüzündeki tebessümü mutlaka görmeli bir eseri yapan insan o eseri kullanan insanların sayısını gördükçe mutlaka mutlu olur Zeynep Nine güzel nasırlı mis kokulu elleri tebeşir kokusunun içinde dolaşıyor çocuklara anlattığı masallar ile neşe saçıyordu evet gönlü geniş görüşü güzel insanlar ile okulumuz güzelleşiyordu bir elinde kutu kutu kara kovan balları diğer elinde ise yumuşak ve incitmeden emaneti yadigar torunu ile sınıf kapısını çalan Cafer dayıda tamamdı işte kızım seher laf söylemek bize düşmez ama güzel sözlü doğru ve hakikati konuşan her insanın sözü mutlaka bir hutbe gibidir her peygamber bir öğretmendir bugün ise kürsü sana aittir davete icabet sünnettir diyince öğretmen seher sağol elleri öpülesi amcam benim diyerek sınıfına baktı 7 den 70 e her yaştan toplam 10 kişiydiler olsun nice az kişiler vardır ki bedirde uhudda karanlığı yenip düşmanı yok ettiler diyerek şimdi sıra bizde inşAllah dediği vakitte okulun penceresine karanlık eller tarafından bir taş atıldı ve pencereyi paramparça etti karanlık ile savaş bir kez daha başlıyordu azim eden kazanır

kahraman ve fedakâr sahabî, "Allah’a şükürler olsun! Resûlullah sağ olduktan sonra her musibet bizim için hiçtir!" diye konuştu.

Salih suruç-peygamberimiz

Pencereden ilk taşı günahkâr olsada kendisini günahsız gibi gösteren ak sakallı ihsan dede atmıştı ilk taş okula emanet edilmek için bırakılan küçük bir çocuğun alnına çarpmıştı Zeynep Nine Seher kızım üzülme bu yaralar ilahi kelimetullah davası uğrunda alınmıştır senin muvaffakiyetin ve başarın Allah katında Allah yanındadır diyordu üzülmüyorum elleri öpülesi ninem benim çünkü biliyorum ki Allah Teala onun adını hayırlı bir işte ananlarla beraberdir Cafer Tayyar ise O hengâmede herc ü merc te Cenabı Hakka şöyle niyaz ediyordu Torununu yaralanan alnından öperek şifa sendendir Ey Yüce Allahım eğer amaç ve gayemiz senin rızan için ise bizi sensiz bırakma düşeriz diyordu ambulans acı acı öttü okulun karşısında durdu Kara ihsan akı karaya çeviren pörsük ihsan şöyle anırıyordu kötünün sesi daima eşşek sesine bakın bu taşı ben atmadım Allah attı insanları rahatsız ettiniz Hakkın önündeki perdeyi kaldırdınız uyuyan insanları uyandırdınız Cenabı Hak sizi cezasız bırakmadı demeye devam ediyordu okulun ilim kapısına o gün zincir çekildi Seher öğretmen ise köyün ilim yolunda ilk şehidi Cafer Tayyar amcanın torununa sarılıp kendisini ona kefen yaptı




Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ak saçlı ak sakallı insanlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ak saçlı ak sakallı insanlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ak saçlı ak sakallı insanlar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL