1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
122
Okunma
Eskiden bahar başka türlüydü.Öyle mi gelir insana, bilmem. Ama ne vakit Şarköy garına gelsem, trenlerden önce Derya gelirdi ilk aklıma.
İsmiyle bile serinlik veren bir kadındı. Derya. Gülüşü rüzgar gibi gelir geçerdi insanın içinden. Sanki bir şeyi unuttururdu da hatırlatmazdı bir daha.
Biz dost olduk mu, yoksa mecbur muyduk aynı masalarda kahve içmeye? O eski yolları aynı sebepten yürümeye? Kader mi birbirimize bağladı bizi, yoksa eksik kalan yerlerimizi birbirimize yama mı yaptık?
Ben, her şeyi sorguluyorum artık. Dostluklar, geçmiş, dost sandığımın gözleri... hepsi bulanık, hepsi yorgun.
Derya bir gün çekip gitti. Ne kavga ne veda… Sadece yokluk.
Üç yıl sonra bir düğünde karşılaştık. O bana selam verdi, ben elimi kalbime attım. Kalbimde o heyecan yoktu.
Dostluk da aşklar gibi, cevap vermez bazen. İçin kanar ama dışın susar.
Onunla yıllarca aynı apartmanın balkonlarında bakıştık, aynı minibüste dirsek dirseğe yol gittik. Dertleşmeler, dilsiz öfkeler, gülüşmelere boğulmuş sırlar…
Şimdi düşünüyorum da, bazı insanlar sadece bizim kırılmamız için geliyor hayatımıza.
O günden sonra Derya bir daha aramadı.
Ben de o gün anlamıştım zaten
Bazı dostluklar zamanla düşmanlık kadar iç acıtıcı hale geliyor.
Ama düşman bile olamıyoruz.
Çünkü düşmanlık bile bir yakınlıktır.
Biz artık birbirimize sadece “hiç”iz.
Bahar halen geliyor Şarköy’e.
Ama Derya artık hiçbir mevsim yok benim gözümde.
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (3)