Önce doğruyu bilmek gerekir; doğru bilinirse yanlış da bilinir, ama önce yalnış bilinirse doğruya ulaşılamaz. farabi
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

GÖLGESİYLE KALAN KADIN ... Adı Zehra...

Yorum

GÖLGESİYLE KALAN KADIN ... Adı Zehra...

1

Yorum

11

Beğeni

0,0

Puan

282

Okunma

GÖLGESİYLE KALAN KADIN ... Adı Zehra...

GÖLGESİYLE KALAN KADIN ... Adı Zehra...


Köyde sabah erken inerdi ışık. Tavuklar bağırmazdan önce, şafakta bir kadın kalkardı. Saçlarında yılların süsü, ellerinde saban günlerinden kalma çatlaklar... Zehra. Köyde herkesin "o da kendi dününe susmuş" dediği kadın.

Görünürde her şey normaldi. Ev, bahçe, ocak, ibadet... Ama onun bir kalbi vardı ki, özenle saklanan eski bir mendil gibiydi. Kimin eline geçerse ya kokusunu unuturdu ya da burştururdu.

19 yaşında gördü onu. İlkbahardı. Bağ bozumuna daha çok vardı ama Zehra’nın yüreği o bakıştan sonra toplanmış gibiydi. Şu karşı tarladaki çocuk: Süheyl.

Bir kere baktı. Ama o nasıl bir bakıştıysa, Zehra o bakışı kalbinin ıssız bir köşeşine gömdü. Kimse bilmedi. Çünkü o söylemedi. Çünkü bazı sevdaların dili yoktu, sesi de...

Yıllar geçti. Süeheyl gitti. Şehre. Önce haberleri geldi, sonra sesi. Ardından evlendiği duyuldu. Zehra duydu. Ama o, eski bakışı unutmadı. Sadece sustu. Kalbiyle yaşamaya devam etti.

Hiç evlenmedi. Annesi sordu, babası kızdı. "Bir gül gibi solacaksın burada." Soldu da. Ama kimse bilmedi, o hep gölgesinde yaşadığı bir adamın sevgisiydi bu. Ne tütün gibi dağılıp gitti, ne de toprak gibi sindi. Bekledi. Sessizce...

Bir cenazede gördü onu yıllar sonra. Süeheyl. Saçlarına ak düşmüş, yanında iki çocuk, bir kadın. Göz göze geldiler. Adam tanımadı bile. Zehra gülümsedi. İçinde kırk yıllık bir sessizlik devrildi o an.
Gözünün ucunda eski bir bahar,
yeniden açtı.

Bir çay bardağına dudağını değdirir gibi,
kırılgan ve kısa bir andı.
Ama Zehra, o anda yıllarını tekrar yaşadı.
Süheyl’in gidişini,
kendine yapılan onca talibi bir bahane ile reddedişini,
kendi elleriyle annesine ördüğü yün yeleğin içine sakladığı gözyaşlarını…

O gün cenazeden dönerken,
ayakkabıları çamura bulandı.
Ama o fark etmedi.
Çünkü kalbi çoktan başka bir toprakta yürüyordu:
Anılar.

Gece oldu.
Yıldızlar köyün üstüne serildiğinde,
Zehra sobanın yanına çöktü.
Bir defter çıkardı.
Yıllarca sandığın dibinde sakladığı boş defter.
İlk kez yazdı

“Bazı sevdalar, adı konmaz bir yerin sakini olur.
Sen benim yüreğimde, adını bilmediğim bir şehirde kaldın.
Gölge gibi geldin…
Gölge gibi geçtin…
Ama ben seni,
gölgemde büyüttüm.”


Ve sonra,
yıllar sonra ilk kez…
rahat bir nefes aldı.

Köyde hâlâ “Zehra evlenmedi” diyenler vardı.
Ama artık onun için fark etmezdi.
Çünkü o, kalbinde bir adama değil,
bir bakışa sadık kalmıştı.
Çünkü bazı kadınlar, aşkı yaşamak için değil,
aşkı taşımak için yaratılırdı.

Ve Zehra,
ömrü boyunca sevmiş,
ama bir kere bile "seni seviyorum" dememişti.

Ama artık,
gölgesinden çıkıp
kendine bakıyordu.



Çünkü bazı aşklar, yaşanmaz.
Yaşatılır.


Peri Feride ÖZBİLGE

11.06.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gölgesiyle kalan kadın ... adı zehra... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gölgesiyle kalan kadın ... adı zehra... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÖLGESİYLE KALAN KADIN ... Adı Zehra... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ah
Ahmet Erdem60, @ahmeterdem60
11.6.2025 01:55:37
Şimdi Zehra bulmak mümkün mü!!

Nefis bir çalışmayı

Tebrik ederim
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL