0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
161
Okunma
Kur’an’ın anlaşılmasında meallerin önemi büyüktür. Ancak bazı ayetlerin yanlış çevrilmesi İslam’ın temel ilkelerine aykırı algılara yol açabilmektedir. Özellikle Nisa Suresi 34. ayeti "kadın dövme" meselesinde sıkça tartışma konusu olmuştur. Bu makalede ayetin doğru bağlamda nasıl anlaşılması gerektiği kelime analizi ve bağlam vurgusu yapılarak ele alınacaktır.
“Darabe” Kelimesinin Anlam Çeşitliliği
Kur’an-ı Kerim’de “darabe” kelimesi 58 farklı yerde geçmekte ve bağlamına göre birçok anlam kazanmaktadır. Bu anlamlardan bazıları şunlardır:
Mahkûm olmak: Bakara Suresi, 61. ayette.
Dövmek: Muhammed Suresi, 27. ayet ve Enfal Suresi, 50. ayet.
Seyahat etmek veya dışarı çıkarmak: Bakara Suresi, 273; Ali İmran Suresi, 156; Nisa Suresi, 101.
Örtmek: Nur Suresi 31. ayette "darabe" kelimesi "be" harfi cerri ile birlikte "örtmek" anlamına gelir.
Bu çeşitlilik “darabe” kelimesinin yalnızca “dövmek” olarak çevrilmesinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Kur’an’ın farklı bağlamlarında kelime farklı harfi cerlerle (ön eklerle) veya yanındaki kelimelere göre anlam kazanır. Ancak Nisa Suresi 34. ayetinde harfi cer olmaksızın geçen “darabe” kelimesinin de tek anlamı “dövmek” değildir.
Nisa Suresi 34. Ayetinin Çeviri Problemi
Nisa Suresi 34. ayetinin yanlış yorumlanması meal yazarlarının kelimeyi yüzeysel anlamıyla çevirmesinden kaynaklanmıştır. Ayette geçen "erricalü kavvamune alennisai" ifadesi genellikle “erkekler kadınlar üzerinde yöneticidir” şeklinde çevrilmiştir. Ancak aynı kelimenin başka yerlerde (Nisa Suresi, 135 ve Maide Suresi, 8) “adaleti ayakta tutmak” anlamında kullanıldığı görülmektedir. قَوَّامُونَ, kökü ق-و-م (q-w-m) olan bir kelimedir. Bu kök Arapçada “kalkmak, ayakta durmak, dik durmak, gözetmek, yönetmek, sorumlu olmak” gibi anlamlar taşır.
فَعَّال vezninden türeyen قَوَّام kelimesi, “sürekli yapan, istikrarlı bir şekilde yerine getiren, gayretle üstlenen kişi” demektir.
قَوَّامُونَ ise bunun çoğuludur: “devamlı gözetenler, yönetenler, sorumluluk üstlenenler”.
Bu bağlamda “قَوَّامُونَ”, koruyucu, gözetici, sorumlu olan, idare eden anlamında kullanılır. Ancak bu “üstünlük” değil, görev ve sorumluluk vurgusudur. Ayetin devamında bu görevin nedeni olarak da:
Allah’ın bazılarına diğerlerinden farklı özellikler vermesi,
Erkeklerin mallarından harcaması gerekçeleri sunulur.
İlk anlamı “gözeten, sorumlu olan” şeklindeyken, zamanla bu kavram bazı çevrelerde:
“Üstünlük, hâkimiyet, hükmetme” gibi otoriter anlamlara kaydırılmıştır. Geleneksel toplum yapısında bu kelime, erkeğin mutlak otoritesi şeklinde yorumlanmış, kadının itaat yükümlülüğü ile bağdaştırılmıştır. Oysa Kur’an’daki bağlamda “gözeticilik” maddî sorumluluk ve toplumsal düzen gereği verilmiş bir görevdir, erkeğe tanınan bir ayrıcalık değildir. Bu bağlamda doğru çeviri “erkekler kadınları gözetir” veya “erkekler kadınların geçiminden sorumludur” şeklinde olmalıdır. Ayrıca “feddelellahu badehum ala badin” ifadesi Allah’ın insanlara farklı yetenekler verdiğini ifade eder üstünlük anlamına gelmez.
“Nüşûz” Kavramı
Ayetin önemli bir diğer kavramı olan “nüşûz” genellikle kadınların itaatsizliği veya ahlaki suçları olarak yorumlanmıştır. Ancak Nisa Suresi 128. ayetinde “nüşûz” erkeğin hırçınlık yapması kötü muamele etmesi ve ayrılmayı düşünmesi anlamında kullanılmıştır.
Kökeni ن-ش-ز (n-sh-z) kökünden gelir. Bu kök Arapçada şu temel anlamlara gelir:
yüksek yere çıkmak, yükselmek, kabarmak
bir şeyi terk edip uzaklaşmak
inatçılık ve başkaldırı
Örneğin:
"نشز المكان" = yer kabardı, yükseldi.
"نشزت المرأة على زوجها" = kadın kocasına karşı dik başlılık yaptı, uzaklaştı.
Zamanla "nuşûz" kelimesi İslam toplumlarında genellikle kadının kocasına itaatsizliği, söz dinlememesi olarak daraltılmış ve olumsuz, tek taraflı bir anlam kazanmıştır. Oysa Kur’an bağlamında daha geniştir:
Fiziksel ya da duygusal uzaklaşma
Evlilik ilişkisinde dengeyi bozan bir kopuş
Eşler arası uyumsuzluk veya soğukluk
Bu durumda “nüşûz” evlilikte geçimsizlik hali olarak anlaşılmalı ve sadece kadınlara mal edilmemelidir.
Tavsiyeler: Barışa Giden Üç Adım
Ayet eşler arasındaki geçimsizlik durumunda üç öneri sunar:
1. Öğüt vermek: Sorunları konuşarak çözmeye çalışmak.
2. Yatakları ayırmak: Fiziksel mesafeyle tarafların durumlarını yeniden değerlendirmelerine olanak sağlamak.
3. Darabe: Kelime bağlamına göre “ayrılmak” veya “birlikte ortak bir çözüm aramak” anlamında yorumlanabilir. Dövme anlamı vermek ayetin genel barış vurgusuna aykırıdır.
“Ve” bağlacının kullanılması bu üç eylemin aynı anda yapılabileceğine işaret eder. Ancak dövme anlamı verilmesi aile içi şiddeti meşrulaştıracağı gibi barış ve gönüllü itaat beklentisini de zedeler. Zira şiddet taraflar arasındaki güveni yok eder ve kalıcı bir çözüm sağlamaz. Üstelik bu durum boşanmaya kadar varabilir.
Ayetin Doğru Çevirisi
Tüm bu bilgiler ışığında Nisa Suresi 34. ayetinin doğru çevirisi şu şekilde yapılabilir:
"Erkekler kadınları gözetir. Zira mallarından harcadıklarından Allah bazılarına bazılarından farklı yetenekler vermiştir. Erdemli kadınlar boyun eğer. Allah’ın koruduğu şekilde gaybı korurlar onur ve namusları konusunda endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları evden çıkarın. Ancak sizi dinleyip vazgeçerlerse, onlara karşı başka bir yol aramayın. Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür.”
Nisa Suresi 34. ayetinin yanlış çevirileri Kur’an’ın kadına şiddeti meşru kıldığı gibi yanlış bir algı oluşturmuştur. Ancak ayetin bağlamı kelime analizi ve genel İslam ahlakı göz önüne alındığında Kur’an’ın asıl amacının barışı ve aile içi huzuru teşvik etmek olduğu açıktır. Bu nedenle meallerin ayetlerin derin anlamlarını yansıtır şekilde düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır.