6
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
767
Okunma
Ormanın derinliklerinde, adını söylemeye cesaret eden yoktu.
Ona sadece “Kurt Maskeli Tilki” derlerdi.
Yüzündeki siyah maske, tüylerinden bile karanlıktı.
Ne zaman bir horoz ötse, bir tavuk yumurtlasa, bir tavşan sıçrasa, herkes önce etrafına bakar, sonra fısıldardı:
“Acaba Kurt Maskeli Tilki buralarda mı?”
Tuzak kurmakta ustaydı.
Bir bakmışsın kümese çatıdan inmiş, bir bakmışsın ormanda kartal taklidiyle gezmiş.
Taktığı maskeyle sadece yüzünü değil, sesini, tavrını, hatta kimliğini de değiştirirdi.
Kimi zaman kurt gibi konuşur, kimi zaman sincap gibi sevimli davranırdı.
Ama aslında her zaman kendi planının peşindeydi.
İz bırakmaz, suç başkasına kalırdı.
Bir gün ormana gerçek bir kurt indi.
Kokusu bile Kurt Maskeli Tilki’nin planlarını bozmaya yetti.
Kurt yaklaşırken tüm hayvanlar saklandı.
Sincaplar dallara, tavşanlar çukurlara, tavuklar çalılıkların içine sığındı.
Ama Kurt Maskeli Tilki… kaçamadı.
İlk kez maskenin ardında titreyen gözleri göründü.
Kurt, gözlerini onun gözlerine dikti:
“Maskeni çıkar. Gerçek yüzünü görmek istiyorum.”dedi.
Tilki kımıldayamadı.
Ne ileri gidebildi, ne geri çekilebildi.
Maskeyi yüzünden alamadı.
Çünkü maskesiz kalırsa, ormandaki diğer hayvanlar gerçek yüzünü görecekti.
Korkulmayan bir tilkiyse… sıradan bir hayvandan farksız olurdu.
Kurt, sert bir adımla yaklaştı. Zavallı Tilkinin maske taktığını anlamıştı.
Ama saldırmadı.Acıdı.
Sadece başını sallayıp şöyle dedi:
“Ne olduğunu herkes öğrendi. Artık o maskenin ardında saklanamazsın.
Bu seferlik seni affediyorum, bir daha sakın kurt maskesiyle benim karşıma çıkma dedi. Tilki titreyerek kurta affet beni, bir daha asla olmayacak dedi. Kurt tilkiden söz aldı ve ona şöyle söyledi ; bu maske seni koruyamaz, sen bir kurt değilsin.”
Sonra döndü ve karanlığa karıştı.
Kurt Maskeli Tilki, ormanın ortasında yapayalnız kaldı.
Ama asıl yalnızlık o an başlamadı.
Asıl yalnızlık, diğer tilkiler ortaya çıktığında başladı.
Eskiden yolunu değiştiren tilkiler, şimdi onun yanından geçerken hiç bakmadı.
Ne korku vardı gözlerinde, ne saygı.
Sadece uzak bir sessizlik.
Bir zamanlar efsane olan Kurt Maskeli Tilki, şimdi kimsenin umursamadığı bir gölgeye dönmüştü.
Ormanın kıyısında bir çalılığın kenarına oturdu.
Yüzündeki maske artık ona bir yük olmaya başlamıştı, maskeyi çıkaramadı.
Çünkü artık maskesiz yüzünü görecek kimse kalmamıştı.
Kurt uzaklaştıktan sonra sessizlik olur. Maskeli Tilki yere çökmüş hâlde beklerken, ormanın içinden başka bir tilki yürüyerek geldi.
Biraz genç, biraz ukala, biraz da güleç biriydi.
Etrafına baktı, sesini yükseltti:
“Yani… yıllardır korktuğumuz şey buymuş öyle mi?
Şuna bak, yüzünde ki maskeye! Hahaha!”
Cesur tilki, Kurt Maskeli Tilki’nin yüzündeki maskeyi bir çırpıda kaldırıp aldı.
Kendine takdı, gövdesini kabartarak dolaşmaya başladı.
Abartılı bir sesle Kurt maskeli tilki gibi bağırdı:
“Ben Maskeli Tilki’yim! Gecenin efendisi! Tavuklar titre, tavşanlar kaç, çünkü ben geldiiiiiim! Ha-ha-ha!”
Derken, ince bir patikadan minicik ayak sesleri duyuldu.
Bir yavru tilki, usulca yaklaştı.
Tüm hayvanların sırt çevirdiği o maskeli gövdenin yanına oturdu.
Başını onun bacağına yasladı.
Ve tek bir cümle fısıldadı:
“Baba… ben seni yine de seviyorum.”
Maskeli Tilki, ilk kez gerçekten gözlerini kapadı.
Derin bir nefes aldı.
Titreyen sesiyle, neredeyse kendi duyamayacağı kadar kısık sesle yavrusuna fısıldadı;
“Oğlum… bir hata yaptım.
Hep başkası gibi görünmeye çalıştım.
Beni affet.
Sen… her zaman olduğun gibi görün.”
Hiçbir maske bu sözden daha güçlü değildir.
Ve hiçbir yalnızlık, bu cümleden sonra aynı kalamazdı.
5.0
100% (13)