2
Yorum
15
Beğeni
4,9
Puan
447
Okunma
Mert yaz tatilini köyde geçirmeye gitmişti. Dışarıda oynamak, koşmak, ağaçlara tırmanmak onun en sevdiği şeylerdi. Ama her akşam, karanlık bastığında bir sorun baş gösteriyordu: sivrisinekler.
Mert, sivrisineklerin sadece canını yaktığını düşünürdü. Onlardan nefret ederdi, “Ben sivrisinek sevmem!” derdi sürekli. Ama bir gün dedesi ona çok önemli bir şey anlattı:
“Sivrisinekler sadece seni rahatsız eden yaratıklar değil, Mert,” dedi dedesi. “Onlar, bazı hastalıkların yayılmasına sebep olabiliyor. Mesela sıtma, dang humması gibi.”
Mert şaşırmıştı. “Yani sivrisinekler tehlikeli mi?”
Dede devam etti, “Evet, ama biz onları anlamalı ve onlardan korunmayı öğrenmeliyiz. Isırıklarını engellemek için sineklik kullanmalı, vücutlarımızı kapatan giysiler giymeli ve etrafta su birikintisi bırakmamalıyız. Çünkü sivrisinekler yumurtalarını durgun sularda bırakırlar.”
Mert o akşam eve gidip, pencerelerine sineklik taktı, dışarı çıkarken uzun kollu giysi giymeye başladı. Ayrıca bahçedeki su birikintilerini boşalttı.
“Ben sivrisinek sevmem,” dedi yine, “ama onlardan korunmayı öğrendim.”
Ertesi gün arkadaşlarına da anlattı. Hep birlikte sivrisineklerin ne kadar önemli olduğunu, ama onlardan korunmanın yollarını öğrendiler.
Mert artık sivrisinekleri sadece rahatsız edici bir böcek olarak değil, aynı zamanda ciddiye alınması gereken canlılar olarak görüyordu.
Sivrisinekler sadece rahatsız edici böcekler değil, aynı zamanda bazı ciddi hastalıkların taşıyıcısı olabilirler. Bu yüzden onlardan korunmak çok önemlidir. Korunma yollarını öğrenmek ve uygulamak, sağlığımızı korumak için gereklidir. Sivrisineklerle mücadele etmek, bilinçli davranmakla mümkündür.
5.0
89% (8)
4.0
11% (1)