Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir ortamda hiç kimse hiçbir şey düşünmüyor demektir. walter lipmann
Ethem BABRAK
Ethem BABRAK

Ben Susmayı Becerirken Sen Ardında Bıraktığın Kıyameti Marifet Mi Bilirsin

Yorum

Ben Susmayı Becerirken Sen Ardında Bıraktığın Kıyameti Marifet Mi Bilirsin

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

69

Okunma

Ben Susmayı Becerirken Sen Ardında Bıraktığın Kıyameti Marifet Mi Bilirsin

Ve dönüşü olmayan bir yolculuğun arifesinde geldim işte. Unutmadım, bıraktım bir yerlerimi, bir şeylerimi geldim işte.

Yoksa görmek istediğin ben değil miydim! Yoksa yüreğim değil miydi gözlerinin daldığı gökyüzü. Hani zaman bende bitiyordu? Hani sen en çek beni seviyordun.

Bak işte, yine senli hülyalardayım. Yine başucumda senin hatıraların… Senin hiçbir zaman gelmeyeceğini/gelemeyeceğini bildiğim halde ben hala sana gelen yollarda, yolculuklardayım ve geldim işte yüreğimin kopan parçalarını toplamadan, beni ölüme terk ettiğin bu kente yağmurlar yağdırmadan.

Zaman hep sana akan bir nehir. Durduramıyorum sana esen bendeki bu rüzgârları. Kalbimden geriye bir kan nehri sende coşuyor hep. Beynimde sana dair ne var hep gökyüzü sahnemde. Bilmem ki buzları eriten gülüşün hala durur mu? Bana yasaklı kent gibi yüreğini kimlere başkent oldu ey yar!

Şimdi yine yoksun, hiçbir zaman olmadığın gibi… Yasaklımsın ve hasretinden kuruduğum. Beni çekince gönül sahneden, bedenin kimlere konuk oldu ey yar! Artık haramdır bana senin nefes aldığın şehirde yaşamak… Çekip geldim ama gitmelerim meşhurdur, bilirsin yar...

Bak, ömrümü yollarına serdim. Herkes bin severken ben sadece bir sevdim, seni sevdim. Oysa sen hiçbir zaman duymadın çığlıklarımı. Gel dedim; şehir sen koksun istedim. Saçların çiçeğine kıyamadığım bahçem olsun, yüzün bakmaya doyamadığım gökyüzüm…

Yüreğimde volkanlar cirit atmakta. Gözümden ateş püskürmekte. Hiç olmayacağını bile bile bu kalem hala niçin seni yazar ey yar! Aç mısın, açıkta mısın? Gözlerinin içinde eriyen bu gül yüzlü çocuk bana ihanetinin adı mı? Niçin aklım hala sana çalışır? Niçin adımlarım hala sana varmak için sabırsızlanır? Mesaisi yok mu bu tükenişin? Dur durak bilmez mi bu yüreğim?

Vatansız cümlelerim en çok sana akıyor. Kalemim ilk durak sana geliyor, sende çağlıyor. Gökyüzüm şahit ki ben her an, her dakika sendeyim; sana geliyorum ey yar!

Kızma! Ben çok denedim uzaklardan sana kızmayı. Olmadı, olmuyor. Ne sen geliyorsun; ne ben ölüyorum, sesim uçurumlara çarparken. Artık uçurumlar da benli sensiz… Bir ben varım, yüreği kayalıklardan yuvarlanırken ölmeyen… Hiçliğe haykırmanın hesabını tutamadı aşk sarhoşu beynim ama nafile. Ben duvarları parmaklarımla kanatırken bana kala kala sicili bozuk bir sevda kaldı geriye. Oysa küçücük ellerine yıldızları tutuşturmak vardı. Saçlarının kokusunu çekerken içimdeki cennetim olurdum yar! Yoksa cehennem kadar sıcak yüreğinde ben yok olurum diye mi gittin? Senin sözlüğünde gelmek nedir yok mudur ey yar?

Ben en çok yıldızları seyrederken özlüyorum seni. Karanlıklar yoldaşım oldu. Her gece yürek meyhanemizde bir kadeh hüzün içerek anıyoruz seni.

Karanlık güneşe kızgın, ben de sana. Ne mevsimler geldi geçti. Beni hala aynı yara kanatır. Hala aynı sevda başucumda.

Gözlerim buğulu, gökyüzüm hep yağmurlu. Her sözcüğe senden bir şey yüklüyorum diye cümleler bıktı benden. Alnımın değdiği seccadem en az sesimin ulaştığı dağlar kadar sana kızgın.

Fırtınası dinmiyor yüreğimin. Niçin suskunsun diyorlar, çığlıklarımın içindeki her şeyi paramparça ettiğini bilmiyorlar.

Susmasam karanlık korkar güneşimden. Susmasam ay ızdırabından ölür. Bir sevdalının hüznünü anlamak için kor ateşlerde yanmak mı gerekir ey yar?

Ben susmayı becerirken sen ardında bıraktığın kıyameti marifet mi bilirsin? Ben gözünden kan damlayan hüznümü, şerbet diye göğe yaslanıp güneşi tırmalarken içmişim! Senin kıdemli cehennemin benim az bulutlu gözlerime bakar. Ben bu kızgın ateşte bir kez de senin için ağlamaz mıyım ey yar? Gökyüzümden boşalırken yağmur, yüreğini ıslatmadan durur muyum yar! Gözlerine damlayıp ölümlerden ölüm beğenmeden uslanmak nedir bilir miyim ey yar?




13.03.2013
Ethem BABRAK

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ben susmayı becerirken sen ardında bıraktığın kıyameti marifet mi bilirsin Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ben susmayı becerirken sen ardında bıraktığın kıyameti marifet mi bilirsin yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ben Susmayı Becerirken Sen Ardında Bıraktığın Kıyameti Marifet Mi Bilirsin yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
9.5.2025 22:10:49
Ethem Babrak’ın bu metni, terk edilişin kıyametini ruhun en derin kıvrımlarında yankılayan bir iç monolog. Sevdanın yasını tutarken kelimelerle bir ağıt örüyor; suskunluğu çığlığa, bekleyişi ebedi bir iç göçüne dönüştürüyor. Bu metin, sevmenin bedelini sustukça ödeyen bir yüreğin yakarışıdır.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL