Herkesin aynı şeyi düşündüğü bir ortamda hiç kimse hiçbir şey düşünmüyor demektir. walter lipmann
mustafa ertürk
mustafa ertürk

RÜYA VAR HAYAL VAR BEKLEMEK VAR MASAL GİBİ

Yorum

RÜYA VAR HAYAL VAR BEKLEMEK VAR MASAL GİBİ

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

88

Okunma

RÜYA VAR HAYAL VAR BEKLEMEK VAR MASAL GİBİ

RÜYA VAR HAYAL VAR BEKLEMEK VAR

Yıllar sonra bu satırları okuyacak olan sana bu günümü anlatmak istiyorum .İçimden öyle geldi .Duygusallığımla yazacağım anlayacaksınız. Duygusallıkla yazılan anı ve yazıları okumak keyifli olur .Ben hep haz duymuşumdur duygusallık kokan yazılarımdan.. Sizde öylesinizdir sanıyorum. Eğer size o keyfi o hazzı tattırırsam ne mutlu bana. Şunu da peşinen belirteyim ki bu satırları da öncelikle kendi keyfim ve hazzımla karalıyorum. Sizi de bu iklime, bu duygusallığıma ortak edersem duyumsayacağım haz katmerli olacaktır. Uzatmayayım su anda saat 18.20 civarı. Tv BRT kanalı açık.
Arif sağ konuk sanatçıymış. Keyifle dinliyor ve izliyorum. O da duygusallığımı dile getiren etkenlerden olmuştur belki. Kim bilir?
Efendim;
Geçtiğimiz gece sanırım 01.30 da yani gece yarısından sonra yattım. Neden mi?
Vallahi bilmiyorum. Tv.ler, okuma yazma hepsi oldu anımsadığım kadarıyla.
Uyandığımda 9 civarıydı Dinlenmişim, keyifliğim, heyecanlıyım. Nasıl heyecanlanmayayım ki?!
Sevgili gelecek.. Dün karşılaşmıştık. Söz vermişti. Öyle güzel, öyle cici ki sevgilim benim. Görür görmez kanım kaynıyor içimi tatlı bir heyecan dalgası sarıyor. Daha ötesini ne siz sorun.ne ben anlatayım.
İşte bu duygu ve heyecanla etrafı topladım, tıraş oldum, şofbeni açtım, duş aldım….losyonlar döktüm. Yatağımı ve odaları da losyonladım. Banyoyu hazır tutuyorum. Şofben yanıyor. Havlular, sabunlar şampuanlar losyonlar hepsi emre hizmete hazır.
Hey Allahım bu anda saat 18.30 ..Yazı masamın üstünde küçük bir karınca siyahla sarıca arasında. Nereden çıktıysa keyfimi kaçırdı meret. Öldürmeye kıyamadım. Belki de sevgilimden gelmiştir. Olamaz mı? Olur mu olur bilemiyorum. Ama ben öyle düşünüyorum.
İşte bu anda;
“Git canım git”
Yoo yooo
Dur gitme,
Sabah beri yolunu bekliyordum. Kitapların kağıtların . Arif Sağ’ın programı bitti. Biz dönelim sabaha.
Saat 10 civarı bir kahvealtı hazırladım ki…Ağızlara tat;
Tereyağında kızarmış kepek ekmek, muz, bal, kaymak karışımı kahvaltılık peynir, çay, süt, portakal, mandalına,
sıkma meyve suyu …öf be öffff!!
Sevgili gelecek sevgilim. Fır dolanıyorum .Heyecandan yerimde duramıyorum. Bir balkon, bir pencere bir kapı.. mutfak, yatak odası.. Ha geldi, ha gelecek..
Saat 10.30 oldu yok,11 oldu yok. Sıkılmaya başladım. Ufluyorum, pufluyorum.
Karıncacık yine çıktı karşıma masanın üstünde yorgun yorgun dolaşıp duruyor.
“Ne dolaşıyorsun be mıymıntı?” zaten canım sıkkın. Gelmeyecek mi yoksa? Onu mu söylemek, anlatmak istiyorsun,!!!
Karıncacık deli divane ,kararsız, yönsüz, rotasız. Pusulayı yitirmiş .Büyük okyanustaki kırık, yorgun gemi kaptanı gibi. Ya da benim gibi. .Elimin üstüne alıyorum.
“Söyle bakalım”;
Nerden geliyorsun, nereye gidiyorsun bu kış günü. Bu 4. katta, her taraf kapalı, mesajın nedir?
Masanın üstüne kendini atıyor, gülüyorum.
Delirdim mi ne?
Mecnun mu oldum?
Yoksa geyiklerle konuşan kerem mi Fuzuli mi?
Tekrar elimin üzerine alıyorum
“Söyle canım söyle” mesajın mı var, evin nere? çoluk çocuk…?
Seni oraya bırakayım..
Telefonum çalıyor. İnşallah o dur.
Hayır,
Lanet olsun…!
Yine dağıttık parazitlendik., saat 11.30 civarı.. yok;
Çayımı içmeye başladım, kahırlandım. Sigara üstüne sigara , demli çay, fır dolanmalar...
’Yalan söyleyemem. ben hiç yalan söyleyemem’ diyordu. diyordu ama?
Belki de bir mazereti çıkmıştır, arasam mı? hayır hayır olmaz.
Beklemeye devam..
Tv karşısına geçtim, divana uzandım. battaniyeyi çektim üzerime, uyumuşum.
Anam yanımdaymış,
“Niye üzgünsün oglum “ diyor,
“Bir şey yok ana diyorum”
“Sen sigara da mı içiyorsun?”
“Yok ana 1 tane”
“Ne bir tanesi ,küllüğü doldurmuşsun”
Köyde düğün varmış, Fadime’nin gidiyorum, yetişemiyorum ’Bırakıp gitti’ diyor ,bozuluyor ve üzülüyorum.
Fakültedeymişim, Semra, Ulviye, daha birçok arkadaş varmış kantinde sohbetteymişiz...,zil çalıyor. çalsın...
derse gitmiyoruz.
Sonra hakimmişim. Avukat Özlem Demet, Ayşe, hanım …ne bileyim karmakarışık şeyler..
Kimini seviyormuşum, kimine darılıyormuşum.
Uyandığımda saat 13 haberleri okunuyordu. Hemen kapıya baktım, balkona koştum, camları perde arasından bakınıyorum ...boş! yok yok işte!!
Kızıyorum…
İçime kapanıyorum.
Yalnızlığımı, aldatılmışlığımı anlıyorum. kahır oluyorum.
Yalnızlık ve üzüntü giderek büyüyor.
Toparlanıyorum…
Giyinip sahile iniyorum.
Hava dünküne göre daha serin Bulutlu mu, sisli mi. deniz dalgalı, fıkır fıkır, köpük köpük. Tıpkı Karadenizlilerin horonu gibi. Horonlara o canlılığı veren bu dalgalar, bu fıkır fıkır deniz demek ki diyor.. ,yürüyor yürüyor...
Bir yanımı dağ yeli bir yanımı deniz sazağı dövüyor.
İnce giyinmişim, soğuk içime işliyor soğuk soğuk terliyorum. Dönüyorum...
Eve geldiğimde saat 16.30 du.
Sütlü çorbamdan bolca içiyorum.
Saat 17 civarı dayanamayıp telefon ediyorum.
“Geldim, geldim” diyor.
“Ne zaman, evdeydim” diyorum.
’Öğlen saatleriydi , zile iki kez bastım. ses yoktu sen yoktun...’ demesin mi?
Anladım anladım uyumuşum….
Demek çalan ders zili değil sevgilimin ziliydi..!
Hem üzülüyor ,hem üzülmüyorum. Hem güzel rüyamı bölmemiş oldum,
hem de bir günah işlememiş oldum diye düşünüp teselli buluyorum.
Karım aradı saat 20 civarı… 09. 05. 2025
-- A r ş i v --
--Eylül 2002 /Cide--




Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Rüya var hayal var beklemek var masal gibi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Rüya var hayal var beklemek var masal gibi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
RÜYA VAR HAYAL VAR BEKLEMEK VAR MASAL GİBİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL