0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
76
Okunma
Taşların Arasında Açan Gül: Emir Şıktaş"
Doğunun serin rüzgarlarıyla yoğrulmuş bir coğrafyada, Karakoyunlu’nun sade toprağında gözlerini açtı Emir Şıktaş. Iğdır’ın sabah sislerinde büyüdü; her sisi bir mısraya, her yıldızlı geceyi bir beyite çevirdi. Kalemi, çocukluğunun yalın türküsünden, halkının suskun çığlığına doğru yol aldı. Şiiri bir zırh değildi onun için; aksine, yüreğinin en savunmasız yerine açılmış bir kapıydı.
Onun dizelerinde sevda, dağ çiçekleri kadar kırılgan; vatan, yaban gülü kadar dirençlidir. Yılların içinden süzülüp gelen sesi, ne yalnız bir ağıttır ne de bir coşku marşı; Emir Şıktaş’ın şiiri, hatıralarla beslenen bir bilgelik ırmağıdır. Gündelik sözcükleri inci gibi dizerken, Anadolu’nun yitip giden atasözlerini bir kuyumcu titizliğiyle yeniden işler.
“Emircan” mahlasıyla yazdığı her şiirde bir insanlık yankısı vardır. Şiiri, dağların gölgesinde çobanlık eden bir çocuğun kalbinden, şehir sokaklarında yorgun adımlarla yürüyen bir işçinin özleminden süzülür. Her dizesi, hem yaşanmış hem unutulmuş bir hayatın tanıklığı gibidir.
Şıktaş, yalnız bir şair değil, aynı zamanda zamanın hafızasıdır. Yalnızca kelimelerle değil, suskunlukla da konuşur. Onun şiirinde sustuğu an, bazen en çok şeyin söylendiği andır.
Ve şimdi, zaman onu bir yaprak gibi tarihin defterine iliştirirken, biz biliyoruz ki Emir Şıktaş’ın şiiri, taşların arasından boy veren bir yaban gülü gibi hep var olacak: Hem kırılgan hem inatçı, hem güzel hem hakikat dolu.
Sevgiyle Kasım Alcan
CEVABEN...
Kıymetli dostum üstadım, On4 tv program yapımcısı yönetmeni Kasım Alcan bey; Naçizane bir dünyanın, seher rüzgarına kapılıp savrulmuş ve şiirle toplum farkındalıklarımızı anlatmaya çalışan, insanda insanlığın yaşaması gerekliliğini benimseyen, sevgi temeline dayalı dostlukların çoğalmasını isteyen, önce vicdan, dürüstlük, hak hukuk sonra hür bedenler, hür beyinler, hür düşünceler fakat sınırını bilen toplumlar olma mücadelesinde karınca misali bu yolda can verme becerisini gösterme insani duyguları ile bir şeyler yazmaya gayret eden, sessiz, sakin, gönüllere sığınan toplumsal içerikli, kültürünü yaşatma uğruna ananeleri hafızalara kaydetmek amaçlı şiir yazma çabasında olan Emircan.
Teveccüh buyurmuş onore etmişsiniz kıymetli dost üstadım. Vebal çok ağırdır. Toplum zincir halkası gibi nefsini cezbeden, lakin kokuşmuşluktan aç gözlülük hastalığına ve bu hastalık neticesi güven, ahlak, hırs, bencillik, saldırganlık, doyumsuzluk girdabına yuvarlanmaktadır.
Çözüm umulan, umut duyulanlar tedaviden uzak çözümsüzlükle daha da karmaşık hale sokmakta, hak edilmeyen zararlar verildiği görülmekte. Bu noktada ya halka dil olmaya çalışmakta, yada sivri dilli olmaktayız. Şairler halkın nefesidir, susmaları susturanların çıkarınadır. Toplumun zararınadır.
Kıymetli dostum, güzel düşünce, yorum ve değerlendirmelerin güzel bakma ve görmenin neticesidir. Ben naçizane gördüklerimin yazanıyım. Şiir genelde yaşamdan kesitler sunma uğraşısıdır, sorumluluğudur. Değerli üstat kardeşim dostum Kasım Alcan beye bu vesileyle teşekkür ederim, saygılar, sevgiler, selamlar gönderiyorum. Emir ŞIKTAŞ