1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
92
Okunma
Bir duvar saati asılıydı arkamızda… Gözlerimizi kapattığımız her anda, hayatı ölçen o sessiz ibreler dönmeye devam etti. Zaman konuşmaz ama unutturmaz. Biz unuttuğumuzu sansak da, onun belleği hep açıktır. Her anı, her dokunuş, her kelime… Zamanın duvarına asılı bir tablo gibi kalır geride.
Bir kitap vardı önümde. Sararmış sayfaları arasında kendimi ararken, ne kadar da uzaklaştığımı fark ettim kendimden. Her satır bir aynaydı. İnsan bazen bir kitapta, bazen bir sessizlikte, bazen de kendi yorgun bakışlarında bulur hakikati.
Kalbim, zamanın suskunluğuna bürünmüş gibiydi. Kimse duymasa da içimde yankılanan bir dua vardı: “Unutulmamış olayım…” Çünkü bazen, hatırlanmak yaşamak demektir. Unutulmak ise, zamanla silinmek…
Bir kadın duruyordu odada. Başını eğmiş, düşüncelerinin ağırlığını taşıyordu. Belki bir kaybı, belki bir bekleyişi… Ama kesin olan bir şey vardı: İçindeki sessizlik, dünyanın tüm gürültüsünden daha anlamlıydı.
İşte bu yüzden, zamanın tanığı olan insanlar sessiz olur. Onlar fazla konuşmaz; çünkü bildikleri, sustuklarından büyüktür.
Zaman geçer. Biz değişiriz. Ama bazı anlar, bazı insanlar, bazı hisler... Hep o duvardaki saat gibi yerinde kalır. Dönmeye devam eder ama gitmez.
Arzu ZÜNGÜR
5.0
100% (1)