0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
51
Okunma
TEHLİKELİ ÜLKE.
Barda hayatını türkü söyleyerek kazanan bir şarkıcı var; Sarp Öztürk.
Belindeki silahla her haltı yeme hakına sahip olan adam "Bana Kürtçe türkü söyle" diyor şarkıcıya.
Sarp Öztürk, "Ben Kürtçe bilmiyorum" diyor.
Mersin’de oto galerisi sahibi adam, silahını çekiyor, kurşunlarını yağdırıyor.
38 yaşındaki evli ve 1 çocuk babası şarkıcı ölüyor.
O türkü bar, oto galerisi sahibinin, adam öldürme galerisi oluyor.
İnsanlara bu kadar kolay adam öldürme hakkını, bu topraklar verdi.
Kürt vatandaşına da verdi, Türk vatandaşına da.
Onlara sorgusuz sualsiz silah verdi, destek verdi.
Onlara meseleyi hafifletecek yasalarla cesaret verdi.
Ve onlar da, bir türkü için can alacak güce eriştiler.
Hiçbir şey sebepsiz yaşanmaz.
Siyasetin ağzından kurşun yağdırdığı bir memlekette. İnsanların kurşun yağdırmasının da bir açıklaması vardır.
O yüzden öldürenlerin değil, ölenlerin derdine düşelim.
Bir babanın ekmek derdine.
Annenin acısına.
Bir evladın çığlıklarına.
Hangi devlet düzeni, o ailenin bundan sonraki hayatına ışık tutabilir?
Hangi devlet düzeni, babasız kalan çocuğu himayesine alır?
Çağdaş ülkelerin dışında...
Bizdeki demokrasi, o babasız çocuğun büyümesine bile fırsat vermeden, katili dışarı salar.
Katillerle barışık yaşayan düzeni, tarih inkar etmez ki, biz edelim.
O yüzden bizler, kocasını kaybeden kadınla, babasını kaybeden çocuğun yoluna gidelim
Burası tehlikeli bir ülkedir.
Kimimizi bilmediğimiz şeyler için öldürürler.
Kimimizi bildiklerimiz için.
Seviyesiz siyaset
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün "Herkes diline dikkat etsin" dedi. Dilini zehir gibi kullanan beylere söyledi. Çünkü tehlike her geçen gün şiddetini artırarak büyüyor. Tartışmanın zarafetini yitirenlerin, kullandıkları kelimeler, toplum huzurunu da, ülkeyi de mahvedecek kadar etkili. Bugüne kadar kendilerini frenlemeyi düşünmeyenler. Bu saatten sonra değişmez. O yüzden benim artık umudum yok. Seviyenin her gün biraz daha düştüğü bir siyaset ortamında...