Her gece saatler iki yahut üçü vurdu mu bir şey böler kaçırır uykumu,iner gökyüzünden kalbime yağmur damlası gibi ilhamlar birer birer,sanki sabah olmuş çoktan uykumu almışım güneş doğmuş gibidir,dışarısı kapkaranlık olsa da pırıl pırıl masmavi bir gökyüzü kaplar ruhumu.Bu saatlerde şehrin bütün evlerinde ve sokaklarında derin bir sükût,içimde her şeye rağmen belirir belli belirsiz tükenmek bilmeyen bir umut,herkes uykuda iken bana eşlik eden biri vardır, çoğu zaman başucumda belirir,kızım adı Siyah olsun asil isim demişti, o dışı siyah içi beyaz kedimiz yanıma gelir.
Siyah, Bombay cinsi bir kedi, şekli tıpkı pantere benzer , ilk defa görenler ürküyorbakışları pür dikkatli bizi izliyor, gözleri para para yeşil birer fenere beziyor,her yemek vakti o da hemen yanımıza gelir bizimle beraber bir sandalyeye oturur öylece sakince bekler, masaya sarkmadan yaramazlık yapmadan efendi efendi durur,yediğimiz yemeklerden o da tatmak istermiş gibi büyük bir merakla baksa bile minik bir parça ile yetinip razı olur bir küçük ekmek parçası ya da peynire, bazen tavuk ya da balık denk gelirse azıcık bir parça veririz, o ona yeter daha fazlasını istemez, kibarca nazikçe usulca nam nam nam yer ve gider.Küçüktü çelimsizdi, annesini kaybetmişti, veteriner kemikleri raşitik demişti,aşılarını yaptırdık, sağlığı iyi şükür, pamuklu kumaştan yaptığım fareyi çok sevmişti,deliler gibi oynuyordu onunla, atınca yakalayıp getiriyordu tıpkı köpek gibi ağzıyla,büyüdükçe bıraktı unuttu o sevdiği oyuncağını, artık durgunlaştı ağırlaştı biraz daha...
Siyah ’ı anlatmaya kelimeler yetmez, o evimizin bereketi neşesi, ailemizin bir ferdi,karnı doysun bir de yattığı yer sıcak olsun yeterli, yok ki bundan başka bir derdi,üzgün olanı bilir hemen dikkat kesilir, sessizce yaklaşır sokulur onun yanına bir yerimiz ağrısa hemen o bölgenin üzerine yatar, hisseder enerji verir adeta.Televizyonda Türk filmi varsa Sadri Alışık Türkan Şoray, Kartal Tibet, Ediz Hun hepsini tanırmış gibi dikkatle izler, koltuğun kenarına çıkıp benimle beraber,Kuran mealini açmıştım, saygıyla başını eğip dinledi en ufacık kımıldamadan sanıyorum, bir tek konuşması yok, akıl ve idrak yönünden farksız insandan...


Gülhan Çeliktaş
Kayıt Tarihi : 15.4.2025 04:14:00