0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
256
Okunma
...
Omurga... Bir kadının dik durduğu, kaybolan yıllarına rağmen hala ayakta durabilmesinin, bir annenin evlatlarına olan sevgiyle örülmüş yolunun harfleri gibidir. Zehra Ana’nın omurgası, sadece kemiklerden oluşmazdı; o, yılların, acıların, gözyaşlarının ve sevginin içine dokunduğu, her bir çatlağında bir hayat hikayesi barındıran bir hatıra defteriydi.
Zehra Ana, küçük bir köyde büyümüş bir kadındı. Yıkılmadı, dimdik durdu. Evlatlarının her biri başka bir hayatta var oluyordu belki, ama o, onların her adımını yüreğinde hissetti. Geceleri uykusuz kalır, sabahları omzunda bir başka yüke uyanırdı. Yoksullukla boğuşmuş, ama asla eğilmemişti.
Bir zamanlar köyün en güzel sardunyaları onun balkonunda büyümüştü. O sardunyalar gibi, her yeni güne umutla bakan Zehra Ana, rüzgârda savrulmazdı; çünkü her bir kök, omurgasında bir başka acının izini taşır, ama asla yere düşmezdi. Geceleri ağır yorgunluktan sabaha ulaşamazken, sabahları çocuklarına gülümsemek için tüm gücünü toplardı. Çalışma saatleri onu silmiş olsa da, sevgi, omurgasındaki en güçlü hatırlatıcısıydı.
Zehra Ana’nın omurgası, çocuklarını büyütürken onlara sadece karnını doyuran değil, ruhlarına da iyiliği aşılayan bir kutsaldı. "Omurga her şeydir," derken, o, sadece kemiklerin değil, bir kadının, bir annenin, bir evladın varlığını ve direncini anlatıyordu. Hangi fırtına olursa olsun, Zehra Ana’ydı orada dimdik duran, sevdiklerinin güvencesi.
Bir gün, Zehra Ana’nın çocukları büyüdü, kendi yuvalarını kurdular. Fakat Zehra Ana, kendi yuvasında yalnız kaldığında, omurgası yine de dimdikti. Evet, belki evdeki ekmek azdı, ama Zehra Ana, çocukları için daima fazlasını istedi. İkilik yoktu, bir aile vardı ve omurga, aileyi bir arada tutan tek güçtü. Şimdi, yaşlılık zamanlarında bile omurgası onu terk etmedi; "Evet, yaşlıyım, ama ben hala ayakta dururum," diyordu. Huzur evine yerleştirildiğinde de omurgası eğilmedi, çünkü içindeki özgürlük ve onur hiç kaybolmamıştı.
Zehra Ana gibi kadınlar için omurga, sadece fiziksel bir yapı değildir. O, yorgunlukla savaşan, sevgiyle büyüten, hayata karşı dimdik duran bir ruhun simgesidir. Omurga her şeydir; çünkü hayatta ne kadar zorlanırsak zorlanalım, içimizdeki doğruluk ve sevgiyle dimdik durabiliriz.
Ve unutma… Omurgası güçlü olan bir insan, hayatın her zorluğuna karşı dimdik durur. Omurga her şeydir çünkü insan, rüzgârda savrulmaz eğer içinde doğruluk direği varsa.
Peri Feride ÖZBİLGE
15.04.2025