Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha güçlüdür. s. carnot
Şadiye gürbüz(zaralıcan
Şadiye gürbüz(zaralıcan

kırmızı terlikli kadınlar …2

Yorum

kırmızı terlikli kadınlar …2

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

75

Okunma

kırmızı terlikli kadınlar …2



Bazen onu merdiven başına oturmuş uzakları seyrederken; Bazen de aniden fren patlamış bir kamyon gibi dişlerini birbirine sürte sürte bağrışarak, sokakta oyun oynayan çocuklara, merhametsiz, bir kötü laflar sayarken buluyordum.
Bu kadın, beş çocuğu nasıl sağlık nasıl büyüttü, bu ağzı dolu küfürle ile Yaşın ilerlemesi mi? yoksa başka bir travmanın etkisi olarak mı? bu şekil davranıyordu. sebep nedir?
Ben sonrasına çok takılıyordum.Anneannemin bir küçük modeli olan annemin oluşu beni bilinmeye hislere görürdü. ve ikisinin ellerinde örgü şişleri sürekli ip ağalarını örerdi. o ördükleri yelek, kazaklar kimsenin üstüne alıp giydiği olsa gam yemem.
Anneciğim, tamamen o başka bir dünyanın insanı ve yaptığı üç evlik sonrası ağırlaşmış bir beden dili ile; hiç birimizle, muhatap olmadan. direk odasının kapısı örter ve yatağına çekilirdi.
Doğrusu anlatmak gerekirse hayatımın anlamı, iki kadının, kendince anlatmadığı şeyler var. Ama , o şeylerle yüzleşmeye de cesaretleri yoktu.

Anneannemin gece boyunca çişi sayısını tutmuş daha sonra yüreğimin üstüne bırakılan bir ağırlık ile uyumuşum
Ve sabahın ilk saatleri, evin dış kapısını yumruklayan; birinin varlığı bizi derin uykudan uyandırmıştı. Kimin geldiği anlamak için haydi, kalkıp kapıyı açtım. diyelim; Evin içine kümelenen hatunlardan biri benden önce davranıp kapıyı açacağını iyi biliyorum.
Gelenin en az gitmesi birkaç saatti bulur deyip küçük bir çocuk gibi bedenimi yatağımın içine gömülmek istesem de. Annemin gelen kişiyi büyük şefkatle karşılaşması evin uğultusu evin için de yankılandı. Bir taraf dan da Mutfağa geçip çaydanlığı su ile doldurma sesi sanki benim odamın içindeydi. …
Dışı kapıyı sabah sabah yumruklayan kişinin gelişi ile bu pazar günün tadını fena halde kaçırmış, üstüme bir şeyler alıp gelenin sebebi ziyareti nedir. diye yatak odasından solan geçerken solunun bir köşesine çöreklenen anneannem, annem, kiraz teyzenin konuştukları her sözün içerisinde. Karanlık geçmiş olan insanlar ve can sıkıcı, günahlar, ölümler duyuluyordu.
Haydi, annemi saymıyorum o anneannem karanlık köşeleri ve sersemce düşüncelerini birilerine dayatmayı severdi.
Kiraz teyzeye, gelince ister konuşsun; ister sussun boyuna ezilecek geçmişi yüzüne vurulacak bir kadındı. Aynı zamanda. Kimsenin en küçüğü olmamak, kendisi ile baş başa kalmak istiyordu.Ama istediğine hiç erişmesine izin verilmedi gibi . Onu herkese görünüm olarak tembel, kötü lanse edilen bir olaya, daima kederli, bir kılıfa bürünürdü. Bir kısır döngüsü içine hapis etmiş kendini, ona çok görmüyorum bu karamsarlık barındıran konuşmaları…
beni görünce kadının gözleri bir tuhaf parlamış ve ayağa kalkıp iki kolunu kocaman açtı ona sarılayım diye.Tabi ki onun sarılmasına sarılma ile karşılık verdim. Yaşadığı ilişkilerini isteyerek-istemeyerek kimi zaman erkekleri nasıl şaşılacak iğrenç adamlar olduğun ve o adamlarla gece boyunca yürüyüp sonra bir başına kalmasının sebeplerini halen çözemediğini anlatacak gibiydi Ben onun sıradan ilişkilerini dinleyeceğimi tahmin ederken .çok yanılmışım
Birden moral durumumu kendince netleştirip usulca cebinde bir kırmızı bir zarfı çıkarıp bana uzattı.
-Ne olursun kuzum şunu çabuk oku!
Çivi yazsını andıran mektubu birkaç sefer okumaya beni zorladı.
Yazılanın ne olduğunu duyunca Önce bir dağ yutmuş gibi sessizleşti sonra avuçların içine sakladığı alyansı bana doğru uzattı.
-Baksana bunun altın olma ihtimali var mı? dedi.
Onun avuçlarının içinde alyansı avucumun içine alınca adeta yüksek bir yerden düşmüşüm de bedenimi hiç hissetmiyordum.
Çünkü, neden ? kiraz teyzenin avuçlarıma bıraktığı alyans var ya! tanıdıktı.
ilk anda benzerlik konusunu çok abartmış olabilirim diyerekten; Direk alyansının içine kazılan isim olup olmadığına baktım.
Evet isim … onun ismiydi ve boynum iki yanıma dengesizleşti, gözümün önünde uçuk mavi ışıklar birbirini iteklemeye başladı. Bir yandan ise etrafımdakilerin sesleri tanımlama konusunda zorlanıyor; bir uğultu sadece kulaklarımı tırmaladığını biliyorum.

Kiraz teyze, şu an ki yaşı itibari ile aşkı güzelliği nasıl bir ihtiyatla söz etse de. Ben onu duymuyorum. Beyaz meleklerin onun ruhunu yukarı çekmeye hazırlanırken erkekler küfür ederek ne ben ;nede başkaları onun yanında aşk münakaşası etmeye cesaret bile edemezdi.
-aşk tanrının balı diye cevap verdi.
Bu cevapla beni daha kendisinden tiksindirdi. Onun dinlemeyerek daha başka şeylere geçişine izin verdim,
O ise dil otu yemişçesine dönüp bana
-Semra erkekler de aşk üzerine çok şey bilmezler, gözü kapalı toslarla dedi.
Alyansın içinde ki ismini gördüğüm andan itibaren onu düşünmüş ve belki de benim gördüklerimi biri ona duyursa utanırdı…yersiz bir hayale kapılmış sevginin bende ki kapladığı o alan büyük onunki ise şu alyansının içinde k.i isim kadar küçük ve silikti..
Kabul görülecek davranışlar değildi. Onun bana yaşattığı bir güvensizlik yumağı yüreğimin içine sıkışmış nefes almaktan zorlanıyordu. Bir yanım bütüne dağılıp toplanırken diğer yanım koyu kurşuni bir bulutun üstüne uzanmıştı. şunda çok seviniyorum bu güne kadar Kiraz teyzenin kısa düren aşk hikayelerinin doğru gerçekliği konusunda net değil iken; şimdi, birebir nettim. Kadının erkekleri,kendine çektiren cazibesi benim de dikkatim çekti. Evet, onun gibi karizma adamın böyle bir ayağı çukurda kadınla ne işi olur ki demeyeceğim…!
Bu gece her nedense diğer geceler göre, külrengi kadar soğuktu; kirli beyaz boyanmış evlerin bahçeleri, birinin ölümü sonra, yas çeken bir biriye benziyordu. Her an birbirine karışacak gibi tahta parçaları kadar. Rengine soluk yoğurt kovaları var. Üstü üste yığılmış ağaç yapraklarının çürüme sonrası o ağır kokuyu da yatağım odanın penceresin den içeriye girmekte. Bir an önce uykun mahmurluğundan çıkıp işe yerini selamlamam lazımken. Yorganı bedenime dolamış asıl kurdeşen olduğum konu, uyuma isteğime, karşı koyamıyorum. Başka şeyleri düşünerek etrafımda bulunun çürük paslı koyu şeyleri unutur gibiydim. Anneannemin içeride annem nasıl yükseldiğine içimi açıyordu. Kaç yaşında kadın halen ona çocuk muamelesi yapıyor ne saçma şeyler ile suçluyor annemi ve annelik bu değil!… Açıkçası bu güne kadar altıncı, his olayı diye bir, inanış şeklinin çok doğruluk yanının; savunan biri değilim. Fakat dışarıda, gelen kavga sesinin, benimle alakası olduğunu, hissettim. Kitaplarımın üzerine, yığılı olan masayı, biraz ileri iterek; ayağa kalktım ki! Ne göreyim, anneannem kiraz teyzenin ak ve seyrelmiş saçlarını ellerine dolamış ve bildiğiniz gibi gücünün yettiği şekilde onu tartaklıyordu.
Sabahın ilk saatleri olduğunda herkese işe gitme telaşında; yâda uyuduğundan onları ayıracak kimsede ortalıktan görünmüyor. Annem tek kişilik koltuğa kurulmuş, biletli seyirci gibi onların kavgalarını hiç gözlerini kırpmadan sadece izlediğini gördüm.
Ne yazık ki! Bu iki huysuz ihtiyarı ayrıma keyfi bana kalmıştı. Anneannem kemiksi bedeni ile kiraz teyzenin üstüne, kapaklanmış. Kadın bir garip seslerle! Altında nasıl çırpınıyor.
Kiraz teyzeye göre, anneannem dedemden dolayı biraz daha kavga olayına hakim bir kadındı. Benim zayıf, çelimsiz bir kadının onu sakız gibi yapıştığı kiraz teyzenin üzerinden alışımı bayağı uğraştırdı. Annem ve kiraz teyzenin kavgalarının sebebine gelince doğru tahmin etmişim benmişim…
Kiraz teyzenin o hayali sevgilerinden birinin benimle dün öğlene doğru çarşı merkezde bulanan kâffede kahve içtiğimizi gördüğünden ısrar ederken anneannemde "benim torunum o saatte işte" deyip onun başından savmaya çalışırken. Söz kalabalığı, kavga halini almış olmakta. sekseni deviren kadınların arasında nasıl bir iletişimsizlik yaşadığımı ben bile çıkıp birine anlatamıyorum . olayların içinde kendimi bulduklarımda oluyor;dışarıda izlemekle kaldıklarım da oluyordu. Hemen her iş çıkışımda. hazımsızlıktan rahatsız olan anneannem için soda ve kraker almak için marketin yolunu tutardım. Market çalışanı olan yaşlı kadının kısa sohbetleri, benim, bana daha ciddi zaman ayırmam gerektiğini aşılıyordu ...

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kırmızı terlikli kadınlar …2 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kırmızı terlikli kadınlar …2 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kırmızı terlikli kadınlar …2 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL